MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, “Ağustos ayında hatırlanacağı üzere ‘Benim yada bir başkasının erken seçim istemesinin bir anlamı yok’ diyen, eylül ayında ‘Seçimler 2023’te olacak, bugünden cumhurbaşkanı adayı tartışması yapmak gereksiz’ diyen Kılıçdaroğlu’nun ekim ayında erken seçim çığırtkanlığı yapması tam bir fiyaskodur.” dedi.
Programları çerçevesinde Balıkesir’e gelen Büyükataman, partisinin yeni il başkanlığı binasının açılışına katıldı.
Dualar eşliğinde kurdelesi kesilerek açılışı yapılan il binasının törenine, AK Parti milletvekilleri Adil Çelik, Yavuz Subaşı, Belgin Uygur, Mustafa Canbey ve Pakize Mutlu Aydemir, Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı, Karesi Belediye Başkanı Dinçer Orkan, ilçe başkanları ve partililer de katıldı.
Daha sonra Avlu Kongre Kültür Merkezi’nde düzenlenen Altıeylül İlçe Başkanlığı 13. Olağan Kongresi’ne katılan Büyükataman’ın, burada yaptığı konuşma şu şekildedir;
“Aziz Dava Arkadaşlarım,
Muhterem Hemşehrilerim,
Basınımızın Mümtaz Temsilcileri,
Hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyor, Altıeylül İlçe Kongremize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum.
Bizleri burada buluşturan Cenab-ı Allah’a hamd ederken siz değerli Ülküdaşlarıma Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin selam ve muhabbetlerini iletmek istiyorum.
“İstiklal için birlik, istikbal için dirlik… Kazanan Türkiye olacak.” şiarıyla gerçekleştireceğimiz “13. Olağan Büyük Kurultay” sürecimiz Büyük Gazi’nin vatanın bütünlüğü, milletin bekası için 1919’da Samsun’a attığı ilk adımdan ilhamla 9 Ağustos tarihinde Samsun’un “İlkadım” ilçesinden başladı.
Yıl sonu itibariyle tüm il ve ilçe kongrelerimizi gerçekleştirip bir demokrasi şöleni olan Büyük Kurultaylarımızın 13’üncüsüne hazır hâle geleceğiz.
Değerli Dava Arkadaşlarım,
Milliyetçi Hareket Partisi;
• Türkiye’nin millî varlığına ve tarihî misyonuna sahip çıkmanın ve bütün mazlum milletleri kendi ayakları üzerinde başı dik yaşatacak kutsal bir görevin adıdır.
• “Önce ülkem ve milletim” anlayışını kendisine düstur yapan yüce bir davadır.
• Adalette yarışmak, yoksullukla savaşmaktır.
• Türkiye’nin uluslararası gücü ve yüksek prestiji için onurlu mücadeledir.
• “Tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet, tek dil” anlayışını hâkim kılma ve yaşatma iradesidir.
• Ahlak, mukaddesat ve Türkiye merkezli yeni bir medeniyet hareketidir.
• Ülkemizin kalkınması, milletimizin refah ve huzurunun temin edilmesidir.
• Binlerce yıllık Türk-İslam ülküsünün varisi, bu çağdaki emanetçisidir.
Değerli Dava Arkadaşlarım,
Arap Baharı ve renkli devrimlerle dünyaya şekil vermeye çalışan, bunda da belli oranda başarılı olan Soros ve Batılı güçler, kalleş projelerini aziz Türk milletinin hâkimiyeti altındaki sahalara kaydırmış görünmektedir.
FETÖ’nün yoğun bir şekilde yönetim mekanizmalarına sızdığı Kırgızistan’da 4 Ekim seçimlerinin hemen ardından alevlenen olaylar, zamanlama itibariyle hem manidar hem de kaygı vericidir.
Paşinyan’ı finanse edip kukla gibi oynatanlarla Türkistan coğrafyasını piyonları eliyle kaosa sokmak isteyenlerin eşkalleri ve zulüm repertuarları tanıdık ve bildiktir.
Tam da bu ortamda CHP Genel Başkanı’nın seçim isteği sipariştir, aynı zamanda hezeyandır.
Ağustos ayında “Benim veya bir başkasının erken seçim istemesinin bir anlamı da yok.” diyen, eylül ayında “Seçimler 2023’te olacak, bugünden Cumhurbaşkanı adayı tartışması yapmak gereksiz.” diye vurgulayan Kılıçdaroğlu’nun ekim ayında erken seçim çığırtkanlığı yapması tam bir fiyaskodur. Kılıçdaroğlu ne oldu da birden seçim diye tutturdu? Aklına kim girdi? Kimin dolduruşuna geldi?
Yoksa Kılıçdaroğlu’nun sürekli olarak “Dip dalga geliyor.” dediği “dip”, heves edilen sokak olayları mıdır? “Türkiye’de sokak ve toplum hazır ama buna uygun hareket edecek muhalefet yok.” diyen görevli ve provokatör gazeteci artıkları ile aynı kaynaktan mı beslenmektedir?
