MHP Grup Başkanvekilimiz ve Manisa Milletvekilimiz Erkan AKÇAY: Türkiye düşmanlarının taşeronluğunu yapan CHP’nin Suriye ve Irak Tezkerelerine “hayır” oyu kullanması kimseyi şaşırtmamıştır.
2014 yılından itibaren Suriye ve Irak Tezkereleri birleştirilerek TBMM’ye sunulmaya başlanmış ve birleştirilen ilk Suriye ve Irak Tezkeresi 2 Ekim 2014’te kabul edilmiştir.
2015-2020 yılları arasında 6 kez uzatılan Suriye ve Irak Tezkerelerine EVET oyu kullanan CHP, 26 Ekim 2021 tarihli Suriye ve Irak Tezkerelerine HAYIR oyu kullanmıştır.
Kılıçdaroğlu RET oyu verme gerekçesi olarak da “Yabancı postalların topraklarımızı çiğnememesi için ret oyu verdik” diyerek yalanlarına bir yenisini eklemiştir.
2015-2021 yılları arasında 7 kez uzatılan Suriye ve Irak Tezkerelerinin tamamı kelimesi kelimesine, noktası noktasına, virgülü virgülüne aynıdır. Tek fark diğerler Tezkerelerde uzatma süresi bir yıl iken 2021 yılındaki sürenin iki yıl olmasıdır.
CHP Genel Bşk. Yrd. Oğuz Kaan Salıcı 25 Ekim 2021’de “Türkiye’nin güvenliği, yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalma ihtimalimiz var. Tarihi sorumluluğu gözeterek bir karar vereceğiz” diyerek CHP’nin Suriye ve Irak Tezkerelerine EVET diyeceğinin sinyalini vermiştir.
Pkk terör örgütün siyasi ayağı HDP, 26 Ekim 2021 tarihli Suriye Irak Tezkerelerinin oylaması öncesinde işbirliği yaptığı zillet ittifakına ‘HAYIR’ deyin çağrısı yapmıştı. CHP, HDP’nin talimatıyla Irak ve Suriye Tezkeresine “RET” oyu vermiştir.
Tezkereye “hayır” demek terörle mücadeleye karşı çıkmak demektir. Tezkereye “hayır” demek PYD/YPG/PKK’ya evet demektir. Suriye ve Irak Tezkerelerine “hayır” demek Türkiye Cumhuriyeti’ne ihanet etmektir.
PKK’lı teröristlere “arkadaşlar” diyen, “YPG için terör örgütü değildir, bize saldırmaz” diyen, Türkiye düşmanlarının taşeronluğunu yapan, Türkiye’nin milli çıkarlarına muhalefet eden CHP’nin Suriye ve Irak Tezkerelerine “hayır” oyu kullanması kimseyi şaşırtmamıştır.
2015-2021 yılları arasında 6 kez uzatılan Suriye ve Irak Tezkerelerinin tamamı kelimesi kelimesine, noktası noktasına, virgülü virgülüne aynıdır. Tek fark diğerler Tezkerelerde uzatma süresi bir yıl iken 2021 yılındaki sürenin iki yıl olmasıdır.
Suriye ve Irak Tezkerelerindeki “Yabancı askerlerin Türkiye’de bulunması” ifadesi, Türkiye’nin dahil olduğu uluslararası koalisyonun faaliyetleri ve Patriot sistemini kullanacak yabancı askerlerin görev alması gibi ihtiyaçlar nedeniyle 2014’ten beri tezkerelerde yer almaktadır
2015’ten bu yana metin içerikleri birebir aynı olan 6 tezkereye evet diyen CHP’nin daha önceki metinlerde de aynen yer alan yabancı asker bulundurma gerekçesine sığınması ülke ve sınır güvenliği konusunda ne kadar ciddiyetsiz ve tutarsız olduğunu gözler önüne sermiştir.
CHP Genel Bşk. Yrd. Oğuz Kaan Salıcı 25 Ekim 2021’de “Türkiye’nin güvenliği, yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalma ihtimalimiz var. Tarihi sorumluluğu gözeterek bir karar vereceğiz” diyerek CHP’nin Suriye ve Irak Tezkerelerine EVET diyeceğinin sinyalini vermiştir.
