MHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım, “Üst aklın siyaseti şu, sağda parti kurdurarak sağın oyunu alıp sola destek vererek solu iktidara getirmektir. Buna DEVA Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi de bu manada alettir.” dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı Sağlık Bakanlığının tavsiyelerine uyduklarını belirten Yıldırım, “Bütün ailemizi aşı yaptırmayı düşünüyoruz. Bizim ailemiz karar vermiş vaziyette. Sağlık Bakanlığı bize hangi aşıları tavsiye ederse bu aşılardan olacağız.” ifadesini kullandı.
MHP’nin şimdiye kadar Sağlık Bakanlığının yaptığı tüm uygulamalarını desteklediğini dile getiren Yıldırım, “Bundan sonraki süreçte de arkasındayız. ‘Şu şunu dedi, bu bunu dedi.’ bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren Sağlık Bakanlığının değerlendirmeleri. Sağlık Bakanlığı bugüne kadar bu süreci çok güzel getirdi. Avrupa’yı da Amerika’yı da görüyoruz ölüm oranlarını mukayese ettiğinizde Türkiye süreci yürütmede başarılıdır.” şeklinde konuştu.
“AİHM’in kararlarını saygı ile karşılıyoruz, diyemeyiz”
Yıldırım, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili verdiği kararı da eleştirerek şunları söyledi:
“Biz ‘AİHM’in verdiği kararları saygıyla karşılıyoruz.’ diyemeyiz. Çünkü AİHM’in verdiği kararlar bize göre çifte standartlıdır. İspanya’nın Batasuna ile ilgili kriterlerine bakıyorsunuz, Türkiye’de HDP ile ilgili kriterlere bakıyorsunuz farklı farklı. Avrupa’da da birçok ülke AİHM kararlarını uygulamamıştır. Yunanistan ve İngiltere uygulamamıştır. Uygulamak mecburiyetinde değiliz. Bir de emredici bir üslup var. ‘Emredersiniz başımız üzerine diyemeyiz.’ Biz bağımsız bir ülkeyiz. İmza attık, imzamızın arkasındayız ama önemli olan çifte standardın olmaması.”
Avrupa’nın S-300 sahibi olan Yunanistan’a ses çıkarmadığına ancak S-400 aldığı için Türkiye’ye tepki gösterdiğine dikkati çeken Yıldırım, “Azerbaycan kendi topraklarını kurtarmaya çalıştı, Ermenistan yüzlerce sivil insan katletti. Avrupalıların kınamasına bakarsanız Azerbaycan’ı kınıyorlar. Ermenistan’a ses çıkaran yok. Bugünkü AİHM kararı da benzer bir karar. Çifte standart var. Görüyoruz her geçen de çifte standardın rengi koyulaşmaya başladı, Türkiye’nin gelişmesi güçlenmesi ile ilgili olarak.” görüşünü paylaştı.
Yıldırım, Anayasa Mahkemesinin Enis Berberoğlu kararını destekleyen CHP’lilerin Anayasa Mahkemesinin Osman Kavala kararı sonrasında bir değerlendirmede bulunmadıklarını dile getirdi.
“HDP’nin mücadelesi iktidara karşı değil, Türkiye’ye karşı”
HDP’nin Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın yeni bir süreç başlatılması çağrısı yaptığını anımsatan Yıldırım, “Bu süreçte ‘Demirtaş’ı dışarı çıkaralım, muhalefet cesur olsun, bağlantıyı meşru hale getirelim’ diyorlar. HDP’nin mücadelesi iktidara karşı değildir, mücadelesi Türkiye’ye karşıdır.” diye konuştu.
