MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, tarafından hazırlanan “Bazı Suçlarla İlgili Ceza Sürelerinden şartlı İndirim ile Tutuklu ve Hükümlülerin Salıverilmesine Dair kanun Teklifi” TBMM Başkanlığına verilmiştir.
16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halk oylaması ile Anayasa değişikliği milletimiz tarafından kabul edilmiştir. 24 Haziran 2018 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinden sonra Anayasada yapılan (yönetim reformu) değişiklik ile Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmiştir. Böylece ülkemizde siyasal anlamda köklü bir değişiklik meydana gelmiştir. Ülkelerde oluşan siyasal anlamda köklü değişiklikler genel bir barışmayı da gerekli kılmaktadır.
Ülkemizde yıllar içinde meydana gelen sosyal ve ekonomik değişiklikler, zaman içinde ekonomik yapının yozlaşması, gelir adaletsizliğinin yol açtığı yoksulluk ve ahlaki değerlerde aşınmanın yanı sıra, sağlıksız kentleşme, işsizlik, ücret, enflasyon, kişi başına düşen gelir gibi makroekonomik değişkenler ve yazılı, görsel ve dijital yayınlar ile sosyal paylaşım sitelerindeki şiddet öğeleri, suçların artmasına yol açmıştır.
Bilindiği üzere; FETÖ/PDY mensubu hâkim ve savcılar, geçmişte adalet mekanizması ve adalet duygusunda derin yaralar açmışlardır. Kanun teklifinin amaçlarından biri, bu derin yaraların onarılmasını sağlamaktır. Hain FETÖ/PDY örgütünün, adalet sistemimiz içerisindeki yapmış olduğu kadrolaşmanın sağladığı avantajla siyasi, ideolojik ve ekonomik olarak hasım gördüğü kişileri, hukuk görünümlü ancak hukuk dışı yöntemlerle tasfiye, cezalandırma ve yok etme yollarına başvurduğu bir hakikattir.
FETÖ/PDY örgütü üyesi hâkim ve savcılar, örgütün stratejisi doğrultusunda bulundukları konumlarını silah olarak kullanmışlardır. Amaç ve hedefleri doğrultusunda örgüte, tam bir bağlılık ve itaatle hareket eden hâkimlik ve savcılık vasfını kaybetmiş bu kişiler, vermiş oldukları kararlar ile yüz binlerce insanımıza telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaşatmışlardır.
Keza örgüt üyelerinin performans yükselmesini sağlamak için suçla mücadele adı altında sahte raporlar, yalan tanıklar ve usulsüz dinlemeler ile binlerce kişiyi tutuklamışlardır.
Örgütün hukuk sitemini kullanarak gerçekleştirdiği haksızlıklar ve mağduriyetlerin, “yargılamanın yenilenmesi ve diğer kanun yollarıyla” giderilmesi de hukuken mümkün olmamıştır.
Bunun sonucu olarak, örgüt hiyerarşisine tabi hâkim ve savcıların, 2006-2016 yılları arasında vermiş oldukları hukuka aykırı kararlar ve usulsüz tutuklamalar ile tutuklu ve hükümlü sayısında ülkemizin dünyada yedinci, Avrupa’da birinci sırada yer almasına neden olmuşlardır.
Cezaevleri, teorik olarak toplumun genel güvenliğini sağlamak için vardır. Bununla birlikte cezaevleri, hükümlü ve tutukluların ıslah ve rehabilite süreçlerinin tamamlanarak topluma yeniden kazandırılmasını sağlayan kurumlardır.
Günümüzde cezaevlerindeki fiziki koşullar oldukça yetersiz olup suçluyu ıslah ve rehabilite ederek topluma yeniden kazandırma işlevini hızla kaybettiği görülmektedir. Cezaevi koğuşlarının kapasitesinin üç dört katı kişiyi barındırması, kurum bünyesinde güven zafiyeti oluşturmaktadır.
Bir kişinin tutuklu ya da hükümlü olması, onun insan haklarından mahrum olacağı anlamına gelmez.
Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler yetersizlik sebebiyle nöbetleşe uyumaktadır. Mahkûmlara sağlanan barınma olanakları, özellikle uyuma yerleri, gerekli hava hacmine ve asgari alana sahip değildir. Devlet, özgürlüğü elinden alınmış kişilerin sağlığından sorumludur.
Bugün itibariyle ülkemizde bulunan 449 cezaevinin kapasitesi 211.274 ‘tür. Cezaevlerimizde 194.404 hükümlü, 59.131 tutuklu olmak üzere, toplam 253.535 kişi bulunmaktadır. Fiziki yetersizlikler, sosyal barışı tehdit edebilecek nitelikte olup provokasyonlara açık haldedir.
