TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı ve Rekabet Kurumu’nun 2015 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler sırasında söz alan MHP Antalya Milletvekili Doç.Dr.Mehmet GÜNAL, AKP’nin Sayıştay için planladığı darbe teşebbüsünün yarım kaldığını, ülkenin sınırlarının yol geçen hanına döndüğünü ve kaçakçılığın PKK’nın gelir kaynağı haline geldiğini söyledi. Bir uçağın havaalanına indirilip oradan sahte bir belgeyle de yurt dışına gönderildiği ve AKP Hükûmetinin o kişinin soruşturulmasına izin vermediğini söyleyen Günal; “Rıza Sarraf’ın Uçağına Sahte Belgeyi Kim Verdi?” diye sordu. Fiyat dalgalanmalarını şirket lehine önlemek için doğalgaz alımlarını kısıtlayarak vatandaşı değil şirketlerin haklarını koruyan AKP Hükümetini eleştiren Günal, Bankacılık kanununa göre tek yetkilinin BDDK olmasına ve bunu ilgili bakanın kendi ağzıyla da açıklamış olmasına rağmen Erdoğan’ın Bank Asya hakkında “Bu banka zaten batmış.” açıklamalarının haksız rekabet ve suç olduğunu söyledi.
AKP’nin Sayıştay’a Darbe Teşebbüsü Yarım Kaldı!
Sayıştay raporlarının önemini Gümrük Bakanı çok iyi biliyor. Neden? Çünkü? Daha önce Gelir İdaresi Başkanlığı ile ilgili de yaşanan polemikler var. Sayıştay’a sizin de müellifi olduğunuz ikinci bir darbe yapacaktınız. AKP iktidarı herkese “Darbe yapacaklardı.” diyor ya, bir darbe planı da siz yapmıştınız. Kanun geri gitti, Anayasa Mahkemesi iptal etti, siz tekrar getirdiniz, geri çekildi, o darbe planı akim kaldı, belki sonra yine yaparsınız. Darbe her zaman yapılmıyor, konjonktürü kolluyorlar, şartlarını olgunlaştırıyorlar anca öyle oluyor. Açıkçası, Gelir İdaresi Başkanlığı’na ait Sayıştay Raporunda çok net bir şekilde tanımlamış yani payın bir gelir olduğunu söylemiş, sizin onayınızla yapılıyor. Siz de kurum olarak demişsiniz ki “Kardeşim, biz onaylıyoruz, size ne?” gibi bir sonuç çıkıyor. Ama Sayıştay da diyor ki: “Bu bir kamu geliridir, bunun muhasebeleştirilmesi lazım.” Arkasından gelen tespite yine döner sermayeyle ilgili, orada da yine bir pay kavgası var. Yani, o zaman burada bir eksiklik var. Ben bu konuda Sayıştay’dan yetkililerin bir bilgi vermesini bu garabetin açıklığa kavuşmasını istiyorum. Eğer siz ve TOBB haklıysa o zaman düzenleme de bir yanlışlık var, onun mantığını bize anlatmanız lazım. Sayıştay haklıysa o zaman durumu ona göre uydurmak gerekir yani ikisinden birini seçmemiz lazım. Ki, burada öneri var, “Bu gelirin, hem kantar payının hem de iç ticareti geliştirme payının hesaplara girmesi, oradan harcamamız lazım.” diyor. Yani, şimdi, “Bu zaten TOBB’tan kesildi, TOBB’un hesabında dursa da olur, burada da olur.” Bu neye benziyor? Yine burada birtakım şeylerde 500 milyonu geçen bir sürü pay toplanmış, toplanmış, özel kesimin hesabında kalmış. Bir sürü şeylerle uğraşıyoruz. Sürekli olarak kamu, gelir kaybıyla uğraşıyor. Her kaybettiğimiz gelirde de vatandaşa ÖTV, KDV zammı olarak ekim, kasım ayında geliyor. Dolayısıyla, o açıkları bunlarla kapatıyoruz.
Sınırlar Yol Geçen Hanı Oldu! PKK’nın Gelir Kaynağı Kaçakçılık!
