Dün akşam katıldığı bir TV programında, tezkereye hayır oyu vermesi sorulunca ayarları bozulan Kemal Kılıçdaroğlu suçluluk psikolojisinin yarattığı panikle Sayın Genel Başkanımıza sataşmış, Genel Başkanımızın kendisine tezkere konusunda cevap vermediğini iddia etmiştir.
Sayın Genel Başkanımız 2 Kasım 2021 tarihli grup toplantımızda “Hiç kimsenin topraklarımızı çiğnediği, çiğnemeye cüret edeceği falan yoktur. Bu iddia kuyruklu yalandır.” ifadeleriyle Kılıçdaroğlu’nun iddialarına cevabını çok net bir şekilde vermiştir.
Yine aynı grup toplantısında; “Aynı ifadeler 8 Ekim 2019, 7 Ekim 2020 tarihlerinde TBMM’de görüşülen tezkere metinlerinde de yer almıştır. O zamanki CHP, tezkere oylamalarında evet tercihini kullanmıştı” sözleriyle Kılıçdaroğlu’nun tutarsızlığını gözler önüne sermiştir.
2019 ve 2020 yıllarında, aynı ifadelerin bulunduğu tezkere metinlerine evet oyu veren ve bunu savunan Kılıçdaroğlu’na birden bire ne oldu da HDP ile kol kola girip tezkereye hayır oyu verdi ? Kılıçdaroğlu önce bunun cevabını vermelidir.
Irak ve Suriye tezkeresi; milli güvenliğimizi ve sınırlarımızı tehdit eden terör unsurlarına karşı milletimizin ve devletimizin güvenliğini sağlamak açısından hayati önem taşımaktadır. Kılıçdaroğlu bu tezkereye hayır oyu vererek Türkiye’nin karşısında saf tutmuştur.
Şu gayet açıktır ki; Kılıçdaroğlu, zillet masasının gizli ortağı HDP’den yediği fırçalara daha fazla dayanamayıp teslim olmuştur. Kılıçdaroğlu; tezkereye hayır diyerek Türk askerinin terörle mücadelesine hayır demiş, CHP tarihine kara bir leke eklemiştir.
CHP’yi Kandil’in arka bahçesi, emperyalizmin ileri karakolu haline getiren, Türk milletinin menfaatlerine açık açık cephe alan Kılıçdaroğlu’nun terör uzantılarına yaranmak için Irak-Suriye tezkeresine hayır oyu verdiği ayan beyan ortadadır.
Kılıçdaroğlu, Varlığını Türk milletinin varlığına adayan Milliyetçi Harekete ve Sn.Devlet Bahçeli’ye ipe sapa gelmez iftiralar atarak, hamasi vatan millet söylemlerinin arkasına saklanarak, gerçekleri çarpıtamayacağını aziz milletimizi kandıramayacağını bilmelidir.
Kılıçdaroğlu’na tavsiyemiz bu sözleri kulağına küpe etmesi,aklından çıkarmaması,ağzına yuva yapan yalanlardan bir an önce kurtulması ve iradesini teslim ettiği ihanet çukurundan çıkmasıdır. Yalan siyaseti ile bir sonuca ulaşamayacağı gibi her gün yeniden rezil rüsva olmaktadır.
Bir yanıt bırakın