Yasama organının, ceza hukuku ile tamamlayıcısı olan infaz hukuku alanında bazı fiillerin suç olarak tanımlanması veya suç olmaktan çıkarılması, cezaların yerine getirilme koşullarının belirlenmesi konularında kamu yararını gözeterek düzenlemeler yapma takdir hak ve yetkisi bulunmaktadır.
Ancak kullanılan bu yetkinin, Anayasa, evrensel hukuk kuralları ve ülkemizin taraf olduğu sözleşmeler ile uyumlu olması esastır.
Cezaevleri ve infaz hukuku ile ilgili yeni bir düzenleme yapmak, af çıkarmak, cezalarda indirim yapılmak suretiyle bu sorunları çözmek adına oluşan fikir ve söylemler, 2018 Mayıs ayı ortalarında toplumun tamamı ile paylaşılmıştır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışı ve Milli Hareketi başlatma tarihi olan “19 Mayıs” günü bu sebeple esas alınarak 19 Mayıs 2018 tarihinden sonra işlenen suçlar kapsam dışı bırakılmıştır.
Bu düzenlemede, Anayasanın başlangıç kısmında yazılı olduğu şekilde; “hiçbir faaliyet, Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin karşısında korunma göremez” hükmü esas alınmıştır.
Adalet sistemimiz içinde oluşan haksızlık ve mağduriyetlerin kısmen de olsa giderilmesi ile hükümlü ve tutukluların topluma yeniden kazandırılması, toplumsal barış ve uzlaşmayı sağlamak amaçlanmıştır.
Anayasa’nın 10 uncu maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi gereği, hukuksal durumları aynı olan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulması gözetilerek, belli suçlara ilişkin tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken cezalardan indirim yapılması uygun görülmüştür.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1- “Amaç” başlıklı madde ile Kanun’un 3 üncü maddesinde gösterilen ve ayrık tutulanlar haricinde 19 Mayıs 2018 tarihine kadar işlenen suçlar yönünden, tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken toplam cezadan şartlı indirim yapılması ve bunun sonucu olarak infazı gereken cezası kalmayan hükümlü ve tutukluların salıverilmesi düşünülmüştür.
Madde 2- Bu maddeyle istisna başlığında sayılmış olan suçların dışındaki suçlarla ilgili olarak hükümlülerin, tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam ceza süresinden bir defaya mahsus olmak üzere beş yıl indirim yapılması düzenlenmiştir.
Maddeye göre kesinleşmiş hükümlerde, hükümlü olanların tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam ceza süresinden beş yıl indirilecektir. Hükümlünün birden fazla cezası olması halinde indirim, her bir ceza için ayrı ayrı uygulanmayacak ve tabi olunan infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken toplam cezadan bir defaya mahsus olmak üzere yapılacaktır. Beş yıl indirim yapıldıktan sonra infazı gereken ceza kalmaması durumunda hükümlü salıverilecektir.
Buna bağlı olarak soruşturma ve kovuşturma evresindeki dosyalarda tutuklu bulunanlar ile istinaf ve temyiz kanun yolu aşamalarındaki dosyalarda tutuklu bulunan şüpheli veya sanıkların tutukluluk durumlarının değerlendirilmesi hususları düzenlenmiştir.
İstinaf ve temyiz kanun yolunda bulunan dosyalarda, sanık hakkında ilk derece mahkemesi ile İstinaf Ceza Dairesi’nce hükmolunan cezaların toplam süresi gözetilerek, tabi olunacak infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken toplam ceza süresinden yapılacak beş yıl indirim de hesaplanmak suretiyle tutukluluk durumu konusunda bir karar verilir.
Yargıtay Ceza Dairesi’nce, İstinaf Ceza Dairesi veya İlk Derece Mahkemesi’nin, İstinaf Ceza Dairesi’nce de, İlk Derece Mahkemesi’nin mahkûmiyetine ilişkin sanığın tabi olduğu infaz hükümlerine göre çekmesi gereken toplam ceza süresi göz önüne alınacaktır. Sanık hakkındaki mahkûmiyet dışındaki kararlar ile suçun nitelik değiştirme olasılığı, cezalardaki artırım ve indirim nedenleri bu aşamada irdelenmeyecektir.
Sanık hakkında birden fazla suçla ilgili mahkûmiyet kararlarında, tüm suçlara ilişkin cezaların tabi olduğu infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken toplam ceza süresi üzerinden bir defaya mahsus yapılacak beş yıl indirim sonucu tutukluluk durumu değerlendirilerek karar verilecektir.
Kovuşturma aşamasındaki dosyalarda ise, iddianame ya da görevsizlik kararında sanığın işlediği iddia olunan suç veya suçların tümü yönünden uygulanması istenilen kanun maddesindeki cezaların alt sınırı esas alınarak tabi olunan infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken toplam ceza süresi üzerinden beş yıl indirim hesaplanmak suretiyle CMK’nın 104 ve devamı maddeleri gereğince sanığın tutukluluk durumunun devamına veya salıverilmesine karar verilecektir.
