MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekilimiz Sayın Prof.Dr. E.Semih Yalçın : İP; Pensilvanya’dan tüyo alıp erbab-ı fitneye yaslanan; sermayesi yalan, fesat ve iftira olan; okyanus ötesinde kurgulanmış örgütlenmelerle FETÖ stüdyolarında montajlanmış kafalardan oluşan bir siyasi partidir.
24 Haziran seçimleri öncesinde İP, önemli bir medya desteğini arkasına alarak ortaya çıkmıştır. Bu suni ve kurmaca parti; sadece bir kısım medya değil, Okyanus ötesi ve uluslararası güçler tarafından alternatif fitne projesi olabileceği düşünülerek desteklenmiştir, desteklenmeye de devam edilmektedir.
Ancak, bu projenin dikiş tutmasının mümkün olmadığı 24 Haziran seçimlerinin hemen ardından anlaşılmıştır.
MHP İsviçre çakısı değildir ama Türk’ün egemenlik kılıcını temsil etmektedir. O kılıç hem adalet dağıtır hem de bozguncuların, fesat ve fitne çıkaranların, tefrika yaratanların boynunu vurur.
MHP’nin her işe yaradığı doğrudur çünkü MHP büyük bir liyakat ve ehliyetle milletin vicdanını, sağduyusunu temsil etmektedir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre MHP, ilhamı ve ışığı milletten almaktadır.
İP ise Pensilvanya’dan tüyo alıp erbab-ı fitneye yaslanan; sermayesi yalan, fesat ve iftira olan; okyanus ötesinde kurgulanmış örgütlenmelerle FETÖ stüdyolarında montajlanmış kafalardan oluşan bir siyasi partidir.
Türk milliyetçilerinin sırtına vurulmuş kalleş bir hançer olan bu hanımefendinin partisinin foyası artık meydana çıkmıştır. Takke düşmüş, kel görünmüştür. Zaten parti kurucularının bazılarının istifası da bu partinin fenerinin pek çabuk söndüğünü ve İP’in fazla sürmeden dağılma sürecine gireceğini ortaya koymuştur.
Velhasıl MHP düşmanlığı üzerinden politika İP’i yok olmaktan kurtaramayacak, Türk milleti iki defa aldatılamayacaktır.
…
…
…
MHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE İSTANBUL MİLLETVEKİLİ SAYIN PROF. DR. E. SEMİH YALÇIN’IN, İP’İN BAŞINDAKİ HANIMIN İPE SAPA GELMEZ BEYANLARI HAKKINDAKİ AÇIKLAMASI 12.08.2018
Siyasetin düzmece Mustafalar ve süsleme sultanlar partisi İP’in başında bulunan Meral Akşener, bugünkü evlere şenlik konuşmasının ana eksenine millete vaat yerine MHP’yi oturtmuş ve partimize en ağır ifadelerle yüklenmiştir.
Bahse konu hanımın; 24 Haziran hezimetinden sonra partisinin başında kalabilmek için tezgâhlamadığı oyun, takınmadığı ikiyüzlü tavır, denemediği taktik kalmamıştır.
Öyle anlaşılmaktadır ki seçim sürecindeki “merkez partisi” siyaseti tutmayıp kötü bir kopya olduğu ayyuka çıkınca İP’te planlar değişmiştir. Bundan böyle İP, yine Meral Akşener’in idaresinde ama MHP düşmanlığından nemalanmaya çalışan marjinal parti görünümüne bürünecektir.
Geçmişte ve günümüzde birçok muarız partinin yaptığı gibi MHP düşmanlığının prim yaptığını, hatta bir tür reklam getirisi sağladığını gören biçare hanımcağız, bunun aynı zamanda eteğine tutunan siyaset artığı güruhu da bir arada tutmanın yolu olduğunu fark etmiştir.
24 Haziran seçimleri öncesinde İP, önemli bir medya desteğini arkasına alarak ortaya çıkmıştır. Bu suni ve kurmaca parti; sadece bir kısım medya değil, Okyanus ötesi ve uluslararası güçler tarafından alternatif fitne projesi olabileceği düşünülerek desteklenmiştir, desteklenmeye de devam edilmektedir.
Ancak, bu projenin dikiş tutmasının mümkün olmadığı 24 Haziran seçimlerinin hemen ardından anlaşılmıştır. Her şeyden önce yola çıktıkları kimselerin siyasi geçmişine ve başarısızlıklarına bakıldığında, ne merkez sağda, ne muhafazakâr çevrelerde bazı küçük istisnalar dışında rağbet görmedikleri açıktır.
Ayrıca söz konusu partinin genel başkanının yavan ve itici hitabeti de fiyaskoyu büyütmüştür.
Hanımefendinin konuşmaları; siyasi ve entelektüel birikimden ne kadar yoksun bulunduğunu, Türkiye’nin meselelerini kavramaktan ve ülke gerçeklerinden ne kadar uzak olduğunu ele vermiştir.
Partisinin verdiği görüntü o kadar sakil ve o kadar yetersiz kalmıştır ki bundan böyle siyasette bol bol mizah malzemesi olacaklardır.
Böyle bir tablodan gündeme damga vuracak çıkış, Türkiye’nin meselelerine hâkimiyet ve iktidara alternatif oluşturacak vizyon beklenebilir mi?