Ülke olarak çok ciddi bir sorunumuz var; güney sınırlarımızda gümrük pek kalmadı gibi çünkü sınır kalmayınca gümrüğün takibi de zorlaşıyor. Hakikaten kaçakçılık meselesi sadece işin ticari boyutunu aşmış, gümrük sınırlarıyla beraber şu anda terör örgütünün en önemli gelir kaynaklarından birisi hâline gelmiş. Zaten kurum içerisinde bırakın sınırdan geçişleri ülkemizin bir bölgesinde dolaylı olarak örgüt vergi adı altında haraç toplamaya başlamış, dolayısıyla onlar da birtakım gelirlere, kayba neden oluyor. Bir yandan batıdan baskı yapılıyor neredeyse terör örgütü olmaktan çıkarıyorsunuz, yarın müzakereler nereye gidecek o konuda çok endişeliyiz. Bu nedenle bunların da dikkatle izlenmesi gerekiyor.
Rıza Sarraf’ın Uçağına Sahte Belgeyi Kim Verdi?
Gümrük deyince çok önemli bir şey daha var. Bu 17-25 Aralık operasyonu süresinde “tape”lerde benim kanımı donduran bir şeye rastladım. Havaalanına uçak geliyor, yetkisiz bir şekilde iniyor, sahte bir belgeyle oradan yurt dışına gönderildiği iddia ediliyor. Çok ciddi de bulgular var, havaalanındaki birtakım kayıtlar var ve AKP Hükûmetinin yetkilileri o kişinin soruşturulmasına izin vermiyor. Ben bunu anlayamadım. Yani, her şeyi kapattınız anladık, bakanın oğludur şudur budur dedik ama bir havaalanında onu düzenleyen memuru kim koruyor, onun arkasında kim duruyor? O talimatı kim verdi? Bu soruların cevabını bürokrat arkadaşlar incelediği zaman zaten bulurlar. Fakat üstünü kapattığınız zaman bizim burnumuza yanık kokuları geliyor. Onun için bunların soruşturulmasından korkmamak lazım. Çünkü savcılık suçu varsa bunu tespit eder, hukuki cezası neyse çeker, yoksa da aklanmış olur. Soruşturulmadığı zaman Bakanlık kapatıyor yani siyasi bir talimat geldi diye düşünüyorum.
Doğalgaz Şirketlerini Değil, Vatandaşı Koruyun!
Rekabet Kurumunu da ilgilendiren bir şey var. Gaz almaya gidiyoruz, adam vermiyor. Diyor ki: “Yarın gazın fiyatı düşebilir, sen toptan alırsan firma zarar eder.” Soru önergesi ile de sordum gerekçe olarak böyle olduğu zaman herkes önünden alıyormuş, fiyatlar oynakmış, fiyatlar oynak olduğu için de şirket zarar ediyormuş. Devlet olarak sen önce vatandaşı koru. Şirket olur mu? Bundan sana ne? Belki benim param bugün var, yarın yok, üç aylık maaşımı alınca param bitmeden gidip gazımı doldurmak istiyorum, belki iki ay sonra alacak hâlim yok doğal gaz biterse ne olacak? Maaşımı üç aylık alırken üç aylık gaz kullanma hakkımı da başından alsam ne olur? Param varsa depolarım, param yoksa ne yapacağım? Rekabet hukuku açısından doğru mudur? Niye doğal gaz sözleşmesinde vatandaşı koruyacak yolu gözlemiyoruz da “Sözleşme şartları.” diye diretiyoruz.
Erdoğan’ın Bank Asya Açıklamaları Hukuka Aykırıdır, Suçtur!
BDDK ve SPK Başkanına ve en sonunda da Rekabet Kurulu Başkanına sordum; bir bankanın genel müdürü çıksa diğer bir bankayı kötüleyici, mevduat kaçırıcı, kredi şeyiyle ilgili konuşsa, karşıdaki markayı kötülese, bu genel itibarıyla rekabete aykırı mıdır? Haksız rekabet oluşur mu? Nasıl oluyor da bunu Başbakan söylediği zaman ne Bankacılık Kanunu uygulanıyor ne sermaye piyasası mevzuatı uygulanıyor? Ali Babacan gayet doğru bir ifadeyle “Bu konuda tek yetkili BDDK’dır, el koyarsa onlar koyar, zaten resmî açıklama yapar.” diyor. Akşamına Erdoğan “Bu banka zaten batmış.” Diyor. Peki, hangisine inanacağız? Bu kadar bilgi kirliliği, haksız rekabet olmuyor mu? Ki haksız rekabeti yaratan kişi, bunların tamamını soruşturması, önlemesi ve kanunların önlenmesinden sorumlu olan, kurumların birbiriyle uyumlu çalışmasından sorumlu olan insan. Bazı şeyler küçüklere olduğu zaman tak tak tak cezayı da kesiyorlar ama büyüklere olduğu zaman bir düşünülüyor, siyasetçi büyük olursa da düşünülüyor, maalesef hukukta çifte standart oluşuyor.
