Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizin de kanayan yarasına çare olacak bir kanun teklifinin görüşmelerine başlamış bulunmaktayız.
İletişim araçları hakkında yapılan araştırma ve çalışmalar göstermektedir ki bireylerin alışkanlıklarında, sosyolojik olgularında, kültürel birikimlerinde, iş hayatlarında önemli değişimler yaratmaktadır ancak her geçen gün artan internet üzerinden sosyalleşme arzusu, istenmeyen bazı sorunları da beraberinde getirmektedir.
Bu bağlamda ülkemizde son derece rahatsızlık ve mağduriyet yaratan sosyal ağlardaki sahte ve anonim hesaplar, bunların yaydığı yalan haberler, gerçekleştirdikleri itibar suikastları, masum vatandaşlarımızın yine bunlar tarafından dolandırılmaları giderek artmakta, âdeta yapanın da yanına kâr kalmaktadır.
“Areda Survey” adlı şirketin son araştırmasına göre, sosyal medyada yaşanan olumsuzluklardan Türkiye’nin yüzde 91’inin rahatsız olduğunu görmekteyiz.
Böyle bir alanda Batılı ülkelerde olduğu gibi etkin düzenleme ve yaptırımlar getirecek, AK PARTİ’yle ortak imzaladığımız kanun teklifimizi mağduriyetler göz önüne alındığında oldukça önemsiyor ve teklifimizin bir an önce de yasalaşmasını bekliyoruz.
Saygıdeğer Komisyon üyeleri, reklam ajansı sektöründe faaliyet gösteren CRM Medyanın yaptığı araştırma kapsamında, 249 ülkeden, 20 bin web sitesinden ve toplamda 1,4 milyar kullanıcıdan alınan sonuçlara göre kullanıcıların yüzde 61,5’ini sahte kişiler, “spam” hesaplar, “hack”leme araçları oluşturmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri merkezli uluslararası yayımlanan günlük finans ve haber gazetesi The Wall Street Journal’ın bir araştırmasına göre, internet kullanıcılarının yaklaşık yüzde 36’sı sahte, dolandırıcı hesaplardan oluşmaktadır. Amerika, Facebook, Twitter gibi kendi sosyal medya şirketlerini de sahte hesap konusunda uyararak buna yönelik çözümler bulunmasını istemiştir.
Facebook şirketi de bunun üzerine, platform üzerinde rahatsız edici sahte hesaplarda ciddi artış yaşandığını ve bunun nedeninin otomatik saldırılar olduğunu belirtirken 2018’in ilk çeyreğinde 1,2 milyar ve 2019 yılının da aynı döneminde 2,2 milyar sahte hesabın silindiğini açıklanmıştır.
Letonya’daki NATO Stratejik Araştırmalar ve Komuta Merkezi araştırmacıları tarafından ortaya koyulan çalışmalara göre, Facebook, Twitter, YouTube ve Instagram gibi sosyal platformlarda sahte hesaplarla on binlerce yorum, beğeni ve görüş almanın şaşırtıcı derecede kolay olduğu tespit edilmiştir.
Letonya, NATO Stratejik Araştırmalar Merkezi iş birliğiyle, bu tarz kolay açılan hesapların kapatılmasına yönelik bir çalışma yapacağını duyurmuştur.
Almanya’da da sosyal medya ağlarındaki nefret söylemlerini, sahte haberleri ve yasadışı içerikli paylaşımları hızlı bir şekilde silmeye yönelik yeni bir yasa 2018 yılında, bildiğiniz üzere, yürürlüğe girmiştir. Sosyal paylaşım sitelerinin sahte paylaşımları öngörülen sürede silmemesi durumunda 50 milyon avroya kadar para cezası verilebilmektedir.
Yine İngiltere, sahte sosyal medya hesaplarıyla ilgili çok önemli adımlar atmaktadır. İngiltere Kraliyet Savcılık Teşkilatı, sahte sosyal medya hesaplarıyla ilgili yaptığı açıklamaya göre, Twitter, Instagram ve Facebook gibi sosyal medya platformlarında sahte hesap açıp diğer kullanıcıları rahatsız eden, küçük düşüren, taciz eden, ifşa eden ve haklarında yalan haber çıkaranlara karşı yeni bir kanun tasarısı çıkaracaklarını ve hukukçuların da bu alanda eğitileceklerini, artık sahte hesapların açılmasının bile suç sayılacağını açıklamıştır.
Hâlen İngiltere’de sosyal medya platformlarında yaptıkları paylaşımlarla İletişim Yasası’nın 127’nci maddesini ihlal edenler, altı aya kadar hapis cezası veya 5 bin sterline kadar para cezasına çarptırılabilmektedir.
Fransa Ulusal Meclisinde, internette yayınlanan yalan haberlerin engellenmesini öngören 2 yasa tasarısı 2018 Kasım ayında kabul edilmiştir.
Tasarı, Almanya’daki gibi Fransa’da da Facebook ve Twitter gibi sosyal medya organlarını, sitelerinde yer alan yalan, algı üretmeye dönük gerçek dışı haberlerin en kısa sürede silinmesinden sorumlu tutmaktadır. Dile getirdiğimiz örneklerden de görüleceği üzere dünyada durum bu vaziyettedir.
İnternet ve sosyal medya analiz kuruluşu We Are Social’ın son araştırmasına göre, Türkiye’de 59,3 milyon aktif internet kullanıcısı bulunmaktadır; bu sayının 44 milyonu telefonlarından internete bağlanmaktadır.
Yine aynı araştırmaya göre, Türkiye’de internet kullanıcılarının yüzde 84’ü her gün internete girmekte ve herhangi bir cihaz üzerinden internette günde ortalama yedi saat zaman geçirmektedir.