Bu aşamada, sanık hakkında birden fazla suçtan dava açılmış olması durumunda, tüm suçlara ilişkin kanun maddelerinde gösterilen cezaların alt sınırı esas alınarak tabi olduğu infaz hükümlerine göre çekmesi gereken toplam ceza süresi üzerinden bir defaya mahsus olmak üzere beş yıl indirim yapıldıktan sonra sanığın tutukluluk durumu değerlendirilecektir.
Suçun vasıf ve mahiyetinin değişme ihtimali göz önüne alınmayacak ancak; teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezadan indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler, tutukluluk halinin değerlendirilmesinde dikkate alınacaktır.
Soruşturma evresinde ise, şüphelinin üzerine atılı suç veya suçların tümü göz önüne alınarak, şüphelinin işlediği iddia olunan suçların kanun maddelerindeki cezanın alt sınırı esas alınmak ve tabi olduğu infaz hükümlerine göre çekmesi gereken toplam ceza süresi üzerinden bir defaya mahsus olmak üzere beş yıl indirim yapıldıktan sonra CMK’nın 104 ve devamı maddeleri uyarınca şüphelinin tutukluluk halinin devamı veya salıverilmesi hususunda karar verilecektir. Teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezadan indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebepler tutukluluk durumu değerlendirilmesinde göz önüne alınacaktır.
Tutukluluk durumunun değerlendirilmesinde, sanık veya şüphelinin tutukluluk halinin devamı veya salıverilmesinde 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 105/A-1, 107/2 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 63 üncü maddelerindeki hükümler göz önünde bulundurulacaktır.
Madde 3- “İstisna” başlıklı bu madde ile hukukun temel ilkeleri arasında yer alan eşitlik ilkesine uygun olarak istisna edilen suçlar, ilgili kanun maddeleriyle gösterilmiştir.
765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Devletin Ülkesine ve Egemenliğine Karşı Cürümler” başlıklı 125 inci maddesi, “Vatandaşın Devlete Karşı Harbe Katılması” başlıklı 126 ncı maddesi, “Harp veya Hasmane Hareketlere Tahrik, Yabancı Devlet Müdahalesini Tahrik, Milli Menfaatlere Aykırı Hareketler” başlıklı 127 nci maddesi, “Asker Toplama, Hasmane Hareketlerde Bulunma” başlıklı 128 inci maddesi, “Düşman Askeri Harekatına Yardım, Düşmana İaşe Temini” başlıklı 129 uncu maddesi, “Taahhüdü Yerine Getirmemek, Taahhüde Hile Karıştırmak” başlıklı 130 uncu maddesi, “Askeri Tesisleri Tahrip” başlıklı 131 inci maddesi, “Siyasi Mahiyetteki Vesikalarla İlgili Suçlar” başlıklı 132 nci maddesi, “Gizli Kalması Lazım Gelen Malumatla Alakalı Casusluk–İfası Menedilen Malumata İlişkin Casusluk” başlıklı 133 üncü maddesi, “Taksirle İşlenen Casusluk” başlıklı 134 üncü maddesi, “Gizli Askeri Bölgelere Girme, Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Bulundurma” başlıklı 135 inci maddesi, “İfşa İle İlgili Casusluk” başlıklı 136 ncı maddesi, “Yayılması Yasaklanan Haberleri İfşa” başlıklı 137 nci maddesi, “Devlet Sırlarından Yararlanma–Devlet Hizmetinde Sadakatsizlik” başlıklı 138 inci maddesi, “Harp Zamanında Devlet Emirlerine Uymamak” başlıklı 139 uncu maddesi, “Vatana Manevi Hiyanet–Düşman Devletten Nişan veya Aylık Almak” başlıklı 144 üncü maddesi, “Anayasa Düzeni İhlal, Yasama Organının Fonksiyonlarını Engelleme Suçları” başlıklı 146 ncı maddesi, “İcra Kuvvetine Tecavüz” başlıklı 147 nci maddesi, “Asker Toplama” başlıklı 148 inci maddesi, “İsyana ve Birbirini Öldürmeye Teşvik” başlıklı 149 uncu maddesi, “Fesat Heyetlerini Teçhiz” başlıklı 150 nci maddesi, “Askeri Komutanlıkların Gasbı” başlıklı 152 nci maddesi, “Askerleri İtaatsizliğe Teşvik ve Aleniyet” başlıklı 123 üncü maddesi, “Ülkenin Güvenliğini Tehlikeye Koyacak Yayımlar, Halkı Askerlikten Soğutma” başlıklı 155 inci maddesi, “Cumhurbaşkanına Suikast” başlıklı 156 ncı maddesi, “Cumhurbaşkanına Fiili Saldırı” başlıklı 157 nci maddesi, “Harp Zamanında Bozgunculuk” başlıklı 161 inci maddesi, “Silahlı Çete Kurma Cürümleri” başlıklı 168 inci maddesi, “Silahlı Çeteye Yardım” başlıklı 169 uncu maddesi, “Devletin Emniyetine Karşı Gizli Suç