▶️Son dönemde defaatle ifade ettiğimiz üzere Sayın Genel Başkanımıza ve partimize yönelik kaynağı belli sistemli saldırılar ve çirkin iftiralar hız kesmemektedir. Bu iftira sahiplerinin kullanmış olduğu hadsiz üslup ise tetikçiliğini yaptıkları çevrelerin ve siyasi partilerin mensuplarında dahi görülmeyecek derecede seviyesizdir. Necip Fazıl’ın ifadesiyle dip bile bir seviye iken bunların seviyesi çukurdur.
▶️Ne bir mektup ne de bir köşe yazısı olan bu ucube yazılar en ağır hakaretleri hak etmektedir ve tarafımızdan hükümsüzdür. Cumhur İttifakı düşmanlığını din hâline getirmiş bulunan Emin Çölaşan; yeniden hortlayan Pontus rüyalarını, Yunan’ın sapık emellerini, Ayasofya’da yeniden çan sesi duymak istediklerini haykıranların sesini yok saymakla birlikte Sayın Genel Başkanımızın Ayasofya ile ilgili çağrısını kendince tiye almaktadır.
▶️Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in Sayın Genel Başkanı ne söylediğini, ne yaptığını, neden yaptığını bilen; yalnız bugünü değil bugünle beraber geleceği de inşa eden bir yolbaşçıdır. Aklı ipotek altında olanların, düşünme ve muhakeme becerilerini çoktandır kaybetmiş bulunanların Sayın Genel Başkanımızı anlamalarını beklemiyoruz. Hadlerini bilsinler yeter!
▶️Sayın Genel Başkanımıza ve partimize yönelik bu temelsiz, üslupsuz, haksız ve orantısız saldırıların sahiplerine ve yayınlandıkları mecralara baktığımızda hep aynı merkezler karşımıza çıkmaktadır. PKK-HDP sevici FETÖ’nün gizli silahı olanlar bilmelidir ki vatan ve millet düşmanlarıyla mücadelemiz sen nefer, son nefes ve son damla kana kadardır.
…
…
…
MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekilimiz Sayın İsmet Büyükataman’ın, Sözcü ve Karar gazetelerinin köşe yazarlarının Sayın Genel Başkanımızı hedef alan hadsiz yazılarına yönelik yaptığı yazılı basın açıklaması
Gazeteciliğin ve gazetecinin taşıması gerek vasıfların neler olduğunu, toplumun bu kesimden neler beklediğini izah etmeye gerek yoktur. En temel vasıfları bağımsızlık, tarafsızlık ve doğruyu ifade etmek olan bu güzide kurumun Türkiye’de maalesef kimlerin elinde bir iftira ve karalama aracına döndüğünü her gün üzülerek görmekteyiz.
Son dönemde defaatle ifade ettiğimiz üzere Sayın Genel Başkanımıza ve partimize yönelik kaynağı belli sistemli saldırılar ve çirkin iftiralar hız kesmemektedir. Bu iftira sahiplerinin kullanmış olduğu hadsiz üslup ise tetikçiliğini yaptıkları çevrelerin ve siyasi partilerin mensuplarında dahi görülmeyecek derecede seviyesizdir. Necip Fazıl’ın ifadesiyle dip bile bir seviye iken bunların seviyesi çukurdur.
İngiliz The Times’ın güya kapsamlı analizini gerçekte ise CHP lehine Türk siyasetine müdahale teşebbüslerini İnternet sitesinin manşetinden verecek kadar millîlikten uzak olan Sözcü’nün kimlerin sözcülüğünü yaptığı açıkça ortadadır. Bu karanlık odakların sözcüsünün meseleleri idrakten yoksun, devlet ve millet düşmanlığı diline vuran yazarlarından Emin Çölaşan, aklına geldikçe Sayın Genel Başkanımıza ithafen kendince açık mektuplar yazmaktadır.
Ne bir mektup ne de bir köşe yazısı olan bu ucube yazılar en ağır hakaretleri hak etmektedir ve tarafımızdan hükümsüzdür. Cumhur İttifakı düşmanlığını din hâline getirmiş bulunan Emin Çölaşan; yeniden hortlayan Pontus rüyalarını, Yunan’ın sapık emellerini, Ayasofya’da yeniden çan sesi duymak istediklerini haykıranların sesini yok saymakla birlikte Sayın Genel Başkanımızın Ayasofya ile ilgili çağrısını kendince tiye almaktadır.
Sayın Genel Başkanımızın duyduğu ses; gaipten gelen çan sesi değil, harekete geçmiş bulunan Bizans’ı hortlatma, Pontus’u yeniden inşa teşebbüsçülerinin artık yüksek sesle haykırmaya başladıkları taleplerdir. Akıl, izan ve mantık sorgulamasına teşebbüs eden Çölaşan bu hasletleri kaybedeli epey olmuştur.
Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in Sayın Genel Başkanı ne söylediğini, ne yaptığını, neden yaptığını bilen; yalnız bugünü değil bugünle beraber geleceği de inşa eden bir yolbaşçıdır. Aklı ipotek altında olanların, düşünme ve muhakeme becerilerini çoktandır kaybetmiş bulunanların Sayın Genel Başkanımızı anlamalarını beklemiyoruz. Hadlerini bilsinler yeter!
Sayın Genel Başkanımız, yalnızca büyük Türk milletine güvenmekte, bir tek sandıktan çıkan millî iradeyi esas almaktadır. Bunun dışındaki tüm kaynaklar ve odaklar ise kendisine kapalı ancak Çölaşan ve zihniyetinin yegâne güven kaynağı ve dostudur. Çölaşan’a tavsiyemiz “Ya hayır söyle ya da sus” hikmetine uyması, hayırlı bir söz çıkma ihtimali kalmayan çenesini kapatması, susmasıdır.
Karar gazetesi, yayın hayatına başladığından beri Devlet Bahçeli ve Milliyetçi Hareket Partisi düşmanlığını geçim kapısı hâline getirmiş ve Türk siyasetinde yeni oluşumlar bahanesiyle FETÖ ve PKK’nın yeni siyasi uzantısı olma hevesine kapılanların merkezi hâline gelmiştir. Burada kendisine bir köşe verilen Şenol Kaluç isimli bir hadsiz ise köşe yazısı diye yazdığı yazıda ABD’de yaşanan ırkçı cinayet ve ardından gerçekleşen toplumsal olaylar üzerinden Sayın Genel Başkanımızı “ırkçı” olarak yaftalamaktadır.
Irkçılığın yalnızca siyahlara yapılmadığını Türkiye’de de ırkçılığın bulunduğunu iddia ve iftira eden bu yeni yetme, Türk Milliyetçiliğinin dünyanın sorunlarını giderecek vasıflarından bihaber bir vatan ve millet düşmanı olmalıdır. Aksi olsa idi Sayın Genel Başkanımıza “ırkçı” deme hadisizliğinde ve hainliğinde bulunmayacaktı. Bu iftiradan muradının ne olduğunu ise anlamak güç değildir. Ancak heveslerini kursaklarında bırakacak güç ve imanda olduğumuzun bilinmesini isteriz.
Sayın Genel Başkanımıza ve partimize yönelik bu temelsiz, üslupsuz, haksız ve orantısız saldırıların sahiplerine ve yayınlandıkları mecralara baktığımızda hep aynı merkezler karşımıza çıkmaktadır. PKK-HDP sevici FETÖ’nün gizli silahı olanlar bilmelidir ki vatan ve millet düşmanlarıyla mücadelemiz sen nefer, son nefes ve son damla kana kadardır.
Bir yanıt bırakın