Araştırma bulgularına göre, Türkiye’de 54 milyon sosyal medya kullanıcısı bulunurken sosyal medya platformları arasında habere ulaşmak için Facebook kullanımı yüzde 51 oranıyla ilk sırada yer almaktayken ardından Youtube’un yüzde 41, Twitter’ın da yüzde 35 oranında kullanıldığı tespiti yapılmıştır.
Türkiye’nin sosyal medya alanındaki durumuna yönelik bazı dikkat çekici veriler de şu şekildedir: Türkiye -ilginç- 800 milyon kullanıcısı olan TikTok’ta 28,4 milyon kullanıcıyla dünyada 3’üncü sıradadır; yine, 340 milyon kullanıcısı olan Twitter’da 11,8 milyon kullanıcıyla 6’ncıdır; 1 milyar kullanıcısı olan Instagram’da 38 milyon kullanıcıyla 6’ncı sıradadır; 2,5 milyar kullanıcısı olan Facebook’ta da 37 milyon kullanıcıyla 10’uncu durumdadır.
2019’un 1’inci altı ayı içinde Türkiye’den Twitter’a 388 mahkeme kararı ve 5.685 diğer içerik çıkarma talebi gönderildiği ve bu taleplerle 8.993 Twitter hesabının kapatılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır.
Twitter’ın, 2019’un 1’inci yarı yılı içinde sadece ve sadece 264 hesabı ve 230 “tweet”i Türkiye’den görünmez kıldığını açıkladığını görmekteyiz. 8.993 nerede 264 nerede? Görüşmekte olduğumuz kanun teklifine ne kadar çok ihtiyaç duyulduğunu buradan dahi anlamaktayız.
Yine, 2013 yılının 2’nci yarısından 2017 sonuna kadar Facebook, Türkiye’den toplam 24.137 içeriği çıkarırken 2019 içinde sadece 1.135 içeriği çıkarmıştır. Türkiye’den mahkeme kararlarıyla içerik kaldırma talebine Facebook’un raporlarında yer verilmemiştir.
Sosyal medyayla ilgili rakamlar ortada ve her gün ayrı ayrı iğrençlikler yaşanmaya devam etmektedir ancak kullanıcıların tercih ettiği sosyal medya platformlarının büyük bir bölümünün yabancı ülke yani Amerika, Avrupa, Çin menşeli olması ve sosyal medya hukukunun ülkemizde henüz yeni ve dinamik bir kavram olmasından kaynaklı olarak hukuki boşlukların varlığı da bu süreçte hissedilmektedir.
Bu bakımdan, kanun teklifimizle öncelikle mevzuatımıza “sosyal ağ sağlayıcısı” tanımı getirilmektedir. Türkiye’den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarına Türkiye’de temsilci bulundurma yükümlülüğünün zorunlu hâle gelmesi öngörülmektedir.
Bunu yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcısına kademeli olarak artan yaptırımlar getirilmektedir. 10 milyon TL’den 30 milyon TL’ye varan idari para cezaları ve yine internet bant genişliğinin yüzde 50’yle yüzde 90 arasında daraltılması gibi ve reklam yasağı da ilave edildi.
Yine bu kapsamda teklifimizle Türkiye’de mukim vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin ilgili sosyal ağ sağlayıcısına yeni reklam vermesi de yasaklanabilecektir.
“Sosyal ağ sağlayıcıları, kişilik hakları ve özel hakların gizliliğinin ihlali kapsamındaki içeriklere yönelik olarak kişiler tarafından yapılacak başvurulara, başvurudan itibaren en geç kırk sekiz saat içinde olumlu ya da olumsuz cevap verme hükümlülüğüne tabi olacak.” der.
Sosyal ağ sağlayıcıları içerik çıkarılması, erişim engellemesi kararları ve kendisine yapılan başvurulara ilişkin istatiksel ve kategorik bilgileri içeren raporları Türkiye olarak altı ayda bir Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna sunacaktır.
Kanun teklifimizin hükümlerine göre kişisel veriler Türkiye’de barındırılacak, erişimin engellenmesi kararı yerine içeriğini çıkarılması kararının verilmesi imkânı da sağlanmaktadır.
Kanun teklifimizle; ırk, din, cinsiyet ya da engellilik konularında nefret söylemi barındıran içerikler ile çocuk istismarı ve terör propagandası barındıran içerikler yirmi dört saat içerisinde yayından kaldırılması öngörülmekte, kaldırılmadığı takdirde ise ağır idari para cezaları öngörülmektedir.
AK Parti’yle ortak Meclis Başkanlığına sunmuş olduğumuz kanun teklifimiz ile sahte hesapların neden olduğu mağduriyetler ve karşı karşıya kalındığında hakları ihlal edilen kullanıcıların adaletli ve hukuka uygun bir şekilde bundan sonra hakkını arama imkânı da sağlamış bulunmaktayız.
Bu alanda atılan önemli ve ciddi bir ilk adım olarak nitelendirebileceğimiz kanun teklifimizin ardından devam niteliği taşıyacak, özellikle, diğer ülkelerdeki sosyal medya mevzuatını da kapsayacak şekilde uluslararası ortak anlaşmaları da gündeme taşıyabilmeliyiz.
Bu kapsamda Dışişleri Bakanlığımızın da uluslararası diplomasi de inisiyatifi eline alması yerinde bir tutum olacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak kanun teklifimizin sosyal medyada yaşanan itibar suikastlerine, terör propagandasına, dolandırıcılık ve algı operasyonlarına ve bunun gibi birçok sosyal medyada bataklık hâline gelen bir sürü uygulamaya son vereceği düşüncesiyle ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Bir yanıt bırakın