İttifakı” başlıklı 171 inci maddesi, “Devletin Güvenliğine Karşı Cürüm İşlemeye Tahrik” başlıklı 172 nci maddesi, “İşkence Suçu” başlıklı 243 üncü maddesi, “Kötü Muamelede Bulunma–Cismen Eza Verme” başlıklı 245 inci maddesi, “Mefruz Cebirle Irza Geçme” başlıklı 314 üncü maddesi, “Mefruz Cebirle Irz ve Namusa Tasaddi” başlıklı 415 inci maddesi, “Cebren Irza Geçme, Cebren Irza Tasaddi, Reşit Olmayan Onbeş Yaşını Bitirmiş Küçüklerle Rızaen Cinsi Münasebet” başlıklı 416 ncı maddesi, “Şahsa Bağlı Ağırlatıcı Sebepler” başlıklı 417 nci maddesi, “Fiile Bağlı Ağırlatıcı Sebepler” başlıklı 418 inci maddesi, “Hayasız Hareketler” başlıklı 419 uncu maddesi, “Fuhuş Maksadıyla Kadın Oynatmak” başlıklı 420 inci maddesi, “Söz Atma ve Sarkıntılık Cürümleri” başlıklı 421 inci maddesi, “Kasten Adam Öldürme” başlıklı 448. maddesi ile nitelikli halleri olan 449 ve 450 nci maddeleri, “Aile Fertlerine Kötü Muamele” başlıklı 478 inci maddeleri ile
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 76, 77, 78, 81, 82, 90, 91, 94, 95, 96, 102, 103, 104 ve 105 inci maddelerinde tanımı yapılan suçlar, Türk Ceza Kanunu’nun ikinci kitap, dördüncü kısım, dördüncü bölümde yer alan (TCK m.302-308) “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar”, beşinci bölümde yer alan (TCK m. 309-316) “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar”, altıncı bölümde yer alan (m. 317-325) “Milli Savunmaya Karşı Suçlar” ile yedinci bölümde yer alan (m. 326-339) “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk”,
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nda yer alan suçlar,
5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar,
6831 sayılı Orman Kanunu’na tabi suçlar kapsam dışı bırakılmıştır.
765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ikinci kitap, birinci babtaki “Devletin Şahsiyetine Karşı Cürümler” başlıklı bölümde yer alan ve bu Kanun’un üçüncü maddesinde istisna edilen suçlar ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun dördüncü kısım, dört, beş, altı ve yedinci bölümlerinde yer alan suçlar ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nda yer alan suçların tümü doğrudan milletimizin birliğine, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne yönelik devletin güvenliğine karşı suçlardan oluşmaktadır.
Son birkaç yıldır özellikle ülkemizin güney sınırlarındaki ülkelerde meydana gelen iç karışıklıklar, ortaya çıkan örgütler ve ülkeler arası çıkar çatışmaları, vatanımızı doğrudan etkilemekte ve bu sorunlar bugün itibariyle de devam etmektedir. Sınırlarımız dışındaki çatışma ve karışıklığı fırsat bilen terör örgütleri ve grupların ülkemiz içinde kanlı eylemlerde bulunduğu, bu faaliyetlerin tümünün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güvenliğine yönelik olduğu göz önüne alınarak, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ile Türk Ceza Kanunu’nun belirtilen maddelerindeki suçlar kapsam dışı bırakılmıştır.
765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, dokuzuncu bab, “Şahıslara Karşı Cürümler” başlığındaki, birinci fasılda düzenlenen “Adam Öldürmek Cürümleri” başlığında yer alan 448, 449, 450 nci maddeleri ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ikinci kitap, ikinci kısım, birinci bölümde düzenlenen “Kasten Öldürme” başlıklı, 81 inci maddesi ve “Nitelikli Haller” başlıklı 82 nci maddesindeki suçlar ile korunmak istenen hukuksal yarar, kişinin “hayat hakkıdır”. Hayat hakkı, insan olmanın ve diğer insan haklarının kullanılmasının ön şartıdır. Devlet tarafından hayat hakkı, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir değer olduğu için korunmuştur. Hayat hakkına saldırı, bütün haklara saldırı anlamındadır. Herkesin yaşam hakkına sahip olduğunu belirten Anayasa’nın 17 nci maddesinin birinci fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2 nci maddesi, devlete, kişilerin yaşama hakkını koruma ve öldürme fiillerini cezalandırma yükümlülüklerini yüklemektedir. Bu sebeplerle belirtilen suçlar kapsam dışı tutulmuştur.
