Kurban Bayramı Cenab-ı Mevla’ya manen yaklaşmanın, kalben yakınlaşmanın eşsiz ve mübarek bir imkanıdır.
Kurban ibadetiyle birlikte, gönüllerdeki katılıklar yumuşayacak, vicdanlardaki engeller kalkacak, kardeşliğimiz üzerindeki kara bulutlar biraz daha dağılacaktır.
Zira buna çok ihtiyacımız vardır.
Her bayram bir kucaklaşma günü, her bayram bir vuslat güneşidir.
İnanıyorum ki, Allah rızası için kesilen kurbanlar birliğimizi ve beraberliğimizi güçlendirecek, arş-ı alaya yükselen dua ve niyazlar huzur ve selamet arayışımızın manevi mükâfatı olacaktır.
Ne üzücü bir hal ve gerçektir ki, bu Kurban Bayramı’nı da elem ve acı verici olaylarla karşıladık.
İslam toplumları kaosun, karmaşanın ve kargaşanın göbeğindedir.
Komşu coğrafyaları baştan ayağa hâkimiyeti altına alan istikrasızlık ateşi İslam’ın nurlu mesaj ve tebliğiyle çelişmekte, çok açık şekilde ters düşmektedir.
Maalesef İslam toplumları kahredici bir sessizlik ve tepkisizlikle küresel operasyonlara boyun eğmektedir.
Kan, ölüm ve şiddet Türk-İslam Dünyası’na saltanat kurmuştur.
Bu bayramda, Kerküklü çocuklar yine umutsuz; Tuzhurmatulu, Telaferli, Musullu yavrular yine perişandır.
Halepli kadınlar mazlum, Rakka’lı bebekler muhtaç, Bağdatlı yetimler sefil, Şam’lı yaşlılar çaresiz, Ayn el-Arap’lı körpeler gözyaşı içindedir.
Güney sınırlarımızın hemen dibinde kurulan vahşet ve dehşet çarkı insanlığı öğütmekte, vicdani ve İslami değerlerimizi ezmektedir.
Terör örgütleri bu bayramı hepimize zehir etmiş, akan masum kanları, evini barkını terk eden milyonların dramları hepimizin yüreğine ateş topu düşürmüştür.
Ortadoğu’da ortak akıl kaybolmuş, adil ve kapsayıcı barış özlemi bir kez daha kaybetmiş, nefret açık ara öne geçmiştir.
Bugünlerde ahlak, merhamet ve hoşgörü zalimlerin elinde kurban edilmiştir.
İslam coğrafyasını çepeçevre kuşatan, insanlığın hiçbir miras ve kazanımıyla bağdaşmayan iğrenç saldırılar, kurgulanmış bayat senaryolar Türkiye’yi de yüksek riskli bir duruma sokmuştur.
Hiç şüphe yok ki, milletçe sımsıkı kenetlenmeliyiz ve aramıza girme emeli taşıyan, kardeşliğimiz baltalama hedefi güden hiçbir kötü, fitne ve şer niyete müsamaha göstermemeliyiz.
Bu kapsamda, Kurban Bayramı’nın bunun için çok önemli bir fırsat olduğunu bilmek ve görmek lazımdır.
Bu düşüncelerle nerede yaşarsa yaşasın, nereli olursa olsun aziz vatandaşlarımın hepsinin ve Türk-İslam Dünyası’nın mübarek Kurban Bayramı’nı içtenlikle kutluyorum.
Bayram’ın barışmaya, kaynaşmaya, dostluğa ve yüreklerin düğümünü çözmeye vesile olmasını, küslüklerin ve dargınlıklarını son bulmasını temenni ediyorum.
Niyazım odur ki, Haç Farizasını yerine getirmek maksadıyla kutsal topraklarda bulunan kardeşlerimin ibadetlerini Cenab-ı Allah kabul ve makbul eylesin.
Kabe’de, Arafat’ta ve Müzdelife’de edilen tüm dualar hürmetine Türk-İslam Dünyası’nın hasretini çektiğimiz güzel ve huzur dolu günlere ulaşmasını, hak ettiği esenlik ve dirliğe kavuşmasını Rabbim’den diliyorum.
Bir yanıt bırakın