Yıldırım, HDP’nin PKK’nın kontrolünde bir parti olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“PKK 1978 tarihinde kurulmuştur ve o günden bugüne kadar birçok parti kurdurulmuştur PKK’nın kontrolünde. Türkiye Cumhuriyeti devleti topraklarında PKK devletinin kurulması için bunlar mücadele etmişlerdir. HDP de bunlardan birisidir. Şimdi ise Cumhur İttifakı’na karşı açıktan bir ittifak olmasını istiyorlar. HDP’nin demokrasi, insan hakları, düşünce özgürlüğü çağrısı altında Türkiye’yi bölmek yatar. İYİ Parti’nin sözcülerinin AİHM kararına saygı duyarak Demirtaş’ın çıkmasına destek vermeleri bir soru işareti kafamızda bırakmıştır. Sayın Genel Başkanları da Demirtaş’ı kahvaltıya bekliyor. Bu bir taraftan muhafazakar ve milliyetçi tabana ‘Bir uluslararası sözleşmeden doğan hak ve mahkeme kararının uygulanmasını istiyoruz’ diyor. Ama öbür taraftan ‘Dışarı çıksın ve kahvaltıya gelsin’ bir adımdır.”
Babacan’a tepki
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım, DEVA Partisi Ali Babacan’ın 28 Şubat sürecinde kız kardeşinin yaşadıklarını anlatırken ağlamasını da eleştirerek “Kardeşine bu zulmü yapanlarla birlikte hareket edecek, çelişki burada.” değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun makamlarını kaybetmesi sonrasında iktidarı eleştirdiğini ileri sürerek, “O şartlarda bir eksik varsa yüksek sesle söyledin mi? Söylemediniz, her şeye uydunuz.” ifadesini kullandı.
Siyasete bir üst aklın yön vermeye çalıştığını vurgulayan Yıldırım şu değerlendirmeyi yaptı:
“Üst aklın siyaseti şu, sağda parti kurdurarak sağın oyunu alıp sola destek vererek solu iktidara getirmektir. Buna DEVA Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi de bu manada alettir. Milliyetçi muhafazakar kesim gidip CHP’ye oy vermez. Ama DEVA’ya, İYİ, Saadet Partisine verir mi? Verir. Vatandaş milliyetçi-muhafazakar diye veriyor. Bu oyların hedefi nedir, neye hizmet ediyor? CHP ve HDP’ye hizmet ediyor. Şu anda Türkiye’deki Millet İttifakı’nın siyaseti budur. Kendi adlarına oy istemiyorlar. Milliyetçi muhafazakar partiler adına oy istiyorlar o oyla birlikte iktidara talipler.”
Yıldırım, muhalefet partilerinin talep ettiği “iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme” ilişkin görüşlerini de şöyle aktardı:
“Sayın Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı ile ilgili ‘Sembolik olacak, çok önemli olmayacak’ diyor. Ama seçime gireceksiniz yüzde 50 oyu alması lazım. Yüzde 50 oyu alamazsanız sistemi değiştiremezsiniz. Sistemi değiştirip cumhurbaşkanını seçtiniz, eğreti olarak koyduğunuz adam acaba bu sembolikliğine devam edecek mi? Yoksa yetkilerini kullanmak isteyecek mi? Bu sefer dönüp ne yapacaksınız? 360’ı bulacaksanız anlaşabildiğiniz parlamenter sistem hangisiyse onun için Anayasa değişikliğine ve referanduma gideceksiniz. Halk oylayacak, kabul edilirse… O zaman cumhurbaşkanı başbakanlığı, yetkiyi kime verecek? Birinci partinin genel başkanı, AK Parti’nin Genel Başkanı. Sonuç olarak bir değişiklik olacak mı? Parlamenter sistemde de AK Parti’nin Genel Başkanı gelecek başbakan olacak. Bugünkü şartlar ve konjonktüre göre konuşuyoruz. Bunlar hayata geçirilmesi siyaseten zor bir hadise.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşısında aday olacak ismin işinin zor olacağına işaret eden Yıldırım, şunları kaydetti:
“Siz sembolik bir aday koyacaksınız ama Recep Tayyip Erdoğan gibi bir karizmanın karşısında varlık gösterecek ve seçim alacak… İnsanlar oy verirken güvene bakar, kendini dünyada temsil edecek birini arar. Siz de sembolik birini koyacaksınız. Cumhur İttifakı bu planları bozacak güce ve kudrete sahiptir. 2023 yılında Cumhurbaşkanımızı cumhurbaşkanı olarak seçeceğiz. Birinci turda alırız, tahminim en az yüzde 52-53’tür. Ben zannetmiyorum bir sıkıntı olacağını ama siyaseti bir üst akıl yapıyor.”
Bir yanıt bırakın