765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun sekizinci babtaki 414, 415, 416, 417, 418, 419, 420, 421 inci maddeleri ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kitap, ikinci kısım altıncı bölümde düzenlenen, 102 inci maddesindeki “Cinsel Saldırı”, 103 üncü maddesindeki “Çocukların Cinsel İstismarı”, 104 üncü maddesindeki “Reşit Olmayanla Cinsel İlişki”, 105 inci maddesindeki “Cinsel Taciz” suçları, toplumun geleceğini, ahlak ve aile düzenini bozmaktadır.
Son yıllarda cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar kitle iletişim araçlarının etkinliği ile birlikte daha görünür hale gelmiştir. Türk toplumu, en büyük infiali bu suçlar karşısında göstermekte olup cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hakkında cezai yaptırımların daha da ağırlaştırılması konusunda beklenti içindedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından da onaylanmış olan “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi” ve Anayasa’nın 41 inci maddesi ile güvence altına alınan, Türk aile yapısının muhafazası ve çocukların istismar ve şiddetten korunması hususundaki emredici hükümler gereğince söz konusu suçlar kapsam dışı bırakılmıştır.
765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 243, 245 ve 478 inci maddelerinde düzenlenen suçların karşılığı olan ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 94 ve 95 inci maddelerinde düzenlenen “İşkence” ve “Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış İşkence” suçlarının birer insanlık suçu oluşu, tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Milletlerarası Sözleşmelerde işkencenin yasak oluşu, 10 Şubat 1984 tarihli “İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” hükümlerine göre hiçbir hal ve şartta işkencenin meşru ve mazur gösterilemeyeceği hükümleri doğrultusunda bu suçlar hariç tutulmuştur. Keza Türk Ceza Kanunu’nun 96 ncı maddesinde tanımlanan “Eziyet” suçu da, işkence suçu ile aynı bölümde düzenlenmiş olması, niteliği itibariyle işkence suçuyla benzerlik göstermesi ve de Anayasa’nın 17 nci maddesinin 3 ncü fıkrasındaki “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.” hükmü karşısında kapsam dışı bırakılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Uluslararası Suçlar” başlıklı birinci bölümünde yer alan 76 ncı maddesindeki “Soykırım”, 77 nci maddesindeki “İnsanlığa Karşı Suçlar” ile bu iki madde ile bağlantılı 78 inci maddesindeki “Örgüt” suçlarının niteliği, ceza süresi ve ülkemizin tarafı olduğu bir kısım sözleşmelere uygun olarak kapsam dışı tutulmuştur.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 90 ıncı maddesinde düzenlenen “İnsan Üzerinde Deney” ve 91 inci maddesinde düzenlenen “Organ veya Doku Ticareti” suçlarında korunan hukuksal değerin kişinin vücut bütünlüğü oluşu göz önüne alınarak kapsam dışı bırakılmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetimizin kurucusu ve Milli Kurtuluş Savaşı’nın komutanıdır. Atatürk’ün manevi şahsiyetine yönelik saldırılarla işlenen suçlar kapsam dışı tutulmuştur.
Anayasa’nın 169 uncu maddesi uyarınca, ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemeyeceği emredici hükümdür. Anayasa’nın amir hükmü gereği 6831 sayılı Orman Kanunu’na tabi suçlar kapsam dışı bırakılmıştır.
765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda istisna tutulan maddeler ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda istisna tutulan maddeler hariç, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ndaki suçlar ve Özel Kanunlar uyarınca verilmiş hapis cezaları kanun kapsamına alınmıştır.
Madde 4- Bu madde, tutuklu ve hükümlülerin salıverilme süreleri ve salıverilmenin hangi merciler tarafından yapılacağına ilişkindir.
Madde ile Kanun’un yürürlüğe girmesinden itibaren kanunun dördüncü maddesinde belirtilen tutukluk durumu değerlendirmesi ve salıverilme işlemleri gecikmeksizin yerine getirilir.
Salıverilme işlemleri, soruşturma sürecinde Cumhuriyet Savcısı’nın talebi üzerine Sulh Ceza Hakimliği’nce, kovuşturma aşamasında yargılamanın sürdürüldüğü mahkemece dosya re’sen ele alınarak dosya üzerinden yapılacak inceleme sonucu karar verilecektir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda bulunan dosyalar en kısa sürede ilgili Yargıtay Ceza Dairesi’ne gönderilecektir.
Dosyanın İstinaf Ceza Dairesi, Yargıtay Ceza Dairesi veya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda bulunması durumunda; ilgili istinaf veya Yargıtay Ceza Dairesi ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından derhal karar verilecektir.
