Yıldıray ÇİÇEK, Türkgün
“İP ya bugün ya yarın kopacak!” başlıklı yazıyı yazdığım günün akşamı, Meral Akşener’in İP isimli partisine Ümit Özdağ’ın CNN Türk’te yaptığı açıklamalar bomba gibi düştü. Hatta o gün yazdığım yazı içerisinde “Ümit Özdağ ise İP içinde dışlandığı ve ötelendiği hâlde ne mecburiyeti varsa hâlâ ekranlarda Meral Akşener’in ihanet politikalarını aklamaya çalışıyor.” demiştim…
Ümit Özdağ nedense bu tutumundan vazgeçti ve aslında İP içindeki ilişkiler hakkında malumun ilamında bulundu. İP’e gittiğinde de aslında bu durumu biliyordu, finalde de bu durumu en iyi bilenin kendisi olduğunu herkes biliyor. Anlattıkları elbette bizi şaşırtmadı. Hatta bizim sürekli yazdığımız, konuştuğumuz konular bunlar. Ama kamuoyunda İP kurucusu ve milletvekili olarak Ümit Özdağ’ın konuşması elbette etkili oldu. Pazartesi gününün akşamından bu yana gündem İP’teki güç kavgası ve çözülme olmuştur. Çok belli ki, İP’te artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak… Siyasi proje ve menfaatler için yan yana gelenler şimdi birbirini yemeye başladı.
İP’teki kavgayı ve birbirlerini yemeyi görünce o meşhur ‘foseptik-ciğer-kurtçuk’ hikâyesi aklıma geldi. Değerli sanatçımız Osman Öztunç, bir eserinde anlatmıştı bu hikâyeyi…
“Bir zamanlar İstanbul’da kanalizasyon altyapısı olmadığından, foseptik kuyularla vaziyet idare edilirmiş. Bir dönem foseptik kuyuları tamamen dolmuş ve şehir yaşanmaz hâle gelmiş. Salgın hastalıklar baş göstermiş… Şehrin ileri gelenleri bu duruma çare bulabilmek için seferber olmuş. Tavsiye üzerine kendi hâlinde yaşayan bir adamın kapısını çalan heyet vaziyeti anlatmış…
Adam heyete demiş ki; – Büyükbaş hayvan ciğerini bu foseptik kuyularına atın… On gün sonra açıp bakın, meselenin çözülmüş olduğunu göreceksiniz… Lakin asla on günden önce açmayın…
-Heyettekiler, tüm şehre bu bilgiyi yaymış… İnananlar buna uymuş… İnanmayanlar ise uymamış… Sonuçta on gün sonra foseptik kuyularını açanlar, gözlerine inanamamış… Çünkü kuyuların boş olduğunu görmüşler… Heyet yeniden adamın kapısını çalmış ve durumu izah ettikten sonra işin sırrını sual etmişler…
Adam, heyete demiş ki; – Foseptik çukuruna attığınız büyükbaş hayvan ciğeri çok çabuk kurtçuklanır… Kurtçuklar da foseptik yer… Çünkü kurtçuklar yedikçe çoğalır… Beşinci gün kurtçuklar kuyudaki foseptiği yer ve bitirir… Eğer, kuyuları beşinci gün açsaydınız, kurtçuklarla dolu olduğunu görürdünüz… Bu defa kurtçuklarla hiç baş edemezdiniz… Oysa, beşinci günden sonra kurtçuklar yiyecek bir şey bulamaz… Bu defa onların ikinci özelliği devreye girer, o da birbirlerini yemeleridir… Ve beşinci günden itibaren kurtçuklar birbirlerini yer… Onuncu gün kuyuların kapağını açtığınızda, iki tane kurtçuk kaldığını görürsünüz… Biri diğerini mutlaka yiyeceğinden, geriye bir tane kurtçuk kalır… Son kurtçuk da açlıktan ölür, hâliyle kuyular boşalmış olur… Heyet, şaşkın bir şekilde evlerine döner.”
İP’teki yaşanan hâl de aynen bu şekildedir. Birbirlerini yiye yiye Meral Akşener o partide tek başına kalacaktır. Zaten genel başkanlığının birinci yılında partililerine küsüp “Parti tüzüğümüzün şahsıma tanıdığı yetki çerçevesinde seçimli kurultay kararı almış bulunuyorum. Kurultayda aday olmayacağım, aday olacak arkadaşlarıma başarılar diliyorum” demişti. “Dönmemek üzere evime gidiyorum” dedi ama ikna edilerek tekrar genel başkanlık görevine döndü. “Evine dön” hikâyesi aslında bu ama “anlamamış” gibi davranıyorlar.
İP’in CHP-HDP ile olan ilişkisi yüzünden zaten kurucuların birçoğu tepki göstererek istifa etmiş durumdadır. CHP ve HDP’ye tutunarak fazla ilerlemeleri söz konusu değildir. Parçalanma, bölünme ve deşifre olma aşamasına geçilmiştir.
İP’teki kavga ve çözülme hâline dayalı gelişmeleri bundan sonra şu deyimlerle tarif edebiliriz: “İp inceldiği yerden kopar, ip kaçkını, ipe basan, ipe sapa gelmemek, ipe un sermek, ipi çözmek, ipi çürük, ipi kırık, ipi kırmak, ipi koparmak, ipi sapı yok, ipin ucu birinin elinde olmak, ipin ucunu kaçırmak, ipini çekmek, ipini kendi eliyle çekmek, ipini kesmek, ipini kırmak, ipini kırmış, ipini sürüyüp gezmek, ipiyle kuyuya inilmez, ipleri birinin elinde olmak, ipten kazıktan kurtulmuş…”
“İP ya bugün ya yarın kopacak!” derken boşa söylemiyorduk. Manzaraları ortada… İP’in kongresinden sonra yaşananlara bakıp, “bu İP kopmaz” diyen olur mu?
CHP ve HDP’nin ihanetlerine halat olma heveslisi İP’in kopması demek, Türkiye’nin kazanması demektir.
Kıbrıs’ta kazanılan zafer, Azerbaycan’da zafere doğru ilerleyen ve işgalden kurtarma savaşı, terör örgütlerine sınır içi ve ötesi temizlik operasyonları, Akdeniz’deki haklı çıkan milli politikalarımız Türkiye’nin gittiği doğru yolun işaretidir.
CHP-HDP ve yancılarının bu mücadelede ayak bağı olması, sürekli ihanet üreten politikalarla barikat kurmaya çalışması alenen ortadadır. İP’in onlara fedailiği de tarihe geçmiştir. O hâlde ihanete İP ile tutunanların kopması ve koparılması önemlidir. Farkında olan kopuyor, farkına varıp kopacaklar da sırada… İnanın bu kopuşlardan Türkiye kazanacaktır.
Bir yanıt bırakın