Teknik olarak önce bir soru soruyorum. Diyelim ki size “Makine aksamı getiriyorum.” diye beyanda bulundum ama içinde platin çıktı. Bu sadece yanlış, yalan beyan mı oluyor, kaçakçılık mı oluyor? Yani farklı bir şeyi söyledim veya hayalî ihracat yaptım veya hayali ithalat yaptım, bunu gümrükte neresi soruşturuyor ve bunun sonucu ne oluyor? Yani gümrüğün buradaki sorumluluğu nedir? Gelmiş, yanlış beyanda bulunmuş, evrakı eksik, tutanak tutulmuş, normal olması gerekeni yapmışlar, savcılık da gelmiş, dosya açmış ama asıl kısım gerçekten nasıl oluyor? Yani gelen bir uçak kafasına göre iniyor mu? Bunun gümrük kontrolleri nasıl yapılıyor? Buradaki ihmal kimden kaynaklanıyor? Bu iş gümrüğün üstünde mi kalıyor yoksa inen şeylerde mi, kim kontrol ediyor? Yoksa bir uçak bir havaalanında on sekiz gün bekler mi? Evrakı eksik, uluslararası uçan bir şirket hangi evrakın verilmesi gerektiğini bilmez mi? Önce “Tahran’a gideceğim.” deyip sonra Dubai’ye nasıl gidiyor? Yani uluslararası havacılık açısından bunların bir kuralı yok mudur? Bu insanlarla ilgili soruşturma açılmasından neden imtina ediyorsunuz? Tutanaklar tutulmuş, gümrük görevlileri mühürlemişler, varsa bir şey siz de bakın. Sonra bir sürü dedikodu çıkıyor, iddiaya dönüşüyor, dosyalara giriyor. Dolayısıyla ben bu sürecin akışını merak ediyorum.
Mehmet Günal’ın Rıza Sarraf’ın Uçağına sahte belge düzenlendiği iddia edilen gümrük yetkilisi ile ilgili sorusuna Nurettin Canikli’nin cevabı ve diyaloglar;
Birçok arkadaşımız tarafından gündeme getirilen Gana’dan Dubai’ye altın taşıyan uçakla ilgili olarak yapılan soruşturma ve işlemlerle ilgili bilgi vermek istiyorum. Bu konuyla ilgili olarak, Bakanlığımız müfettişlerince bir soruşturma raporu tanzim ediliyor yani konu soruşturmaya gönderiliyor. Tarihi 18 Mart 2013. Bu raporda ilgililer hakkında 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunu’nun 3/1 ve 3/3 maddeleri uyarınca işlem tesis edilmesi yani parayla ilgili olarak…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Bu, para cezası?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Evet.
Türk Ceza Kanunu’nun evrakta sahtekârlık hükümleri açısından, konunun başsavcılık makamınca değerlendirilmesi ile gümrük vergilerinden muaf eşyanın gümrük işlevine tabi tutulmaksızın yurda sokulmasına teşebbüs edilmiş olması sebebiyle Gümrük Kanunu’nun 239’uncu maddesi uyarınca CIF değerinin onda 1’i oranında para cezası uygulanması teklif ediliyor raporda. Bu ceza işlemleri gerçekleştiriliyor. Bahse konu raporun cezayla ilgili kısmının gereğinin yapılması için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderiliyor. Görev alanları itibarıyla da birçok bakanlığı ilgilendiren bölümler olduğu için Dışişleri Bakanlığına, İçişleri Bakanlığına, Maliye Bakanlığına, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına ve Hazine Müsteşarlığına gönderiliyor Bakanlığımızın müfettişleri tarafından yazılan rapor bakanlıklarla ilgili kısmının gereği yapılmak üzere. Rapor neticesinde bölge müdürlüğüne verilen talimatla söz konusu firmalara gerekli cezalar kesiliyor bakanlığımız alanına giren hususlarla ilgili olarak ve tebliğ ediliyor, genel kurallara göre takibat yapılıyor. Düzenlenen ceza kararlarına ilişkin olarak, olaya konu firmalar tarafından itiraz sürecinin olumsuz sonuçlanmasını müteakip ilgili vergi mahkemelerinde de ayrıca davalar açıldı, o da yürüyor.