Kesinleşmiş hükümlere ilişkin cezalar yönünden ise, hükmü veren mahkemece salıverilme kararı verilecektir.
Salıverilme işlemlerine ilişkin kararlar, dosya üzerinden inceleme yapılmak suretiyle verilecektir.
Madde 5- Bu madde ile Kanun hükümleri uyarınca tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam ceza süresi üzerinden bir defaya mahsus olmak üzere beş yıl indirim yapılarak salıverilen hükümlülerin, bihakkın tahliye tarihine kadar hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemeleri ve bu hapis cezasının kesinleşmesi halinde, çekmeleri gereken cezalardan yapılan beş yıllık indirimin geri alınarak cezaların infazına devam olunur.
Bu düzenleme ile bihakkın tahliye tarihine kadar işlenen suçun kasıtlı bir suç olması aynı zamanda hapis cezasını gerektirmesi ve hükmolunan hapis cezasının kesinleşmesi şartı aranmıştır.
Uygulamada yalnızca adli para cezasını veya seçimlik olarak adli para cezası gerektiren bazı cezaların kesin nitelikte olup istinaf ve temyiz yasa yolunun kapalı oluşu nedeniyle yargısal denetim yapılma olanağı bulunmamaktadır. Bu sebeple, bihakkın tahliye tarihine kadar işlenen kasıtlı bir suçun hapis cezasını gerektirmesi ve mahkûmiyetin kesinleşmesi esas alınmıştır.
Madde 6- Yürürlük maddesidir.
Madde 7- Yürütme maddesidir.
BAZI SUÇLARLA İLGİLİ CEZA SÜRELERİNDEN ŞARTLI İNDİRİM İLE TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERİN SALIVERİLMESİNE DAİR KANUN TEKLİFİ
Amaç
Madde 1- (1) Bu Kanunun amacı, 19 Mayıs 2018 tarihi dâhil olmak üzere bu tarihten önce işlenen, Kanunda ayrık tutulanlar hariç, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Özel Kanunlardaki suçlar yönünden tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken toplam ceza sürelerinden şartlı indirim yapılması ve bunun sonucu olarak infazı gereken cezası kalmayan hükümlü ve tutukluların salıverilmesidir.
Kapsam
Madde 2- (1) Kanun kapsamındaki suçlardan dolayı hükümlü veya tutuklu olanların; kesinleşmiş hükümlerde, hükmolunan cezaların toplamından, tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken cezadan bir defaya mahsus olmak üzere beş yıl indirilir. İndirim yapıldıktan sonra infazı gereken ceza kalmaması durumunda hükümlü salıverilir.
(2) Sanık veya şüphelinin tutukluluk durumu;
a) İstinaf ve Temyiz kanun yolunda, İlk Derece Mahkemesi ile İstinaf Ceza Dairesi’nce hükmolunan cezaların toplam süresi,
b) Kovuşturma evresinde, iddianamede ya da görevsizlik kararında sanığın işlediği iddia olunan suç ve suçlara ilişkin sevk maddelerindeki cezanın alt sınırı,
c) Soruşturma evresinde şüphelinin üzerine atılı suç veya suçların kanun maddelerinde gösterilen cezanın alt sınırı,
göz önüne alınarak tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam ceza süresi üzerinden bir defaya mahsus olmak üzere beş yıl indirim yapılmak suretiyle değerlendirilir.
Cezaların alt sınırlarının belirlenmesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 61 inci maddesindeki ölçütler esas alınarak ve 61 inci maddenin 5 inci fıkrası uyarınca teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebepler göz önünde bulundurulur.
