Bahçeli: Diyanet İşleri Başkanı’nın hedef alınması dinimize vahim bir saldırıdır

Cumhur İttifakı Millet Aklı

MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Ankara ve İzmir Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanı’nı hedef alması, yüce Allah’ın kelamıyla birlikte dinimize vahim bir saldırıdır.” ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ankara ve İzmir Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanını hedef alması, yüce Allahın kelamıyla birlikte dinimize vahim bir saldırıdır.” ifadesini kullandı.

Yaptığı yazılı açıklama ile gündemi değerlendiren Bahçeli, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelenin bütün ülkeleri meşgul ettiğini ve ağır bir mesele olarak sıcaklığını koruduğunu belirtti.

Bahçeli, bu virüsle mücadelenin sonuçlarının siyasetten ekonomiye, sosyal hayattan milletler ve devletler arası ilişkilere kadar pek çok alanda derin izler bırakacağı ve farklı bir dünyanın kapılarını aralayacağı öngörüsünde bulundu.

İnsanlık tarihinde bu denli yaygın ve yoğun bir hastalık vakasına bugüne kadar rastlanmadığına işaret eden Bahçeli şunları kaydetti:

“Türkiye, Kovid-19 hastalığının bulaşıcılığını önlemek, bu dönemi tatsız ve talihsiz bir fasıl olarak geride bırakmak için müttehit ve müttefik halde mücadelesini sürdürmektedir. Hakikaten ülkemiz salgına yönelik muazzam bir direnç ve duruş göstermektedir. Vatan ve vicdan hassasiyetini kaybetmemiş her Türk vatandaşı bu gerçeği bihakkın teslim ve teyit edecektir. Devlet millet dayanışması aktif ve atılgan, alınan tedbirler doğru ve düzgün, atılan adımlar isabetli ve iradeli, açıklanan kararlar yerli ve yerindedir. Aynı şekilde hükümet basiretli ve başarılıdır.”

Türkiye herkese yardım elini uzatıyor
Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu mücadelede seferberlik ruhuyla hem ülke içinde hem de ülke dışındaki yerleşik vatandaşlarına anında yardım elini uzatırken merhametli ve müşfik yüzünü zorda kalan her ülkeye de çevirdiğini belirtti.

“Olağanüstü bir krizin nasıl yönetileceği, Kovid-19 kuşatmasının nasıl ve hangi stratejik mülahazalarla yarılacağı elbette vatanseverlik duygusuyla ve millete hizmet aşkıyla ispatlanmaktadır.” diyen Bahçeli, şu ifadelere yer verdi:

“Hamd olsun, Türkiye sağlam ve milli iradeyle, cumhurun muazzam istikbal azmi ve kararlılığıyla serpilip sivrilmektedir. Kovid-19 salgını hemen hemen bütün ülkelerin zaaf ve zayıflıklarını açığa çıkarmış, aynı zamanda temeli sağlam olmayan kırılgan haletleriyle çakıştırmıştır. Ülkemizde ise sağlık, güvenlik ve ekonomi başta olmak üzere her alanda tarihi ve tesirli önlemler alınmış, salgına karşı muhkem, muteber ve müteyakkız ölçülerde direniş sergilenmiştir. Bizim bundan iftihar etmemiz kadar doğal bir şey de olamayacaktır.”

Bahçeli, Türkiye’nin salgına yenilmesini, acıklı ve aciz durumlara düşmesini bekleyen, dileyen, hatta bu maksatla inceden inceye faaliyette bulunan çevrelerin varlığına işaret ederek, bu durumu esef ve hayret verici olarak nitelendirdi.

