▶️ Büyük zaferin 99. yılını idrak ederken bu güzide ilimizde sizlerle bir araya gelmek, her açıdan büyük anlam ifade etmektedir. MHP; Afyonkarahisar’da, Dumlupınar’da, İzmir’de şahlanan millî iradenin siyasetteki izdüşümüdür.
▶️ MHP; Türkiye’nin sonsuza kadar ayakta kalması ve günümüzün müstevli artıklarının siyaset meydanından temizlenmesi için mücadele etmektedir.
▶️ Emperyalizmin maşası olan iş birlikçi unsurların cirit attığı siyasi partilerden biri HDPKK’dır. MHP uzun zaman bu ihanet kulübünün kapatılması için çaba göstermiş, sonunda Anayasa Mahkemesi de HDP için kapatma davası açmıştır.
▶️ Ancak CHP ile İP ve SP gibi yancıları; gerek sosyal medyada gerekse TV ve gazetelerde; ellerinde binlerce sivil vatandaşımızın, yüzlerce asker ve polisimizin kanı bulunan PKK’nın siyasi acentesinin aklanması için iş birliği yarışına girmişlerdir.
▶️ Bu toplantı vesilesiyle bir kez daha şu hususların altını çizmeyi bir görev addediyoruz. Anayasa Mahkemesi kapatma davasının milletimizin bekası bağlamında sonuçlandırmadığı takdirde HDP ile PKK arasındaki iltisağı onaylamış ve bölücülüğü resmen aklamış olacaktır.
▶️ Anayasa Mahkemesi, HDPKK’yı temize çıkaran mahkeme olarak tarihe geçecektir. O zaman, HDP’nin bölücü bir parti, PKK’nın eli kanlı bir terör örgütü olduğu tezi savunulamayacaktır. PKK, fiilen meşru bir örgüt gibi algılanacaktır.
▶️ MHP; Türkiye’nin önünü kesmek isteyen haricî ve dâhilî planları boşa çıkarmak için belirlediği stratejik hedefler doğrultusunda, “GÜÇLÜ SİYASET, LİDER TÜRKİYE, HEDEF 2023” sloganıyla 2023 seçimleri ve sonrasına şimdiden hazırlanmaktadır.
…
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekilimiz Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın, “04 Eylül 2021 Cumartesi Günü Afyonkarahisar İstişare Toplantısında” yapmış oldukları konuşma
Değerli dava arkadaşlarım,
Büyük zaferin 99. yılını idrak ederken bu güzide ilimizde sizlerle bir araya gelmek, her açıdan büyük anlam ifade etmektedir.
Millî Mücadele yıllarında önemli hadiselerin cereyan ettiği Afyonkarahisar, coğrafi konumundan ötürü bu dönemde kilit roller üstlenmiştir.
Başkomutanlık Meydan Muharebesi kazanıldıktan sonra, 1922 yılı Eylül’ünün ilk günü düşmana “İlk hedefiniz Akdeniz’dir ileri” buyruğunu vererek Büyük Taarruz’u başlatan Atatürk, kendisi de İzmir’e ilerlerken buradan geçmiştir.
Türk milletinin; hürriyet ve istiklali, bekası müstevlilerin tehdidine maruz kalınca nasıl yırtıcı bir bozkurt kesildiğinin şahidi, bu mübarek topraklardır.
Bu şanlı toprakların mazide yaşananları anlatacak dili yoktur ama heybetli, azametli bir tabiatı vardır. Üstünde hayat sürenler de öyle bir varlık bilinci ve genetik hafızaya maliktir ki geçmişin ihtişam ve mefahiri nesilden nesle ibadet tadında aktarılmaktadır.
4 Eylül’de burada toplanmışken, enzar-ı âleme ilan etmek isteriz ki MHP; Afyonkarahisar’da, Dumlupınar’da, İzmir’de şahlanan millî iradenin siyasetteki izdüşümüdür.
Kahraman ecdadımızın varlık azminden aldığı ilham ve kuvvetle faaliyet gösteren MHP; devletimizin bekası, milletimizin bütünlüğü ve egemenlik haklarının siyasetteki güvencesidir.