Pkk terör örgütün siyasi ayağı HDP, 26 Ekim 2021 tarihli Suriye Irak Tezkerelerinin oylaması öncesinde işbirliği yaptığı zillet ittifakına ‘HAYIR’ deyin çağrısı yapmıştı.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar 16 Ekim 2021’de “Yeni bir yürüyüş konusunda tezkereler ilk önemli imtihan olacaktır. İnanıyorum ki muhalefet partileri, özellikle ana muhalefet partisi tezkere konusunda geçmişten farklı bir tutumu gündemine alacaktır, almalıdır” demiştir.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan 26 Ekim 2021 tarihli HDP Grup toplantısında zillet ittifakı ortaklarına “ Suriye ve Irak Tezkeresine destek olmayın” çağrısı yapmıştır.
HDP milletvekili İmam Taşçıer son darbeyi vurarak 26 Ekim 2021 günü saat 00:23’te yaptığı sosyal medya paylaşımda CHP’ye aba altından sopa göstermiş, “CHP tezkereye ‘EVET’ diyecekse hiçbir Kürt, ‘CHP, AKP’den daha iyidir’ diye oy vermemeli” demiştir.
HDP “Ya bizim yanımızda yer alarak Suriye ve Irak Tezkerelerine RET oyu kullanırsınız ya da karşımızda yer alarak EVET oyu kullanırsınız. Evet oyu kullanırsanız bedelini ödersiniz” diyerek açıkça ortaklarını tehdit etmiştir.
HDP’nin mesajı zillet ittifakı ortaklarına ulaşmış ve Genel Merkezi’ne “Sınır Namustur” yazılı afişi asan CHP, HDP’nin talimatıyla Irak ve Suriye Tezkeresine “RET” oyu vermiştir.
Zillet İttifakının diğer ortağı İP de HDP’nin isteği doğrultusunda hareket etmiş, 36 İP milletvekilinden sadece 4’ü oylamaya katılmıştır. İP’li 3 milletvekili kabul oyu verirken İP milletvekili Durmuş Yılmaz RET oyu kullanmıştır.
26 Ekim 2021’de Suriye ve Irak Tezkerelerine RET oyu kullanan Kılıçdaroğlu bu oylamadan tam 7 gün sonra 3 Kasım 2021’de Yozgat’ta “Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem bana Kılıçdaroğlu demesinler!” demiştir. Bu tam bir ikiyüzlülüktür.
Tezkereye “hayır” demek terörle mücadeleye karşı çıkmak demektir. Tezkereye “hayır” demek PYD/YPG/PKK’ya evet demektir. Suriye ve Irak Tezkerelerine “hayır” demek Türkiye Cumhuriyeti’ne ihanet etmektir.
Zillet İttifakı terör örgütleriyle birlikte Türkiye düşmanlarının taşeronluğunu yapmakta, Türkiye’nin milli meselelerine muhalefet etmektedir.
ABD, AB, Mısır, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum kesimi Türkiye’nin Akdeniz’deki egemenlik haklarını gasp etmek için bir araya gelmiştir. Türkiye, Mavi Vatan’daki haklarımızı korumak için Libya Ulusal Hükümeti ile anlaşma imzalamıştır.
Libya ile imzalanan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Tezkeresi 21 Aralık 2019’da TBMM’de görüşülmüştür. Zillet İttifakı “Libya’da ne işimiz var” diyerek Mavi Vatan’daki meşru haklarımız için imzaladığımız anlaşmaya karşı çıkarak Türkiye düşmanlarının safında yer almıştır.
Libya ile imzalanan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Tezkeresi ile Suriye ve Irak Tezkerelerinin oylaması bize göstermiştir ki, Zillet ittifakında HDP ne derse o olmaktadır. CHP, İP ve DP iradesini HDP’ye teslim etmiştir.
CHP, 2 Ekim 2014’te birleştirilerek görüşülen ilk Suriye ve Irak Tezkeresine Ret oyu kullanmıştır.
Kılıçdaroğlu, 2 Ekim 2014’teki oylamadan 19 gün sonra 21 Ekim 2014’te “YPG terör örgütü değildir. Kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.” diyerek YPG terör örgütüne karşı yapılacak operasyonları engellemek için RET oyu kullandıklarını itiraf etmiştir.
PKK’lı teröristlere “arkadaşlar” diyen, “YPG için terör örgütü değildir, bize saldırmaz” diyen, Türkiye düşmanlarının taşeronluğunu yapan, Türkiye’nin milli çıkarlarına muhalefet eden CHP’nin Suriye ve Irak Tezkerelerine “hayır” oyu kullanması kimseyi şaşırtmamıştır.