Bahçeli açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Bilhassa pek çok ülkeye yapılan tıbbi malzeme yardımlarını hazmedemeyenlerin işgüzar ve işbirlikçi tavırları ibretlik düzeylerdedir. Sağlık alt yapımızın güçlü, bu alandaki yönetim anlayışının güven verici olması bazı gafilleri rahatsızlığa ve huzursuzluğa sevk etmektedir.Türk milletine ve Türkiye’ye muhabbet ve bağlılıklarını kaybetmiş zavallıların harmanda dane sayma, karanlıktan taş atma, samanlıkta iğne arama gayretleri trajikomik bir tablonun ana tonları olarak dikkat çekmektedir. Tahakkuku asla mümkün olmayan bir hayalin peşinde koşan müflis ve münafık siyaset temsilcileri, köhneliklerine aldırmadan Türkiye’yi kötü göstermenin derdindedir.”

CHP ve onun siyasi-ideolojik akraba gruplarının tavrını eleştiren Bahçeli, “Türkiye’nin çarpıcı ve çapı geniş imrenilecek mücadelesini ahlaken tahlil etmeden arsızca tenkide heveslenenler yanlışa gömülmekle kalmamışlar, Türk milletinin telinine mahkum olmuşlardır.” ifadesini kullandı.

“Hayatın normalleşmesi için atılan her adım değerli”
Kovid-19 salgınının ateşinin düşürülmesi ve hayatın normalleşmesi için yapılan her girişimin değerli ve dengeli olduğunu belirten Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:

“Ne var ki, Türkiye’nin salgınla başa çıkmak amacıyla sistematik ve stratejik imkanlarının kademe kademe devreye alınmasına dudak bükenlerin, dahası karalamak niyetinde olanların kavga ve kaos çağrıları zillet ve ziyana açık davetiyedir. CHP zihniyeti yapılanı yıkmak, hakikati çiğnemek, var olanı yok etmek üzerine kurduğu muhalefet anlayışıyla tam bir garabet ve hezimete dümen kırmıştır. Aziz Atatürk’ün partisi Türkiye’ye diş bileyen, Türk milletine dirsek çeviren ayıplı ve ahlaksız bir siyasetin uçurum dibine yuvarlanmıştır.”

“Cami de Cemevi de bizimdir”
Bahçeli açıklamasında şunları kaydetti:

“Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizi istismar ederek, Aleviliği bir din gibi göstermeye, bu şekilde takdim ve tarife kalkışan ucuz CHP zihniyeti milletimizin sinir uçlarıyla, inançlarımızın hassasiyetleriyle oynayacak kadar şuur kaybına uğramıştır. CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı görevinden başka her işe burnunu sokarak, her şeye karışarak, her telden çalarak zehirli emellerini birer birer tedavüle sokmaktadır. Alevilik, İslam diniyle mündemiç bir değer, bununla birlikte kültürel yaşayış ve yorum mirasıdır. Bunun aksini iddia etmek şöyle dursun, imasını dahi yapmak yüce dinimize hakaret ve hıyanettir. Alevi de bizim Sünni de bizimdir. Cami de bizim Cemevi de bizimdir. Ayrımcılık yapanlar asırlar geçse de Yezid’in safından hala ve henüz çıkmayanlardır.”

Açıklamasında “Bugünkü hassas ve nazik dönemde CHP’nin kasti ve bir hedefe matuf provokasyonları Türkiye düşmanlarına, İslam karşıtı cephede biriken müptezellere verilmiş kozdur, açık çektir. CHP’nin PKK’yla olan işbirliği ortadadır.” ifadelerine yer veren Bahçeli, CHP’nin FETÖ’ye sempatisinin gizli ve saklı olmadığını da savundu.