MHP; “devlet-i ebet müddet” düsturunun tecellilerini yaşamak ve yaşatmak için “millet-i ebet müddet” olmanın sırrına mazhar olanların ocağıdır.
MHP; Türkiye’nin sonsuza kadar ayakta kalması ve günümüzün müstevli artıklarının siyaset meydanından temizlenmesi için mücadele etmektedir.
Geçmişin müstevli bakiyesi bazı iş birlikçiler, kimi siyasi partilere yuvalanmış bulunmaktadır
Bunlar; milletimizin arasına nifak ve fitne sokmak, bir iç kaos anında müstevlileri topraklarımıza yeniden davet etmek için tuzaklar kurma çabasındadır.
Emperyalizmin maşası olan iş birlikçi unsurların cirit attığı siyasi partilerden biri HDPKK’dır.
Türk milletinin etle tırnak gibi ayrılması mümkün olmayan parçalarını birbirinden koparmaya cüret eden HDP, Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör örgütü olan PKK’nın siyasi kanadıdır ve bu işlevini de inkâr etmemektedir.
“Türkiye partisi” olacağı zannıyla oy veren ama hüsrana uğrayan kendi tabanı da bu iğrenç partiden bizardır ve yakasını kurtarmak için çaba göstermektedir.
Bu gerçeğin en çarpıcı delili, HDP binaları önünde her geçen gün artan evlat nöbetleridir.
Bu nedenledir ki MHP uzun zaman bu ihanet kulübünün kapatılması için çaba göstermiş, sonunda Anayasa Mahkemesi de HDP için kapatma davası açmıştır.
Ancak CHP ile İP ve SP gibi yancıları; gerek sosyal medyada gerekse TV ve gazetelerde; ellerinde binlerce sivil vatandaşımızın, yüzlerce asker ve polisimizin kanı bulunan PKK’nın siyasi acentesinin aklanması için iş birliği yarışına girmişlerdir.
Hatta bazı CHP sözcüleri, HDP’yi kapatmanın Anayasa’ya aykırı olduğunu bile ileri sürerek ihanette bir üst seviyeye atlamışlardır.
MHP ise sergilenen maskaralıkları büyük bir dikkat ve ibretle takip etmektedir.
Bu toplantı vesilesiyle bir kez daha şu hususların altını çizmeyi bir görev addediyoruz.
Anayasa Mahkemesi kapatma davasının milletimizin bekası bağlamında sonuçlandırmadığı takdirde HDP ile PKK arasındaki iltisağı onaylamış ve bölücülüğü resmen aklamış olacaktır.
Anayasa Mahkemesi, HDPKK’yı temize çıkaran mahkeme olarak tarihe geçecektir.
O zaman, HDP’nin bölücü bir parti, PKK’nın eli kanlı bir terör örgütü olduğu tezi savunulamayacaktır.
PKK, fiilen meşru bir örgüt gibi algılanacaktır.
Hukuk; milletin birlik ve beraberliğinden, devletin bekasından üstün değildir.
Hukukun üstünlüğü; milletin birlik ve bütünlüğü; devletin bekası içindir.
Milletimiz için beka yoksa hukuk zaten yoktur.
Milletin hayati çıkarlarını ve egemenlik haklarını gözetmeyen hukuki karar ve içtihatlar; adaleti iğdiş etmekten, bölücülük ateşine odun atmaktan başka sonuç vermeyecektir.
Hukuk millet için vardır ve mahkemeler Türk milleti adına karar verir.
Türk milletinin birlik ve dirliği, devletimizin bekası aleyhine karar veren mahkeme, meşruiyetini yitirir.
Bu noktada MHP; milletimizin birlik ve beraberliğine, egemenlik haklarına yönelen gerek siyasi, gerekse siyaset dışı her türlü tutum ve davranışın, her türlü girişimin, her türlü karar ve tasarrufun şiddetle karşısında duracaktır
Ayrıca unutulmamalıdır ki terör belası Türkiye’yi 30-40 yıldır Kızılelma hedeflerinden alıkoymaktadır.
