MHP Genel Sekreter Yardımcısı Bahadır Bumin Özarslan, HDP’ye açılan kapatma davasının ardından MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye yönelik saldırıların arttığına dikkat çekti. Özarslan, “Ülkücü Türk Milliyetçiliği’nin tek siyasî temsilcisi ve anıtlaşmış kurumu olan MHP, Türk Milleti’nin son ferdi var oldukça yaşayacaktır. Hiçbir güç, sadece meşru zeminde siyaset yapan ve bunu teşvik eden MHP’yi kapatamaz. Tanıdık-Tanımadık heveslilere, bir kez daha duyurulur” dedi.
Hiçbir gücün, sadece meşru zeminde siyaset yapan ve bunu teşvik eden MHP’yi kapatamayacağının altını çizen Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Bahadır Bumin Özarslan, sosyal medya hesabından HDP kapatma davası ve bu konu üzerinden Milliyetçi Hareket Partisi’ne yapılan saldırılara ilişkin açıklama yaptı.
KARALAMALAR MAKSATLI VE HEDEF SAPTIRMAYA YÖNELİK
Özarslan, “Sonuç olarak AİHM, yukarıdaki şartlar çerçevesinde parti kapatmanın hedeflenen amaçla orantılı olduğunu; kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanması, hak ve özgürlüklerin korunması bakımından zorunluluk teşkil edebileceğine hükmetmiştir. Dolayısıyla Partimizin konuya ilişkin işaret ettiği bütün hususlar, hukukî bir temele dayanmaktadır.” dedi.
“Böylesi bir durum karşısında, yapılan saldırıların ve karalamaların maksatlı ve hedef saptırmaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır” ifadelerini kullanan MHP Genel Sekreter Yardımcısı Bahadır Bumin Özarslan şunları kaydetti:
BU GRUPLARA EN GÜZEL CEVABI AİHM VERMEKTEDİR
“Son günlerde, HDP’ye açılan kapatma davası çerçevesinde, partimiz MHP’ye ve Genel Başkanımıza yönelik saldırıların ve karalamaların arttığı görülmektedir. HDP mensupları başta olmak üzere, onların her daim destekçisi pek çok nüfuz ajanı da eş zamanlı olarak harekete geçmiştir.
Kapatma davasına karşı çıkan bu çevrelerin ileri sürdüğü iddialar ve görüşler, hukukî dayanaktan yoksundur. Bahsi geçen bu gruplara en güzel cevabı, her zaman atıf yaptıkları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) vermektedir.
ŞİDDETE BAŞVURAN HİÇ BİR SİYASİ PARTİ, AİHS’YE GÖRE KORUMADAN YARARLANAMAZ
AİHM’nin 30.06.2009 tarihli “Batasuna Kararı”, siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin kabul edilmiş kıstasların bir kez daha değerlendirildiği bir karardır. Kesinleşmiş olan bu karar, AİHM’nin önemli bir içtihadı hâline gelmiştir.
Batasuna Kararı’na göre şiddete başvurmayı teşvik eden ve demokrasiyle uyuşmayan bir politika takip eden bir siyasî parti, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) sağladığı korumadan yararlanamaz.
TERÖRÜN KINANMAMASI ÜZERİ ÖRTÜLÜ BİR DESTEKTİR
Söz konusu kararda, şiddete yönelik açık destek ile terörizmle bağlantılı kişilerin övülmesi, toplumsal çatışmaları kışkırtan unsurlar olarak kabul edilmiştir.
Kararda, 30 yıldan fazla süren bir terör ortamında, diğer siyasî partiler tarafından kınanmış olan terörün kınanmaması ve terörün kınanması taleplerinin reddedilmesi, terörizme üstü örtülü bir destek olarak nitelendirilmiştir.
AİHM; PARTİ KAPATMANIN HEDEFİ AMAÇLA ORANTILI
AİHM, siyasî kişiliklerin yalnızca eylemleri ve söylemleri ile değil bazı durumlarda, açık bir destek gibi anlaşılabilecek sessizlikleri ve kaçınma hâli ile de sorumlu tutulabileceğine işaret etmiştir. Siyasî partilere isnat edilebilen eylemlerin ve sessizliği ya da kaçınmayı da kapsayan tutumların, demokratik toplum kavramıyla çelişmesi hâlinde AİHM, parti kapatma kararlarının “zorunlu bir toplumsal ihtiyaca” cevap verdiğini ifade etmiştir.
Sonuç olarak AİHM, yukarıdaki şartlar çerçevesinde parti kapatmanın hedeflenen amaçla orantılı olduğunu; kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanması, hak ve özgürlüklerin korunması bakımından zorunluluk teşkil edebileceğine hükmetmiştir.
SESSİZ KALANLARIN NE MAKSATLA LÂL OLDUĞU ORTADADIR
Dolayısıyla Partimizin konuya ilişkin işaret ettiği bütün hususlar, hukukî bir temele dayanmaktadır. Böylesi bir durum karşısında, yapılan saldırıların ve karalamaların maksatlı ve hedef saptırmaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Saldırı ve karalama korosu dışında, Batasuna Kararı’nda da işaret edildiği üzere, sessiz kalan siyasî kişiliklerin ve kurumların da ne maksatla lal olduğu ortaya çıkmaktadır. Sessizler korosu da en az diğer koro kadar renklidir. Bu durum da dikkatten kaçmamaktadır.
YAPILAN SALDIRILARA DESTEK VERENLER ASLA UNUTULMAMALIDIR
Sesli ve sessiz koroların kim olduğu kadar ne maksatla müttefik olduğu da göz ardı edilmemelidir. Hele hele adının önünde “Eski” sıfatını taşıyan, Partimize ve Genel Başkanımıza yapılan saldırılara sesli veya sessiz destek veren kişiler ve çevreler ise asla unutulmamalıdır.
Ülkücü Türk Milliyetçiliği’nin tek siyasî temsilcisi ve anıtlaşmış kurumu olan MHP, Türk Milleti’nin son ferdi var oldukça yaşayacaktır. Hiçbir güç, sadece meşru zeminde siyaset yapan ve bunu teşvik eden MHP’yi kapatamaz. Tanıdık-Tanımadık heveslilere, bir kez daha duyurulur.”
Bir yanıt bırakın