MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “30 Mart bir seçim olmasının yanında, aynı zamanda sokak yerine sandığı tercih etmenin bir anlayışıdır” dedi.
Bahçeli, Zeytinburnu İstasyon Meydanı’nda yaptığı konuşmada, 30 Mart seçimlerinde, İstanbul’un AK Parti ve CHP zihniyetine mahkum edilmek istediğini savunarak, “İki zihniyete ülkemizi, İstanbul’u mahkum etmek isteyen bu insanlara, insanlarımızın tercihleriyle bir cevap vermesi gerekiyor. Bunun adı da MHP olmalıdır. Adalet ve Kalkınma Partisi 2002 yılında kurulup ve 18 Kasım 2002 tarihinde dönüşüm, değişim ve yenilikçilik için bir programla milletimizin huzuruna çıktığını ifade ediyor. Yani değişimden yana olduğunu söylüyor. Ama Cumhuriyetin 90 yıllık birikimini sıfırlıyor, milli değerlerimizi yok farz eden bir anlayışta iktidar oluyor” diye konuştu.
AK Parti’nin “değişim” vaadiyle iktidara geldiğini anlatan Bahçeli, şöyle devam etti:
“1994 yılından bu yana İstanbul’u yönetiyorsun, her tarafını rant yapıyorsun, hanedanlara, yakınlara peşkeş çekiyorsun. Şimdi de kalkmışsın değişmez bir şahsiyeti, belediye başkanı olarak hala takdim ediyorsun. Eğer değişimden yanaysan yeni bir aday çıkar. Eğer çıkartamıyor, mevcut adaya mecbursan, o zaman halkım sana sesleniyorum: Sen karar ver ve Milliyetçi Hareket Partisi adayını bu seçimde kazandır.”
Bahçeli, MHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak, yepyeni bir ulu çınar adayını takdim ettiğini söyleyerek, bu konuda Zeytinburnu’ndan büyük destek beklediklerini ifade etti.
Devlet Bahçeli, partisinin, önce “ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” diyen bir anlayışa sahip olduğunu belirterek, “Bu değerlendirmenin temel esası, kargaşa, kavga, çatışma, kutuplaşma, bin yıllık birliğimizi bozma anlayışını, sokaklarda göstererek, Türkiye’deki huzuru, istikrarı bozmak yerine, demokrasinin vazgeçilmez bir kurumu olan seçim yoluyla yapalım diyoruz. 30 Mart bir seçim olmasının yanında, aynı zamanda sokak yerine sandığı tercih etmenin bir anlayışıdır” ifadelerini kullandı.
MHP’nin sokakta olmak istemediğine vurgu yapan Bahçeli, şunları söyledi:
“Ama bunu kimse bir zafiyet olarak görmesin. Milliyetçi Hareket Partisi sokağa çıkmaya mecbur olursa, siyasi iktidar ortada kalamaz. Ama bize yanlışları dayatma, ama bizi zorlama, ama bize şiddeti dayatma. Milliyetçi Hareket Partisi sokakta değil, işte böyle meydanlarda, fikirlerini halkıyla paylaşıp sandıktan iktidar ya da belediye başkanlığını kazanmayı tercih ediyor. Milliyetçilikle demokrasiyi ikiz kardeş kabul ediyor, milleti kazanma, millet egemenliği, demokrasi yönetimine ‘evet’ demek istiyor. Onun için bu seçimler çok önemlidir. Sokağa çıkmayı tercih edenlere sesleniyorum; bugünkü siyasi iktidarın kudretine kendinizi kurban ederek, her gün tomalarla, sularla, ezilip, büzülüp evinize gitmeyin. Bunun yerine şurada kalmış 70 gün, sabret, sandığa git, vur kafalarına.”
“Evlatlarınıza sandığa gitmeyi öğretin”
Bahçeli, Türkiye nüfusunun yüzde 13,3’ünün 18-25 yaş grubu içerisinde olduğunu dile getirerek, “Genç kardeşlerim sizi kullanmak isteyen çevrelere alet olmayın, sabırla memleketin insan olarak, her zaman demokratik haklarınızı kullanın. Kendi iktidarını mağduriyete çevirebilecek, polislerin karşısında sizleri ezerek, ‘bunlar bize komplo kuruyor, bunlar bizim iktidarımıza şöyle yapıyor’ diyen bu iktidara, bu hakkı, bu mağduriyeti yine vermeyin” diye konuştu.
Oy kullanacak gençlere seslenen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siz 10 milyonu aşkın bir seçmen kitlesiniz genç kardeşlerim. Anneler, babalar, evlatlarınıza bu yönüyle sahip çıkın, onlara demokratik erdemi, fazileti, sandığa gitmeyi öğretin. Eğer 10 milyon gencimiz sandığa giderlerse, Gezi Parkı olarak Taksim’de üç ağacın altında toplanacağı yerde sandığa varıp bugünkü iktidara bir tokat atarsa, Recep Tayyip Erdoğan’ı İstanbul’da bulamazsınız. Onun için sandığa gidin, oyunuzu verin ve bugünkü iktidardan, tomalardan, polislerin saldırılarından, onlara emir verenlerden kurtulun ve Türkiye’yi bir başka yönde kurtarın.”