İstisnalar
Madde 3- (1) Bu Kanun hükümleri;
a) 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun
“Askerleri İtaatsizliğe Teşvik ve Aleniyet” başlıklı 123 üncü maddesi, “Devletin Ülkesine ve Egemenliğine Karşı Cürümler” başlıklı 125 inci maddesi, “Vatandaşın Devlete Karşı Harbe Katılması” başlıklı 126 ncı maddesi, “Harp veya Hasmane Hareketlere Tahrik, Yabancı Devlet Müdahalesini Tahrik, Milli Menfaatlere Aykırı Hareketler” başlıklı 127 nci maddesi, “Asker Toplama, Hasmane Hareketlerde Bulunma” başlıklı 128 inci maddesi, “Düşman Askeri Harekatına Yardım, Düşmana İaşe Temini” başlıklı 129 uncu maddesi, “Taahhüdü Yerine Getirmemek, Taahhüde Hile Karıştırmak” başlıklı 130 uncu maddesi, “Askeri Tesisleri Tahrib” başlıklı 131 inci maddesi, “Siyasi Mahiyetteki Vesikalarla İlgili Suçlar” başlıklı 132 nci maddesi, “Gizli Kalması Lazım Gelen Malumatla Alakalı Casusluk – İfası Menedilen Malumata İlişkin Casusluk” başlıklı 133 üncü maddesi, “Taksirle İşlenen Casusluk” başlıklı 134 üncü maddesi, “Gizli Askeri Bölgelere Girme, Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Bulundurma” başlıklı 135 inci maddesi, “İfşa İle İlgili Casusluk” başlıklı 136 ncı maddesi, “Yayılması Yasaklanan Haberleri İfşa” başlıklı 137 nci maddesi, “Devlet Sırlarından Yararlanma–Devlet Hizmetinde Sadakatsizlik” başlıklı 138 inci maddesi, “Harp Zamanında Devlet Emirlerine Uymamak” başlıklı 139 uncu maddesi, “Vatana Manevi Hıyanet–Düşman Devletten Nişan veya Aylık Almak” başlıklı 144 üncü maddesi, “Anayasa Düzenini İhlal, Yasama Organının Fonksiyonlarını Engelleme Suçları” başlıklı 146 ncı maddesi, “İcra Kuvvetine Tecavüz” başlıklı 147 nci maddesi, “Asker Toplamak” başlıklı 148 inci maddesi, “İsyana ve Birbirini Öldürmeye Teşvik” başlıklı 149 uncu maddesi, “Fesat Heyetlerini Teçhiz” başlıklı 150 nci maddesi, “Askeri Komutanlıkların Gasbı” başlıklı 152 nci maddesi, “Ülkenin Güvenliğini Tehlikeye Koyacak Yayınlar, Halkı Askerlikten Soğutma” başlıklı 155 inci maddesi, “Cumhurbaşkanına Suikast” başlıklı 156 ncı maddesi, “Cumhurbaşkanına Fiili Saldırı” başlıklı 157 nci maddesi, “Harp Zamanında Bozgunculuk” başlıklı 161 inci maddesi, “Silahlı Çete Kurma Cürümleri” başlıklı 168 inci maddesi, “Silahlı Çeteye Yardım” başlıklı 169 uncu maddesi, “Devletin Emniyetine Karşı Gizli Suç İttifakı” başlıklı 171 inci maddesi, “Devletin Güvenliğine Karşı Cürüm İşlemeye Tahrik” başlıklı 172 nci maddesi, “İşkence Suçu” başlıklı 243 üncü maddesi, “Kötü Muamelede Bulunma–Cismen Eza Verme” başlıklı 245 inci maddesi, “Mefruz Cebirle Irza Geçme” başlıklı 314 üncü maddesi, “Mefruz Cebirle Irz ve Namusa Tasaddi” başlıklı 415 inci maddesi, “Cebren Irza Geçme, Cebren Irza Tasaddi, Reşit Olmayan Onbeş Yaşını Bitirmiş Küçüklerle Rızaen Cinsi Münasebet” başlıklı 416 ncı maddesi, “Şahsa Bağlı Ağırlatıcı Sebepler” başlıklı 417 nci maddesi, “Fiile Bağlı Ağırlatıcı Sebepler” başlıklı 418 inci maddesi, “Hayasız Hareketler” başlıklı 419 uncu maddesi, “Fuhuş Maksadıyla Kadın Oynatmak” başlıklı 420 inci maddesi, “Söz Atma ve Sarkıntılık Cürümleri” başlıklı 421 inci maddesi, “Kasten Adam Öldürme” başlıklı 448 inci madde ve nitelikli halleri olan 449 ve 450 nci maddeler, “Aile Fertlerine Kötü Muamele” başlıklı 478 inci maddeleri ile
b) 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu Kapsamındaki Suçlar,
c) 5237 sayılı Kanun’un,
“Soykırım” başlıklı 76 ncı maddesi, “İnsanlığa Karşı Suçlar” başlıklı 77 nci maddesi, Örgüt” başlıklı 78 inci maddesi, “Kasten Öldürme” başlıklı 81 inci maddesi ve nitelikli hallerini düzenleyenı 82 nci maddesi, “İnsan Üzerinde Deney” başlıklı 90 ıncı maddesi, “Organ veya Doku Ticareti” başlıklı 91 inci maddesi, “İşkence” başlıklı 94 üncü maddesi, “Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış İşkence” başlıklı 95 inci maddesi, “Eziyet” başlıklı 96 ncı maddesi, “Cinsel Saldırı” başlıklı 102 nci maddesi, “Çocukların Cinsel İstismarı” başlıklı 103 üncü maddesi, “Reşit Olmayanla Cinsel İlişki” başlıklı 104 üncü