Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kongre süreci bilindiği gibi Kasım sonu itibariyle tüm Türkiye’de başladı. Ülke genelinde birçok ilçede tamamlanan kongreler, büyük bir heyecan ve coşkuyla devam ediyor.
Kongre süreci Milliyetçi-Ülkücü Hareketin Lideri MHP Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin şu önemli açıklaması ile başladı. “Partimiz, normal tarihi 7 Haziran 2015 olan 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ni ikinci bir kurtuluş mücadelesi için fırsat ve imtihan sahası olarak görmektedir. Bu kapsamda teşkilatlarımızın canla, başla ve hevesle çalışmalarını yoğunlaştırmaları vazgeçilmez bir önemdedir…
Belde, ilçe ve il kongrelerimiz 17 Kasım 2014 tarihinde başlayacak, Aralık ve Ocak aylarında sürecek, en geç 26 Şubat 2014 tarihinde tamamlanacaktır. Tüm teşkilatlarımız, bu tarihler arasında kalmak kaydıyla kongrelerini icra edecekler, sürekli Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’yla diyalog halinde olacaklardır. Lazım gelen tüm hazırlık ve çalışmalar şimdiden başlatılacaktır. Kongre takvimi içerisinde, demokratik olgunluk ve sağduyuyla “On birinci Büyük Kurultayımız” a giden süreç sabır ve dikkatle aşılacaktır.”
Bu açıklama ile ülke sathında her ilde; ilçe kongreleri ile Büyük Kurultay süreci başlamış oldu. Kongreler büyük bir olgunluk, coşku ve heyecan içerisinde geçmekte, Milliyetçi Hareketin iktidarını müjdelemektedir. Liderin Kongrelere göndermiş olduğu mesaj partili-partisiz tüm katılımcılar tarafından ayakta alkışlanmaktadır. Milliyetçi-Ülkücü Hareket hem kendi içerisinde birlik ve beraberliğini sağlayıp, ülküsü ve lideri etrafında kenetlenirken, aynı zamanda büyük Türk Milleti ile kucaklaşmaktadır.
***
Diğer taraftan bu kongreler artık dayanılmaz ve katlanılmaz hale gelen AKP iktidarının da sonunu işaret ediyor. Geçen süre içerisinde katıldığım kongreler, aldığım bilgiler ve konuştuğum vatandaşlarımızdan edindiğim intibaa şudur ki; Türk Milleti MHP ile bütünleşirken AKP’den kurtulmanın çarelerini arıyor, 2015 seçimlerini sabırsızlıkla bekliyor.
***
Türk Milleti; AKP’nin yönetim başarısızlığını görmüş ve gerçek niyetini anlamıştır. Ülkeyi sonu bölünmeye, çatışma ve sosyo-ekonomik çöküntüye giden bir yanlış yolun içerisine soktuklarının farkına varmıştır.
Türk Milleti; Hangi televizyon kanalını açsanız karşınıza mutlaka birisinin çıktığı AKP sözcülerinin herkese yukarıdan bakışı, herkesi küçük gören kibirli tavırları, her fırsatta ortaya çıkan, hakarete varan dilleri ve saldırgan tavırları karşısında iyice sıkılmış, bunalmış ve nefret eder hale gelmiştir.
Türk Milleti; AKP’nin her seçim döneminde bir düşman oluşturup, bu düşmanla dövüşerek, milleti ayrıştırıp, kamplaştırarak seçim kazanma kurnazlığını teşhis etmiş, AKP’ye yönelik hemen her eleştiriye karşı geliştirdikleri “darbe tehdidi”, “darbe mağduru” söyleminden, mağduru oynama numarasından ise bıkmıştır.
Türk Milleti; AKP sözcülerinin bir taraftan mağduru oynarken, diğer taraftan hiç kimseyi beğenmeyen, biz ve diğerleri, bizim dönemimiz ve tarih! Diyerek böbürlenmeyi ve hastalık mertebesine ulaşan ben merkezli siyaset anlayışını nereden aldıklarını anlamıştır.
***
Ustanın çırağı ise bu psikolojiye kendini öyle kaptırmış ki, konuşmaları ve tavırlarını yapay bir değişime tabii tutmuş, adeta başkasının içine kaçmış bir iç ses gibi konuşuyor. Bazen neye, kime ve niçin güldüğünü hiç kimsenin anlamadığı gülüşüyle imaj danışmanlarını dahi şaşırtıyor.
Partisinin her seçimde denediği, bayatlayan taktiğini kopyalayan çırak! Sanki kendisi iktidarda değilmiş gibi, muhalefet partisiymiş gibi mevcut durumu kötüleyip, bir “Yeni Türkiye” inşa etmekten bahsediyor.
Ancak tarihte değişmeyen bir gerçek var ki; Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde ele geçer.
Prof. Dr. Mustafa İLBAŞ
Bir yanıt bırakın