MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; Türkiye Cumhuriyeti ile Uganda Cumhuriyeti arasında askerî iş birliği mutabakat muhtırasının onaylanmasının uygun bulunduğuna dair Kanun Teklifi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldığı konuşmasında, Türkiye’nin Afrika Kıtası’yla olan münasebetinin tarihi, geçmişi yüzyıllarla ifade edilebilecek kadar büyük ve derin olduğuna değindi. Özdemir, “Ülkemizin Afrika Kıtası’yla olan münasebetinin tarihi, geçmişi yüzyıllarla ifade edilebilecek kadar büyük ve derindir. Bizim dışımızda dünyadaki pek çok ülkenin bu kıtayla olan münasebetleri geçmişten günümüzü kadar gelen zaman içerisinde sömürge yahut tek taraflı çıkar eksenli olarak şekillenmiştir.” dedi.
AFRİKA’DAKİ BÜYÜKELÇİLİK SAYIMIZ 43’E ULAŞMIŞTIR
Kıtanın kaynakları üzerinde gözü olan çevrelerin, Afrika’nın stratejik önemi bulunan alanlarına askerî üsler konuşlandırarak küresel güç mücadelesinde rekabet olanaklarını artırmaya çalıştıklarını belirten Özdemir; “İnsanı merkeze alan, karşılıklı saygı, karşılıklı kazanç ve beraber kalkınmaya dayalı anlayış ise ülkemizin Afrika’yla olan bugünkü ilişkilerinin temelini teşkil etmektedir ve Türkiye’nin Afrika Kıtası’na yönelik uyguladığı politika, giderek olumlu neticeler vermeye başlamıştır. 2002’de 12 olan kıta genelindeki büyükelçilik sayımız, bugün itibarıyla 43’e ulaşmıştır.” dedi.
YUNANİSTAN’IN ASKERİ HARCAMALARININ TÜRKİYE’NİN NAZARINDA TÜY SIKLETİ KADAR BİLE DEĞERİ YOKTUR
Konuşmasının devamında Yunanistan’ı Ege ve Doğu Akdeniz’de arttırdığı provokasyonlara değinen İsmail Özdemir, Yunanistan’ın sadece kendisine ve ekonomisine zarar veren askerî harcamalarının Türkiye’nin nazarında tüy sıkleti kadar bile değerli olmadığını ifade ederek, “İyi komşuluk ilişkileri yerine sürekli düşmanlık duygusuyla hareket eden Yunanistan savaşın acı tecrübelerini farklı zamanlarda tatmış bir ülkedir. Dolayısıyla gerginliğe mahal vermek, sürekli kışkırtıcı eylemlerde bulunmak ve ilişkileri zehirleyici bir tutum takınmak bu ülke açısından sorunları çözmez, aksine ciddi sorunlarla yüzleşme mecburiyetini beraberinde getirir. Türkiye karşıtlığında bu hız ve seviyede ilerlerse bir gün mutlaka karşılığını göreceklerini ise iyi anlamalıdırlar.” açıklamasında bulundu.
EGE’DEKİ KITA SAHANLIĞININ ARTIRILMASI SAVAŞ SEBEBİDİR
Ege’de var olan kıta sahanlığının 6 mil sınırından 1 santimetre daha artırmaya kalkmalarının Türkiye için savaş sebebi sayılacağına dikkat çeken Özdemir; “Buna rağmen Atina yönetiminin hâlâ aynı mesele üzerinde ısrar etmesi önümüzdeki zamanlarda bölgemizde tansiyonun yükselebileceğine şimdiden işaret etmektedir. Yunanistan’ın Lozan ve Paris Barış Anlaşması’nı açıkça ihlal ettiği kesinleşmiştir. Her 2 anlaşmaya göre gayriaskerî olması şartıyla Yunanistan’a bırakılan ada, adacık ve kayalıklarla alakalı tam tersi yönde bir tutumun takınıldığı açıkça görülmektedir. Bu durum, Yunanistan’ın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini ve dolayısıyla ilgili antlaşmaların şartlarının karşılanmadığını ortaya koymaktadır.” ifadelerini kullandı.
YUNANİSTAN, BATI TRAKYA’DAKİ TÜRK AZINLIĞIN HAKLARINI İADE ETMELİDİR
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından, Yunanistan’ın Ege’de silahsızlandırılmış adaların statüsünü ihlal ettiği için Birleşmiş Milletler’e, Türkiye adına 2 mektup gönderildiği ve Yunanistan’ın adaları silahlandırmaya devam etmesi durumunda adaların egemenliğinin tartışılacağını açıkça dünya kamuoyuyla paylaştığına dikkat çeken Özdemir; “Bu yaklaşım bize göre de doğrudur ve olması gerekendir. Her türlü hukuksuzluğu uygulayan, şımarıklığı saldırganlığa dökerek daha da saldırgan politikalara ağırlık veren Yunanistan bundan sonra atacağı her adımın karşısında gereken mukabil cevap ve tavrı mislince göreceğini bilmeli, buna göre hareket etmelidir.” açıklamasını yaparak Yunanistan tarafından aksi bir niyet besleniyorsa bunun faturasının pahalıya mal olacağını belirtti.
Lozan ve Paris Antlaşmalarına uyulması gerektiğini belirten İsmail Özdemir , “Yunanistan gayriaskerî statüde olması gereken ada, adacık ve kayalıkları silahlandırmayı derhâl durdurmalı, yaptığı, bu zamana kadar sürdürdüğü tahkimatları geri çekmeli, Batı Trakya’daki Türk azınlığın haklarını ise iade etmelidir.” ifadelerini kullandı.
Bir yanıt bırakın