MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. E. Semih Yalçın: Yahu Ahmet Efendi; Beyaz Saray’a başvursaydın daha “şık” olurdu

MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. E. Semih Yalçın: Yahu Ahmet Efendi; sen Türkiye Cumhuriyeti’nin savcısı yerine, kucağına oturduğun ABD’nin federal savcılarına ve CIA’ya, hatta Beyaz Saray’a başvursaydın daha “şık” olurdu

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekilimiz Prof. Dr. E. Semih Yalçın, TİP milletvekili Ahmet Şık’ın MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli hakkında savcılığa şikâyette bulunması hakkında açıklama yaptı.

Yalçın bu duruma, “Türkiye Cumhuriyeti’nin savcısı yerine, kucağına oturduğun ABD’nin federal savcılarına ve CIA’ya, hatta Beyaz Saray’a başvursaydın daha “şık” olurdu.” sözleriyle karşılık verdi.

▶️-TİP Milletvekili Ahmet Şık, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli hakkında kamu davası açılması talebiyle savcılığa şikâyette bulunmuş. Bakın şu Allah’ın işine! “Katil!” diye tavsif ve itham ettiği devletin savcısına sığınmış.

▶️-Yahu Ahmet Efendi; sen Türkiye Cumhuriyeti’nin savcısı yerine, kucağına oturduğun ABD’nin federal savcılarına ve CIA’ya, hatta Beyaz Saray’a başvursaydın daha “şık” olurdu.

▶️-MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin Ahmet Şık’a yönelik “Türkiye Cumhuriyeti katil olsaydı, bugün bulunduğun yer TBMM değil, mezarlık olurdu.” şeklindeki ifadesini “hedef gösterme” olarak değerlendirenlerse karıştıran zır delilerden farksız.

▶️-Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin açık ve net sözlerini çarpıtıp Ahmet Şık’ın ödünü koparan bu kaçıklara soralım: Siz siyasi açıklamaları kulağınız ve beyninizin dışında hangi organınızla algılıyorsunuz?

▶️-Bir iki sözümüz de çınar yaprağı giyinip siyaset sahnesinde raks eden “mazul ve sakıt sadr-ı esbak” Ahmet Davutoğlu’na: Davutoğlu’nun Cumhur İttifakını siyasi etik yasası tartışmalarıyla vurmaya heveslenmesi, elinde yay olmadan ok atmaya benziyor.

▶️-Siyasi etik yasası tartışmalarına bakıp Cumhur İttifakında yumuşak karın vehmeden Davutoğlu’nun iddiaları kuru gürültü. Ancak kendi karnı fazla şişkin. Deriden yapılmış bir müzik aleti gibi kuru gürültü çıkardığı için, geçmişte Davuloğlu unvanıyla tanındığı henüz unutulmadı.