Ayrıca, sanıyorum, sizin sorunuzdu, tam şey yapamıyorum. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun çerçevesinde ilgili personel hakkında ön inceleme yaptırılıyor. Biliyorsunuz mekanizma o şekilde, müfettişlere bir tespit yaptırılıyor ve ona göre adım atılıyor. Ön inceleme yapılarak hazırlanan ve soruşturma izni verilmemesi gerektiği yönünde, müfettiş raporu bu şekilde. Soruşturma izni verilmemesi yönündeki mütalaa içeren ön inceleme raporu da ilgili valiliğe gönderiliyor. Olayın süreci budur yani bununla ilgili daha… Yani hem cezai bölümü, ceza gerektiren husus müfettiş raporunun talebi çerçevesinde savcılığa, para cezasını gerektiren gümrük mevzuatına aykırılık nedeniyle…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Kabahatlerle ilgili savcılığa vermezseniz…
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Savcılık kısmının bilmiyoruz yani bizim burada…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Biliyor, arkadaş biliyor, burada müfettişler gönderiyor. Bunu alıp idari para cezasına çevirecek kısma gönderirseniz kaçakçılık sucu ayrıdır, ekonomik olarak ayrıdır.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Hayır, hayır şöyle bakın: Türk Ceza Kanunu “Evrakta sahtekârlık suçu vardır.” şeklindeki müfettişin tespiti kısmı savcılığa gönderiliyor. Dolayısıyla, orada herhangi bir para çevirme diye durum söz konusu değil. Doğal olarak, burada gümrük mevzuatını ihlal de söz konusu olduğu için, o da para cezası gerektirdiği için o cezalarda kendine tahakkuk ve tebliğ ediliyor. Yani, burada bu anlamda herhangi bir eksiklik söz konusu değil ne Bakanlığımız açısından ne de… Cezai kısmını tabii…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Sonuç olarak hem memurların sorumlu tutulması bitti hem para alındı. Suç ortada adam 50 küsur milyon ceza ödemiş toplamda Sayın Bakanım. Suç ortadayken hiç kimse yok, para cezasıyla konu kapandı onu soruyoruz yani. Kim kapattı? O suç orada var, yanlış bir şey girmiş. O sahte belge var bakın, siz “Soruşturmaya gerek yok.” dediniz.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Hayır, soruşturmaya gerek yok demedik.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Ama sahte gümrük belgesiyle uçuyor oradan.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Mehmet Bey, bakın, düzeltelim: Müfettiş bu konuyla ilgili olarak savcılığa… Doğal olarak yani Tür Ceza Kanunu’na muhalefetten dolayı takip için konunun yargıya intikal ettirilmesi gerekiyor. Yargıya intikal ettiriliyor, ondan sonraki takdir, süreç yargıyla alakalı, bizimle alakalı değil elbette yani.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – O takdir, 17 Aralıkta karar…
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Yani, o kısım dediğim gibi yargının takdirindedir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Ben şunu söylüyorum: Sayın Bakan, müdahale edilecek konu var yani ben ayrıntı okumayayım diye girmedim. Bakın, o uçak Tahran’a diye gelip, Dubai’ye giderken orada gümrükte sahte belge düzenlemesi var; onu soruyorum. Şimdi, sahte belgeyi sizin biriminizden birisinin düzenlediği iddia edilirken bunun soruşturulmasına nasıl, hangi müfettiş kararıyla izin verilmesi… Bunu anlayamadım yani. Ortadan bir suç var ve görevi kötüye kullanma var.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Memur açısından söylüyorsunuz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Tabii, görevi kötüye kullanma var, siz onu nasıl kapatıyorsunuz, anlamadım. “Birisi oradan çıkar sağladı.” Diyorlar. “Yukarıdan siyasi baskı var.” diyorlar. Falanca bakan aradı, bunu kapattırdı… On sekiz gün bekliyor, o arada yapılan telefon tapeleri var. Şimdi, onlara girmeyelim diye, teknik soruyoruz, kibar soruyoruz. Yani kibar soruyoruz diye ayrıntısı yok değil ki Sayın Bakanım. Sahte bir evrak düzenlendiği ve kişinin yükünün yanlış beyan edilerek tekrar… Tahran’a diye gelen yükü siz kafanıza göre Dubai gönderilmesi… Nasıl belge düzenlersiniz? Eksik belgeyi siz yapmış oluyorsunuz kafanıza göre. Yapmış oluyorsunuz derken iddia bu. Bunun soruşturulması lazım diyorum. Bunu müfettiş raporu şöyle dediydi, biz vermedik… Yani, bir de işin garabeti ne? Şimdi, bu tarafta ortada delil varken soruşturmuyorsunuz, öbür tarafta torbayı çıkardınız, hiçbir şey yok, bunlar paralel, bunlara soruşturma açalım, iki sene başlatmayalım. İki sene başlatmazsak da vallahi, kimse bize bir şey demesin… Bu nasıl bir çifte standarttır ben anlamıyorum; onu anlatmaya çalışıyorum.