Ankara Barosuna tepki
Bahçeli, Diyanet İşleri Başkanının geçen haftaki cuma hutbesi sonrasında Ankara ve İzmir Baroları tarafından yapılan açıklamalara da sert tepki göstererek, şunları kaydetti:

“Diyanet İşleri Başkanının geçen haftaki cuma hutbesinde dini akidelerimize muvafık şekilde paylaştığı vaazına başta CHP zihniyeti olmak üzere, Ankara ve İzmir Barolarının izansız, insafsız ve itibarsız tepkileri hayasızlığın siyaset ve hukuk kılıfına bürünmesi olarak görülmelidir. İslamofobi faillerini uzaklarda aramaya hacet yoktur. Elbette herkesin inanç, ifade, yaşayış ve tercih özgürlüğüne saygı duyulmalıdır. Fakat hiç kimse de Müslüman mahallesinde salyangoz satma küstahlığına, bunu da aklama ve haklı çıkarma kütüklüğüne heves etmemelidir. Müslüman Türk milleti çok şükür çağlar öncesinden yükselen, zamanlar üstü ve evrensel mesajlar içeren kutlu ve kutsal çağrıya sonuna kadar bağlı ve sadıktır.”

“MHP Diyanet İşleri Başkanının sözlerine aynen iştirak etmektedir”
Bahçeli şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ankara Barosunun Diyanet İşleri Başkanını hedef alarak, ‘Sesi çağlar öncesinden gelen şahıs’ olarak itham etmesi, nefret dilinden bahsetmesi, İzmir Barosunun aynı tıynetin yörüngesine girmesi, Yüce Allah’ın kelamıyla birlikte Efendimize ve dinimize vahim bir saldırıdır. Asıl nefret dili, asıl ilkel ve çağın gerisinde kalmış üslup aynısıyla sözü edilen baroların ruhuna yuvalanmıştır. MHP Diyanet İşleri Başkanının malum ve gündeme gelen, aynı zamanda manevi bir gerçek olan sözlerine aynen iştirak etmektedir. Nitekim biz çağlar öncesinden gelen nurlu sesin yaşaması ve yaşatılması konusunda yeminli millet ve maneviyat sevdalılarıyız. Bu mihrakların, günah ve küfürle aralarındaki mesafeyi kaldırdıkları artık gün gibi meydandadır. Kimin hangi hayatı benimsediği, nasıl bir saplantı ve hastalıklı tercihe saplandığı bizi meselemiz ve merakımız değildir.”

CHP’nin kimlerle yol yürüyüp, gök kuşağı oluşturduğunun kendi bileceği iş olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Ancak hiçbir hadsiz, Türk milletinin manevi değerlerini, milli emanetlerini sorgulayamaz, tartışmaların içine çekemez. Sorgulama ve çekmeye çalışanlar ise tarih, millet ve iman nezdinde bedelini mutlaka ödeyeceklerdir.” ifadesini kullandı.

Bahçeli şunları vurguladı:

“Allah indinde son din İslam’dır. Bu sarih hakikati bilmek istemeyen, bilip de itiraf edemeyenler Müslüman Türk milletinin karşı kutbu, karşı cephesi, inanç ve iman muhalifleridir. Bunlara da ne söylendiği, nasıl bir tanım getirildiği maşeri vicdanda mahfuzdur. MHP, kaynağını Türk-İslam Ülküsünde bulan Türk milliyetçiliğine gönül ve ömür vermiş dava ve adamlık zirvesi iman erlerinin övüncüdür. Milletimizin kabul ve inançlarıyla çelişenlerin, bununla da yetinmeyip saygısızlık ve sabotaja yeltenenlerin, Cumhur İttifakı’nın yüksek iradesiyle, MHP’nin ihlaslı mukavemetiyle bozguna uğramaktan başka seçenekleri olamayacaktır.”

Hayat tarzına hürmet bahanesiyle, milli ve manevi değerlere enjekte edilmek istenen sapıklıklara göz yummayacaklarına dikkat çeken Bahçeli, “Herkes aklını başına almalıdır. MHP dinimize, diyanetimize, milli ve manevi değerlerimize yönelmiş her eli kırmaya, her emeli karşılamaya hazır ve muktedirdir.” ifadesine yer verdi.

Cumhur İttifakı Millet Aklı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*