Böyle ise bilinmelidir ki Yunan’ın boyladığı denizin dibi, hendekçilerin gömüldüğü hendeğin dibi, FETÖ’cülerin uğradığı zindanın dibi mumla aranacaktır.
Seçilmiş hükümete “ışık”lar üzerinden mesaj vermeye kalkanlara “9 Işık” yetecek, Milliyetçi Hareket’in ışıkları zararlı tüm ışıkları söndürecektir. Büyük Türk milleti demokrasi dışı tutumları, millî iradeye müdahaleyi kaynağında boğacak güce evelallah sahiptir.
Değerli Dava Arkadaşlarım,
Yaklaşık 30 yıl önce bağımsızlığına yeni kavuştuğu esnada, henüz düzenli bir ordusu dahi bulunmayan Azerbaycan; egemenlik haklarına yönelik hukuk dışı ve vatandaşlarına yönelik insanlık dışı muamelelere muhatap olmuştur.
Azerbaycan topraklarının 5’te 1’i Ermeniler tarafından işgal edilmiş, 1 milyona yakın Azerbaycan Türk’ü yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda bırakılmış, binlercesi Rus ve Ermeniler tarafından katledilmiştir.
Son olarak 27 Eylül’de başlayan çatışmalarda Azerbaycan ordusu, geri dönülmesi imkânsız bir yola girmiştir. Yıllardır atılan “Ya Karabağ ya ölüm!” sloganları artık karşılık bulmuştur. Modernizasyonunda Türkiye’nin büyük katkısı olan güçlü Azerbaycan ordusu; Karabağ’ı yeniden Azerbaycan’a katmakta, işgalci Ermeni askerlerine ölümü yaşatmaktadır.
Gelinen noktada Ermenistan’a desteği bilinen ve 30 yıllık acının çözümü için kılını kıpırdatmayan MİNSK Grubu üçlüsü Fransa, Rusya ve ABD’nin ateşkesle birlikte kurduğu sözde barış masasının tek gayesi sahada kazanan Azerbaycan’ı masada mağlup etmektir. Bu sebepledir ki Türkiye, bu masaya dahil edilmemektedir.
Dağlık Karabağ’da çözüm masada değil, sahadadır. Azerbaycan ordusu; gerek çatışmalar devam ederken gerekse ateşkes ilan edildiğinde sivillere saldıran Ermenistan ordusunu pişman etmelidir.
Bakü’yü hedef yapanların; Erivan’ın da bir gece ansızın bedel ödeyeceğini ne akıllarından ne de kâbus dolu anılarından çıkarmamaları hayatları ve güvenlikleri açısından en makul davranıştır.
Değerli Dava Arkadaşlarım,
Ekmeğe gelen zammın ardından Sayın Genel Başkanımız, daha önce de yaptığı üzere “askıda ekmek” kampanyası başlatmıştır.
“Askıda ekmek” kampanyası siyasal bir tepki veya eleştiri değil, manevi bir görevi ifa hassasiyeti, kardeşliği, hatırlamayı, paylaşmayı ve kader ortaklığını ifade hasbiliğidir.
İnançlarımız ne diyorsa onu yaptık, yapmaya da devam edeceğiz.
Biliyoruz ki, bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.
Manevi dayanışmayı hedefleyen, paylaşmayı önceliğine alan, empatiyi gözeten “askıda ekmek” kampanyamıza yüzsüzce kulp takıp kara çalanlar utanmalarını kaybetmiş gafillerdir.
“Askıda ekmek” kampanyamızı eleştiren odakların milletimizin ekmeğine göz koyan, ekmeğinden çalmak için bahane hazırlayan kriz tacirleri olduğu açıktır.
Biz ekmeği askıya koyduk, helalden yana tercihimizi gösterdik; zillete düşenleri tarihin askısına koyup postlarını tartacak olan da büyük Türk milletidir.
Biz ekmek diyoruz, millet diyoruz, refah diyoruz, bereket diyoruz, beka diyoruz, istiklal ve istikbal diyoruz; manevi dayanışmanın ve millî birliğin dinamizmiyle büyük ve güçlü Türkiye’ye Cumhur İttifakı sayesinde ulaşacağımıza gönülden inanıyoruz.
Değerli Dava Arkadaşlarım,
“İstiklal için birlik, istikbal için dirlik… Kazanan Türkiye olacak.” şiarıyla 2023’e giden yolda Milliyetçi Hareket’in yönetim kadrolarının belirlendiği kongrelerimizin Türk milletine, Türk milletinin dirilişini bekleyen, dualarından Türk milletini eksik etmeyen gönül coğrafyalarımıza hayırlar getirmesini yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.
Bu vesileyle Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş’i ve Ülkücü Şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Zorlu salgın sürecinde bir araya geldiğimiz bu nezih ortamı hazırlayan yöneticilerimize ve kongremizi şereflendiren siz değerli dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.
Ne mutlu, Türk’üm diyene!“
Bir yanıt bırakın