Türkiye Uzay Ajansı’nın “Göğe bak, ayı gör” sloganıyla duyurduğu uzaya bilim insanı gönderme projesinin ardından isim tartışmaları başladı. Türkiye’nin uzay çalışmalarını yapmak üzere seçilecek kişiye isim önerisi veren Devlet Bahçeli, ‘Cacabey’ fikrini sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Madem ki bir vatandaşımız uzaya girecek, artık astronot ya da kozmonot kelimelerine Türkçe karşılık bulmak gerekiyor. Buradan dilbilimcilerimize çağrıda bulunuyor ve diyorum ki, gelin Türk uzay yolcularına Türkçe bir isim bulalım.” ifadelerinin ardından öneriler gelmeye başladı.
İLK ÖNERİ BAHÇELİ’DEN GELDİ
MHP Lideri Devlet Bahçeli de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isim çağrısının ardından astronot yerine kullanılabilecek bir kelime önerdi. Bahçeli, “Astronot yerine Cacabey diyelim.” dedi.
CACABEY KİMDİR?
Selçuklular döneminde Keyhüsrev zamanında Kırşehir emiri Nurettin Cibril Bin Cacabey, Türk devlet adamıdır. Caca Bey, küçük yaşlarında üstün yetenekleri ile devrin önde gelenlerinin dikkatini çekmiştir. Kırşehir’de devrin fakültesi gözüyle bakılan Caca Bey Medresesi’ni yaptırmıştır.
CACABEY VE GÖKBİLİM MEDRESESİ
Kırşehir’deki en önemli tarihî yapılardan biri olan Cacabey Gökbilim Medresesi, 1272 yılında, dönemin Kırşehir Valisi Nureddin Cibril bin Cacabey tarafından matematik, fen ve astronomi eğitimi verilen bir medrese olarak yaptırılmıştır. Eşsiz mimarisinin yanı sıra özellikle güneş sistemindeki gezegenleri sembolize eden iç sütunceleri, rasat kuyusu, aydınlık feneri ve gözlem kulesi ile dikkatleri çeken Cacabey Gökbilim Medresesi, astronomi eğitimi veren ilk merkezlerden biri ve belki de en önemlisidir.
Günümüzde cami olarak kullanılan medresinin üç ayrı yerinde bulunan ve rokete benzeyen sütunceleri, yapının astronomi merkezi olarak faaliyet gösterdiğinin delili sayılmaktadır.
Kırşehir’deki en önemli tarihî yapıların başında gelen ve il merkezinde bulunan Cacabey Gökbilim Medresesi, 1272 yılında, Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde, Kırşehir Valisi Nureddin Cibril bin Cacabey tarafından matematik, fen veastronomi eğitimi verilen bir medrese olarak yaptırılmıştır. Medresede ilk dikkati çeken, dış cephede ve köşelerde bulunan sütuncelerdir. Toplam üç adet olan sütuncelerin, roketin ateşleme ve fırlatma hâlini gösterdiğine inanılmaktadır.
Anadolu Selçuklu Süsleme Sanatı’nın en güzel örneklerinden birisi olan ve ustanın âdeta ruhunu işlediği, sırrını verdiği, çift renkli Taç Kapısı, yapının bir diğer dikkat çeken unsurudur. Taç Kapı’nın üzerine işlenen bazı şekiller, bugün tartışma konusu olmuştur.
Özellikle Taç Kapı’nın girişindeki sütuncelerin başlıklarından sarkıtılan kürelerin, ay’ı ve güneşi sembolize ettiği, ayrıca alınlığın sağ ve sol altköşesinde yer alan dairesel şekillerin ekvator çizgisini ve eksen eğikliğini gösterdiği üzerine yapılan yorumlar, tartışmaları doruk noktasına çıkarmıştır. Kur’an-ı Kerim’den ayetlerin de yer aldığı Taç Kapı’nın üzerinde ve türbe penceresinde bulunan süslemelerin, usta eller tarafından büyük bir itinayla işlendiği de gözden kaçmamaktadır. 21 m yüksekliğindeki Gözlem Kulesi, yapının güneybatı cephesine ve yapıdan 22 cm ayrı olarak inşa edilmiştir. Tuğladan örülü Gözlem Kulesi’nin üst tarafında zikzaklı süslemeler yer alırken, alt tarafında düz süslemeler görülmektedir. Düz süslemeler arasına yerleştirilen ruze rengi çinilerden dolayı, günümüzde cami olarak kullanılan medreseye, halk arasında “Cıncıklı Cami” denilmektedir. İç mekânda ise, avlunun ortasında gökbilim incelemelerinin yapıldığı rasat kuyusu ile hemen üzerinde aydınlık feneri yer almaktadır.
Ayrıca, eğitim amaçlı yapılmış 8 adet öğrenci odası bulunmaktadır. Aynı zamanda koni ve kürelerin üst üste bindirilmesiyle oluşmuş ana eyvanın köşelerinde yer alan sütuncelerin, güneş sistemindeki gezegenleri sembolize ettiği düşüncesi oldukça yaygındır.
Ayrıca, bugün bütün ihtişamı ve gizemi ile ayakta duran ve atalarımızdan mukaddes bir emanet olarak bizlere miras kalan Cacabey Gökbilim Medresesi, 2014 yılında Unesco Geçici Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır. Kırşehir’e büyük eserler bırakan ve bilime böylesine değer veren Cacabey’in türbesinin de bulunduğu medrese, bugün birçok ziyaretçinin ilgi odağı olmuştur.
CACABEY (1240? 1301)
Ceceli aşiretinin beyi olan Emir Bahaeddin Caca’nın oğlu olan Cacabey, 1240 yılında doğdu. Cacabey, Eskişehir emiri iken, bir süre Tokat’ta kaldıktan sonra Kırşehir’e Vali olmuştur. Mevlâna’dan övgü mektupları alan ve Hacı Bektaş-ı Veli ile iyi ilişkilerde bulunan Cacabey, Anadolu’da birçok hayır kurumu yaptırmış, onyedi cami ve zaviyeyi de onarıma almıştır. 1301 yılında Rum tekfurları ile yapılan savaşta şehit düşmüş, naaşı Kırşehir’e getirilerek 1272’de yaptırdığı medresenin yanındaki türbeye defnedilmiştir.
Bir yanıt bırakın