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – İşin ceza kısmını söyledim. İşin diğer, memurla ilgili kısmı da öyle bir fiilin tespit edilmesi gerekir ilgililer, uzmanları tarafından. Mekanizma da bu şekilde yürütülüyordu yani yıllardan beri bu şekilde yürütülüyor.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – İzin verseydiniz çıkacaktı belki.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Yani yıllardan beri bu şekilde yürütülüyor. Burada eğer yani müfettişin bu tespite ulaşırken ön yargılı davrandığı şeklinde bir iddia varsa o da araştırılır. Yani, anlatabildim mi?
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Ön yargılı demiyorum. Siyasi baskıyla kapatıldı diyoruz, daha ne söyleyelim?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Bakın, bu onu içerir, hepsini içerir yani “ön yargı” kavramı hepsini içerir. Öyle bir iddia varsa…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Yok yok, müfettişin önyargısı değil baskıyla.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Her neyse… Raporu yazan müfettiş yani onun raporu üzerine işlem tesis ediliyor doğal olarak yani karar verecek olan merciinin bütün bu ayrıntıya girmesi mümkün değil, gerek de yok, öyle de yapılmıyor zaten. Dolayısıyla ha, o yönde bir iddia söz konusuysa, varsa, o konuyu da açıklıkla ayrıca inceleriz.
Tabii burada, bu konuda yargının verdiği… Bilmiyorum oranın kararının sonucunu açıkçası, o da önemli. Yani, sonuç itibarıyla yargının vereceği karar ya da verdiği karar…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Soruşturmaya izin vermeyince takipsizlik olur, ben okumadım…
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Yargı onunla bağlı değil ki biliyorsunuz yani yargı…
a
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Bir yıl içinde suçu araştırması lazım, bulmadan nasıl yapacak?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Yargının kendisi o konuda her türlü araştırmayı, her türlü bilgiyi… Zaten müfettiş o konuda gerekli doneleri savcılığa gönderiyor, bütün bilgi belgeleri gönderiyor, bir eksiklik söz konusu değil.
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Neyse şimdi uzun uzun okumayayım Sayın Bakan. Siz gayet iyi biliyorsunuz ne dediğimi. Savcılık o konuda soruşturacak birisini bulamayınca suçu bilen kişi, belgeyi düzenleyen kişiyi soruşturmayınca nereden tespit edeceksiniz?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Yani, şunu söylüyorum: Savcılığın…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Soruşturma izni vermeyince… “İtiraz edin” diyor bakın, on gün içerisinde o kişilerle ilgili izin vermediğiniz zaman itirazda bir sonuç çıkması lazım ki, tekrar ortalıkta olay kapanıyor; onu söylüyorum.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Neyse, ben yani yargıyla ilgili olarak şeyimiz o.
BAŞKAN – Sayın Günal, başka sorular da var, Sayın arkadaşlar, Sayın Bakanım…
HASİP KAPLAN (Şırnak) – Transfer, sahtecilik…
BAŞKAN – Sayın Kaplan…
HASİP KAPLAN (Şırnak) – …ne bir savcı var ortada, ne bir polis. Birisi bir şey dese 5 savcı, 500 polis anında hazır oluyor…
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Yok, burada hepsi var Sayın Kaplan.
Sayın Akçay’ın…
BAŞKAN – Sayın Kaplan… Sayın Kaplan, böyle bir interaktif soru şeklinde bir şeyimiz yok. O zaman soru sorma kısmını kapatırdık, herkes…
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Ben kibar sorduğum için Sayın Bakan sorunca açıklık getirdim.
BAŞKAN – Biraz açıklık getirdiniz, evet.
Bir yanıt bırakın