İstisnaların dışında burada toplananların kimi reddimirasçı, kimi de mirasyedidir. Kin biriktiren, nefsini ve beklentilerini tatmin edemeyenler burada bir araya gelmiştir.
Geçmişlerine sünger çekenler, geçmişini inkâr edenler, dava adamı olamadıkları için hava adamı olanlar, sahte bir güneşin altında toplanmışlardır.
Sahte bir iyilik rüzgârı estirmeye çalışan ne kadar denenmiş, kötü huylu, kötü tabiatlı huysuz politikacı varsa burada toplanmıştır. Bu partide bir araya gelmiş ne kadar erbab-ı şenaat ve timsal-i denaet varsa, fitne kazanını fokur fokur kaynatmaktadır.
Böyle âlâyıvâlâyla kurulup sonra da siyaset mezarlığına gömülmüş çok siyasi parti vardır. Sonuncunun durumu ise sözde dava partisinden abla partisine düşüş vaziyetidir. Abla sevgisi davaya sadakatten üstün gelmiştir.
Meral Akşener de eteğine tutunmaya çalışanların ve İP’in 24 Haziran sonrasında düştüğü dramatik vaziyeti “iyi” bildiği için, bu zaaflarını olağanüstü kongrede kullanıp tepkileri kendi lehine çevirme ve gücünü arttırma hesapları peşine düşmüştür.
Bunun üzerine sele giden kütüğü kurtarmak üzere Afyon Sandıklı’da ucuz bir senaryo kurgulanarak İstanbul ve Ankara’da sahneye konulmuş ve bugün son bölümü oynanmıştır.
Lakin millet, tezgâhı görmüştür.
Konuşmasında MHP’yi yancılıkla suçlayan ve bir zamanlar aynı safta bölücübaşı Öcalan ve FETÖ’nün oturduğunu söyleyerek partimize çirkin iftiralarda bulunan hanımefendinin, seçim kampanyası sırasında ayrılıkçı ve bölücü Kürtçülerin yuvalandığı HDP’yi “Kürt siyasi hareketinin temsilcisi” diye nitelendirdiği unutulmamıştır.
Aynı hanımefendinin, Selahattin Demirtaş’ın tahliyesini isteyerek bölücülere göz kırpması da unutulmamıştır.
24 Haziran öncesinde FETÖ, HDP ve CHP ile aynı safa ip gibi dizilen İP’tir ve bu kirli siyasetin mimarı da onun başındaki hanımdır.
Millet, bunu fark ettiği için Meral Akşener’e prim vermemiştir.
Şüphe yok ki MHP’nin FETÖ ve PKK ile aynı safta olduğunu söylemek hezeyandır.
Böyle bir çarpık iddiayı dillendirebilmek için hem saf ve bön, hem de şaşkın ve çaresiz olmak gerekir. MHP hakkında olmayacak iftiralar sıraladığına göre, kanaatimizce bütün bu özellikler hanımefendinin şahsiyetinde mündemiçtir.
Cumhurbaşkanı adayı iken 24 Haziran’da partisinden bile az oy olmasına rağmen ar etmeden çeşitli hile ve entrikalarla İP’in başında kalmanın yollarını arayan hanımefendinin son konuşması; ne kadar pişkin, ne kadar da yüzsüz olduğunu gözler önüne sermiştir.
Türk milliyetçisi ve muhafazakâr kesimden geldiğini böbürlenerek söyleyen bu hanımefendinin, kendisinden beklenmeyecek kadar ağzı bozuk ve seviyesiz bir politikacı görüntüsü vermesi de pek manidardır.
Hanımefendi, Türkiye’nin uluslararası aktörlere karşı verdiği bağımsızlık mücadelesine katkı vermek yerine hızını alamayıp “Ekonominin canlanması imkânsız.” demek suretiyle yeniden “felaket tellallığına” da soyunmuştur.
MHP’nin çakıya benzetilmesine gelince…
İşte orada Meral Akşener’e, “Yavaş ol bakalım!” demek icap etmektedir.
MHP İsviçre çakısı değildir ama Türk’ün egemenlik kılıcını temsil etmektedir.
O kılıç hem adalet dağıtır hem de bozguncuların, fesat ve fitne çıkaranların, tefrika yaratanların boynunu vurur.
MHP’nin her işe yaradığı doğrudur çünkü MHP büyük bir liyakat ve ehliyetle milletin vicdanını, sağduyusunu temsil etmektedir.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre MHP, ilhamı ve ışığı milletten almaktadır.
İP ise Pensilvanya’dan tüyo alıp erbab-ı fitneye yaslanan; sermayesi yalan, fesat ve iftira olan; okyanus ötesinde kurgulanmış örgütlenmelerle FETÖ stüdyolarında montajlanmış kafalardan oluşan bir siyasi partidir.
Türk milliyetçilerinin sırtına vurulmuş kalleş bir hançer olan bu hanımefendinin partisinin foyası artık meydana çıkmıştır.
Takke düşmüş, kel görünmüştür.
Zaten parti kurucularının bazılarının istifası da bu partinin fenerinin pek çabuk söndüğünü ve İP’in fazla sürmeden dağılma sürecine gireceğini ortaya koymuştur.
Velhasıl MHP düşmanlığı üzerinden politika İP’i yok olmaktan kurtaramayacak, Türk milleti iki defa aldatılamayacaktır.
Bir yanıt bırakın