maddesi, “Cinsel Taciz” başlıklı 105 inci maddesi, “Devletin Birliğini ve Ülkenin Bütünlüğünü Bozmak” başlıklı 302 nci maddesi, “Düşmanla İşbirliği Yapmak” başlıklı 303 üncü maddesi, “Devlete Karşı Savaşa Tahrik” başlıklı 304 üncü maddesi, “Temel Milli Yararlara Karşı Faaliyette Bulunmak İçin Yarar Sağlama” başlıklı 305 inci maddesi, “Yabancı Devlet Aleyhine Asker Toplama” başlıklı 306 ncı maddesi, “Askeri Tesisleri Tahrip ve Düşman Askeri Hareketleri Yararına Anlaşma” başlıklı 307 nci maddesi, “Düşman Devlete Maddi ve Mali Yardım” başlıklı 308 inci maddesi, “Anayasayı İhlal” başlıklı 309 uncu maddesi, “Cumhurbaşkanına Suikast ve Fiili Saldırı” başlıklı 310 uncu maddesi, “Yasama Organına Karşı Suç” başlıklı 311 inci maddesi, “Hükümete Karşı Suç” başlıklı 312 nci maddesi, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine Karşı Silahlı İsyan” başlıklı 313 üncü maddesi, “Silahlı Örgüt” başlıklı 314 üncü maddesi, “Silah Sağlama” başlıklı 315 inci maddesi, “Suç İçin Anlaşma” başlıklı 316 ncı maddesi, “Askeri Komutanlıkların Gasbı” başlıklı 317 nci maddesi, “Halkı Askerlikten Soğutma” başlıklı 318 inci maddesi, “Askerleri İtaatsizliğe Teşvik” başlıklı 319 uncu maddesi, “Yabancı Hizmetine Asker Yazma, Yazılma” başlıklı 320 nci maddesi, “Savaş Zamanında Emirlere Uymama” başlıklı 321 inci maddesi, “Savaş Zamanında Yükümlülükler” başlıklı 322 nci maddesi, “Savaşta Yalan Haber Yapma” başlıklı 323 üncü maddesi, “Seferberlikle İlgili Görevin İhmali” başlıklı 324 üncü maddesi, “Düşmandan Unvan ve Benzeri Payeler Kabulü” başlıklı 325 inci maddesi, “Devletin Güvenliğine İlişkin Belgeler” başlıklı 326 ncı maddesi, “Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme” başlıklı 327 nci maddesi, “Siyasal veya Askeri Casusluk” başlıklı 328 inci maddesi, “Devletin Güvenliğine ve Siyasal Yararlarına İlişkin Bilgileri Açıklama” başlıklı 329 uncu maddesi, “Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açıklama” başlıklı 330 uncu maddesi, “Uluslararası Casusluk” başlıklı 331 inci maddesi, “Askeri Yasak Bölgelere Girme” başlıklı 332 nci maddesi, “Devlet Sırlarından Yararlanma, Devlet Hizmetlerinde Sadakatsizlik” başlıklı 333 üncü maddesi, Yasaklanan Bilgileri Temin” başlıklı 334 üncü maddesi, “Yasaklanan Bilgilerin Casusluk Maksadıyla Temini” başlıklı 335 inci maddesi, “Yasaklanan Bilgileri Açıklama” başlıklı 336 ncı maddesi, “Yasaklanan Bilgilerin Siyasal veya Askeri Casusluk Maksadıyla Açıklama” başlıklı 337 nci maddesi, “Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi” başlıklı 338 inci maddesi, “Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma” başlıklı 339 uncu maddesi,
d) 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun,
e) 6831 Sayılı Orman Kanunu’nda
Yer alan suçları işleyenler hakkında 2 nci madde hükümleri uygulanmaz.
Yerine Getirme
Madde 4- (1) Kanun hükümleri uyarınca salıverilme işlemleri;
a) Soruşturma evresinde Cumhuriyet Savcısı’nın talebi üzerine Sulh Ceza Hâkimliği’nce,
b) Kovuşturma evresinde yargılamanın devam ettiği Mahkemece,
c) Dosyanın İstinaf Mahkemesi, Yargıtay ilgili Dairesi veya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda bulunması durumunda, İstinaf Mahkemesi, Yargıtay Ceza Dairesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca,
d) Kesinleşmiş hükümlerde, mahkûmiyet hükmünü veren mahkemece,
Dosya üzerinden inceleme yapılarak derhal yerine getirilecektir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda bulunan dosyalar, inceleme yapmakla görevli ilgili Yargıtay Ceza Dairesi’ne gönderilir.
Ceza İndiriminin Geri Alınması
Madde 5- (1) İkinci madde hükümleri uyarınca salıverilen hükümlülerin, bihakkın tahliye tarihine kadar hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemeleri ve bu hapis cezasının kesinleşmesi halinde, yapılan indirim geri alınarak cezaların infazına başlanır.
Yürürlük
Madde 6- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 7- (1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
Bir yanıt bırakın