MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; Uluslararası anlaşmalar hakkında MHP Grubu adına söz aldığı konuşmasında; “21’inci yüzyıl Türklüğün her alandaki şahlanış ve ağırlığını ortaya koyarken Kafkasya bölgesindeki huzur ikliminin hâkim olması gerçekte küresel seviyede kaos düzenini arzulayanların hezimeti olmuştur.” dedi.
AZERBAYCAN’LA BİR MİLLET, İKİ DEVLETİZ
Özdemir, bir millet iki devlet olunan Azerbaycan’ın Karabağ’da elde ettiği zaferle beraber Türkiye ile ikili ilişkilerin eriştiği yüksek seviyenin, kararlılık ve güvenle geleceğe doğru yol almakta olduğunu ifade etti.
Can Azerbaycan’la yapılacak her türlü iş birliğinin, Türkiye’nin sahiplendiği ve savunduğu değerlerin bütünüyle eş değer olduğun vurgulayan Özdemir; “Şimdiye kadar savunma, enerji, ulaşım, ticaret gibi çok geniş bir sahada var olan ilişkilerimizin mümkün olan en üst düzeye çıkması ve her alanı kaplaması temennimizdir. Bu çerçevede, var olan kültürel yakınlığımızın daha da anlamlı bir hâl almasına yönelik yapılacak çalışmalar, Azerbaycanlı soydaşlarımızla kurulan, var olan köprüleri güçlendirebilecektir. Biz, farklı coğrafyalarda yaşayan ama aynı rüyaları gören, aynı sevdanın peşinde koşan, aynı geleceğe el ele yürüyen bir milletin evlatlarıyız. Ülkemizin Azerbaycan’la var olan ilişki ve ortaklığı, önümüzdeki yıllarda Kafkasya’dan başlamak üzere tüm dünyayı etkileyebilecek önemli bir potansiyele sahiptir.” açıklamasında bulundu.
GÜRCİSTAN’IN HUZUR VE BARIŞI ÜLKEMİZDEN BAĞIMSIZ OKUNAMAYACAKTIR
Türkiye’nin Asya, Türk Cumhuriyetleri ve Uzak Doğu’ya olan karasal erişiminin Gürcistan üzerinden sağlanmakta olduğunu ifade eden Özdemir şöyle devam etti: “Dolayısıyla Gürcistan’ın istikrarı ile toprak bütünlüğü Türkiye açısından büyük öneme sahiptir, başka hiçbir gerekçe bu gerçeği değiştirmeyecektir. Gürcistan’ın huzur ve barışı ülkemizden bağımsız okunamayacaktır. Kafkasya’da Dağlık Karabağ Savaşı’nın ardından vasat bulan yeni gündemse Kafkasya üçlüsü olan Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’ı birbirine daha fazla yakınlaştırabilecektir. Bunun sadece Kafkasya’da neticeleri olmayacak Asya ve hatta Avrupa ile Orta Doğu siyaseti açısından da kuşku yok ki bazı olumlu sonuçları olabilecektir.”
2021 YILI “YUNUS EMRE VE TÜRKÇE YILI” OLARAK KUTLANACAKTIR
MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından 29 Ocak 2021 tarihinde yayınlanan genelgeyle 2021 yılının “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak kutlanılmasının kararlaştırıldığını ifade ederek, “Konunun Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerine alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığımızın koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşlarla beraber yürütülecek olması, devletimizin gelecek vizyonumuza verdiği emeğin en kıymetli uygulamalarından birisi olarak kabul görülebilecektir. Bu durum son derece memnuniyet vericidir. Türk kültürünün tüm dünyada, ilahi aşkın peşinden koşmuş, insanlık ve tabiat sevgisini esas almış, barış ve birlikteliği gözetmiş Yunus Emre vesilesiyle yankılanacak olması milletimizin ne derecede zengin ve kucaklayıcı bir anlayışa sahip olduğunun da bir başka göstergesi olacaktır. Dil, bir milletin en karakteristik özelliği, varlığının göstergesi, yarınlarının ümidi ve teminatıdır. Aynı zamanda dil, temsil ettiği milletin azameti ve büyüklüğünün de göstergesidir. Günümüzde dünya genelinde 250 milyondan fazla insanın Türkçe konuştuğu bilinmektedir. Yunus Emre ve Türkçe yılı olarak kutlanacak 2021’in dış politikamız için de güncel ve değerli fırsatları beraberinde getirdiğini unutmamak gerekir.” açıklamasında bulundu.
TÜRKLÜĞÜN KIBRIS’TAKİ VARLIĞI ASLA SİLİNMEYECEK BİR GERÇEKLİKTİR
Türklüğün Kıbrıs’taki varlığının asla silinmeyecek bir gerçeklik olduğunu ve böyle kalmaya da devam edeceğine dikkat çeken Özdemir; “Kıbrıs Adası’nda varılabilecek anlaşma egemen eşitlik temelli, iş birliğini ve çıkarları adaletli biçimde koruyan, 2 devletli çözümle nihayete erdirilebilecektir. Bütün bunlarla beraber, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, egemenlik haklarını Türkiye’nin garantörlüğünde koruyan anlayışındaki kararlılığının ülkede yapılan son Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle bir kez daha gösterilmiş olması memnuniyet vericidir.” açıklamasında bulunarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kaderinin Türkiye’yle bir ve beraber olduğunu belirterek şöyle devam etti, “Doğu Akdeniz merkezli yaşanan gelişmelerde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’nin beraber sergilediği mücadele, bölgesel hesaplarda Kıbrıs Türklüğünün asla yok sayılamayacağını ve Türkiye’nin müsaadesi olmayan hiçbir girişimin de amacına ulaşamayacağını açıkça göstermiştir. Ege ve Akdeniz’de askerden arındırılmış ve silahsız olması gereken adaları aksi yönde uygulamalara tabi tutan, hukuk ve vicdan dışı yaklaşımlarla deniz yetki alanı tayinine kalkan Yunanistan ateşle oynamaktan vazgeçmelidir. Aksi bir durumda, hakkın ve haklının kim olduğu ve dahi hakkın nasıl alınacağı açık bir şekilde tecrübe edilebilecektir.”
Bir yanıt bırakın