Küresel yarışın uzayda, laboratuvarda ve yapay zekânın sınırsız ufuklarında sürdüğü bir çağda; artık Türkiye’nin kaybedecek tek günü bile yoktur.
Türkiye’nin, 21. yüzyıl ve sonrası için önünde çok büyük küresel hedefleri vardır.
Bu hedeflere ulaşmanın yolu, öncelikle terörü sonsuza kadar tarihe gömmekten ve terör üreten partileri kapatarak Türkiye’nin gündeminden çıkarmaktan geçmektedir.
Yeri gelmişken bir hususu daha arz edeyim.
Siz bakmayın Atatürk’ü paravan olarak kullanan ama PKK’ya koruyuculuk eden Marksistlerin ve bilhassa CHP sözcülerinin “Vatan, Millet, Sakarya” edebiyatlarına…
Bunlar, Atatürk’e sahip çıkar gibi görünseler de ne onun fikirlerini ne de vasiyetlerini benimserler. Müstevlilerin iş birlikçisi, teröristlerin hamisi, emperyalizmin taşeronu olmaktan çekinmezler. Ülkelerini fütursuzca kötüler, gammazlar, hatta küresel aktörlere yağcılık ederler. Amerikan başkanlarından Türk demokrasisine ayar vermesini isterler.
Bu sözlerim sakın iddia olarak görülmesin.
Antalya ve Muğla illerimiz başta olmak üzere birçok yerde teröristlerce çıkarılan yangınlar dolayısıyla “Help Turkey!” naraları atarak Türkiye’yi rezil etme yarışına girenler aynı çevrelerdir.
Yangınlar yürekleri dağlayıp kimi canları bizden koparırken bunlar, bizi yabancılara gammazlamaya çalışmışlardır. Ülkemizin dört bir yanını ateşe verenlere karşı millî dayanışma sergilemek yerine, sanki yangınların müsebbibiymiş gibi pişkin ve utanmaz bir tavırla iktidara saldırmışlardır.
Bunlarla da yetinmeyip AB üyesi bazı ülke politikacılarının husumet taşan ifadelerinden ilham almışlardır. Oysa dillerinden düşürmedikleri Kuva-yı Milliye ve Atatürk’ün badireli günlerde yegâne istinatgâhı doğrudan Türk milleti olmuştur.
Bir kaos durumunda yardım istenecek, dayanılacak tek güç ve irade; milletin bizzat kendisidir.
Marksistlerin yuvası, terör militanlarının hamisi işlevini üstlenen CHP ile hempalarının Türk milletine mensubiyet şuuru ve aidiyet hissi yok olmuştur.
HDP’yi aklayıp masum göstermeye çalışan CHP ve öteki zillet sözcülerinin dilleri, evlatlarını bu kanlı terör acentesinin elinden kurtarmaya çalışan ailelerin göğe yükselen feryadı ve cesur protesto gösterileri karşısında lal olmaktadır.
CHP ve yancıları, anaların babaların sesine kulaklarını tıkamıştır.
İş birlikçi partilerin ve bilumum yancıların ortak amacı; “21 yüzyılda Büyük ve Güçlü Türkiye” ülküsüne dev adımlarla ilerleyen Türkiye’ye ayak bağı olmak, serseri kaya gibi yoluna yuvarlanmaktır.
MHP; Türkiye’nin önünü kesmek isteyen haricî ve dâhilî planları boşa çıkarmak için belirlediği stratejik hedefler doğrultusunda, “GÜÇLÜ SİYASET, LİDER TÜRKİYE, HEDEF 2023” sloganıyla 2023 seçimleri ve sonrasına şimdiden hazırlanmaktadır.
Bundan sonra 9 ilimizde düzenlenecek istişare toplantılarının gayesi, söz konusu slogan çerçevesindeki çalışmaları hızlandırmaktır.
MHP’nin dinamik siyasi faaliyetlerinin 2023 hedefleri bağlamında hız kesmeden sürdürülebilmesi için, teşkilatlarımızın gereken çalışkanlık ve azmi izhar ederek camiamızın dinamizmine katkıda bulunacağına güvenimiz tamdır.
Bir yanıt bırakın