Kılıçdaroğlu, “Afrin’e girilmesini asla doğru bulmuyorum” diyerek Zeytin Dalı Operasyonuna, “Bataklıkta ne işimiz var” diyerek Fırat Kalkanı Operasyonuna karşı çıkmıştır. İP başkanı “Fırat’ın doğusuna gidilecek de ne olacak? diyerek terör operasyonlarına karşı çıkmıştır.
Kılıçdaroğlu Reuters’e “İktidara geldiğimizde S-400’lerden vazgeçeceğiz, Suriye’den çekileceğiz, KHK ile ihraç edilenleri bir haftada göreve iade edileceğiz.” diyerek emperyalistlere “hizmetinizdeyim” mesajı göndermiş, terörle mücadele etmeyeceklerini itiraf etmiştir.
Kılıçdaroğlu, İmralı Canisi Öcalan’ın 10 maddelik talebini “CHP’nin Kürt Sorunu Çözüm Önerisi” olarak kamuoyuna sunmuştur. CHP, İmralı Canisinin taleplerini 68 maddelik kanun teklifi olarak TBMM’ye taşımıştır.
Kılıçdaroğlu kamudan ihraç edilen pkk’lı ve fetöcü hainleri göreve iade edeceğini söylemiş, terörist Demirtaş için “şeref madalyası verilmelidir.” demiştir. CHP milletvekilleri pkk’lı teröristlerin cenazelerine katılmış, mezarlarını ziyaret etmiştir.
CHP, Milletvekilleri Özge Aydın isimli YPG’li teröristle TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek bu teröristi doktor diye aklamaya çalışmıştır. Bu terörist daha sonra Suriye’de Mehmetçik ile girdiği çatışmada ölü ele geçirilmiştir.
CHP, hazırladığı ve kamuoyuna sunduğu Tutuklu Gazeteciler Raporu ile 91 PKK’lı, 17 MLKP’lı ve 9 DHKP-C’li tutuklu teröristi “gazeteci” diye masumlaştırmaya ve aklamaya çalışmıştır. Bu tam bir terörist hamiliğidir.
14 Nisan 2020’de Meclis’te Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun görüşülmüştür. Bu kanun görüşmeleri sırasında CHP, İP ve HDP; cezaevlerindeki pkk’lı ve fetöcü teröristlere af çıkartılması için önerge vermiştir.
CHP Milletvekili Gürsel Tekin “HDP’lilere bakanlık verilebilir” derken, CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım “HDP’ye birden fazla bakanlık verilebilir” diyerek HDP ile CHP arasındaki işbirliğini itiraf etmiştir.
CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu Türk ordusunu sivil katliam yapmakla, kimyasal silah kullanmakla suçlamaya kalkmıştır. CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır Türk Ordusuna “satılmış” demiş, Kılıçdaroğlu Mahir Başarır’a sahip çıkmıştır.
CHP Grup Başkanvekili “Toplumda güvenlik kaygısı arttı. Ancak bu terör örgütlerinden, gaspçılardan, mafyadan değil polis ve bekçilerden kaynaklanıyor.” diyerek polislerimizi ve bekçilerimizi hedef göstermiştir.
CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Erdal Aksünger ve Gürsel Tekin “PYD terör örgütü değildir.” demiştir. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek “Pyd terör örgütü değildir. Sınırımızda komşumuz Pyd olsun” demiştir.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay Türkiye’yi Suriye’de “korsan devlet” olarak, Libya’daki Türk askerini ‘lejyoner’ olarak nitelendirmiştir.
CHP’yi FETÖ/PKK/YPG ve HDP çizgisine getiren, Türkiye düşmanlarının taşeronluğunu yapan, mandacı zihniyetle yabancı başkentlerden iktidar dilenen Kılıçdaroğlu utanmadan Milliyetçilikten bahsediyor. Milliyetçilik vatanın çıkarlarını savunmak,ordusuna,milletine sahip çıkmaktır
Ey Kılıçdarloğu vatanına nasıl sahip çıkıyorsun: PKK ve Fetö terör örgütünün sözcülüğünü yaparak mı? YPG’ye sahip çıkarak mı? Terörle mücadele eden Türk Ordusunu arkadan vurarak mı? Emperyalistlerin taşeronluğunu yaparak mı? Sen kim? Milliyetçilik kim? Hadi ordan!
Bir yanıt bırakın