“Türkiye’yi karma karışık hale getiriyorsun”
Devlet Bahçeli, İstanbul merkezli operasyona değinerek, “57 rüşvetle milyarlar kazanmışlar, 40 adet rüşvetle yine milyonlar kazanmışlar. Parayı koyacak yerleri de bulamamışlar. Şimdi sakın ola ayakkabı almaya bir esnafa girdiğinizde ‘Ne olur bana kutu verme, bir kağıda sar ben eve kadar gideyim. Kutu elimde beni şaibe altında bırakma’ diyor vatandaşlarımız. Bazıları kalkmış ‘harama el sürmüyoruz’ diyorlar ama bütün rüşvetin paralarını, para sayma makinesiyle sayıp, evin her tarafına saklıyorlar” ifadelerini kullandı.
Operasyonun net olarak iktidarın bu işlere bulaştığının işareti olduğunu ileri süren Bahçeli, şunları kaydetti:
“Eğer Sayın Başbakan temizsen, hanedanında bir kirlilik yoksa, inşaatında bir yanlışlık yoksa, yolsuzluk, rüşvet gibi olaylarla muhatap değilsen, gel yargıyı davet et. Ama kalkmış sayın Başbakan bunların iftira, kumpas, komplo ve yargı darbesi olduğunu söylüyor. Bunları söyleyeceğin yerde, al Bilal oğlanı yanına karakola var, ‘Biz geldik’ de. Karakoldaki komiseri kıyıma uğratacağın yerde iki tane nezaretçi versin savcının yanına varsın. ‘Savcı Bey ne soruyorsan sor’ de. Ondan sonra da eğer yargıya gönderirlerse temizsen, aksan, paksan, hakim bey diyecek ki, ‘Hadi görevinin başına git. Sen temiz adamsın’ diyecek. Ama böyle değilse o zaman oğlunu, bakanların diğer evlatları gibi gönder de Yüce Divan’ın öncesinde bir hesap versin. Niye bunu yapmıyorsun da Türkiye’yi karma karışık hale getiriyorsun?”
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) oluşturulduğu dönemde, kuruldaki hakim ve savcıları iktidarın atadığını belirten Bahçeli, “Şimdi yer değiştirmiş bir bakanla, aynı heyetten 20 savcıyı görevinden ediyorsun. Her gün 60-70 polis memurunu dağıtıyorsun ve kendi yolsuzluğunun üzerini örtüyorsun. Bu yol değil. Sayın Recep Tayyip Erdoğan ne kendine bu kadar eziyet et, ne bu millete eziyet et. Senin yapacağın şey, yargıyı üstünü kirletmeden, örtmeden, önüne engel olmadan çalıştır. ‘Eğer evladıma kadar uzanırsa evlatlıktan reddederim’ diyor. Madem böyle kesin konuşuyorsun bunu biz mi yapacağız? Evladının bu işlere karışıp karışmadığını biz nereden bileceğiz? Gönder yargının önüne evladında bir şey yoksa millet olarak Bilal’i sevelim. Ama varsa gereğini yapalım” şeklinde konuştu.
Seçimde milletin karar vereceğini ifade eden Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın bu seçimde oy kaybetmesi gerektiğini, çünkü iktidarın iflas ettiğini ve hükümsüz kaldığını öne sürdü.
Bahçeli, konuşmasının ardından, bulunduğu platformdan meydandaki vatandaşlara karanfil attı.
Zeytinburnuspor’un 80 numaralı formasının hediye edildiği Bahçeli’nin konuşması sırasında, partililer “Vur de vuralım, öl de ölelim”, “Devletin başına Devlet gelecek” şeklinde slogan attı.
Kazak Türkleri Vakfı’nda kendisine hediye edilen geleneksel kıyafeti giyen Bahçeli, bir partili tarafından yazılan “Devlet Dede benim hiç ayakkabı kutum olmadı” şeklindeki dövizi, ilçe belediye başkan adayı ile tutup vatandaşlara gösterdi.
Bahçeli, daha sonra beraberindekilerle Pendik İlçe Teşkilatının açılışını yapmak üzere Pendik’e gitti. Burada ilçe başkanının odasında bir süre yöneticilerle görüşen Bahçeli, dışarıda toplanan kalabalığı cama çıkarak selamladı. Bahçeli’nin ilçe teşkilatının penceresinden yaptığı konuşma, meydana kurulan barkovizyondan gösterildi.
Devlet Bahçeli, daha sonra Tuzla Seçim İletişim Merkezinin açılışını yaptı ve partisinin Tuzla Belediye Başkan adayı Adil Erkoç’u tanıttı.
Bir yanıt bırakın