BÜYÜKATAMAN: Adaylardan biri devletle diğeri ise hem devletle hem milletle kavgalı isimlerdir

Cumhur İttifakı Millet Aklı

Cumhurbaşkanı adaylığı için yapılacak başvuruların süresi 3 Temmuz 2014 günü dolmuştur. Şu an itibariyle Cumhurbaşkanı adayı olarak üç isim ön plana çıkmıştır.

Bu adaylardan biri devletle diğeri ise hem devletle hem milletle kavgalı isimlerdir. 12 yıldır iktidarda olmasına rağmen Türk devletiyle kavgasını sürdüren bir kişi Cumhurbaşkanı olamaz, olmamalıdır.  Türklüğü reddeden, T.C.’yi silen, milliyetçiliği ayaklar altına alan bir inkârcıdan Türkiye’ye Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz.

Bize göre; Cumhurbaşkanı olacak kişi önce Türk milletini zihnen ve ahlaken kabullenecek, Cumhurbaşkanlığı yeminine sadakatle bağlı kalacak birisi yani Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu olmalıdır.

Bizim ihanet şebekeleriyle iş tuttuğumuzu iddia eden Başbakan bilmelidir ki; biz bize benzeriz, her işimiz, her düşüncemiz, her davranışımızda yalnız büyük Türk milletinden bir iz ve ilham vardır. Başbakan bizi kendisiyle karıştırmamalıdır. Başbakan,  AKP-HDP-PKK ve İmralı canisi koalisyonuyla Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmiş, bunun karşılığı olarak PKK’yı meşrulaştırmak için gözü dönmüş gibi hareket etmektedir.

Başbakan başı her sıkıştığında bir siyaset mühendisliğine soyunarak “CHP-MHP ittifak yapıyor.” diyerek cambaza bak oyunu oynamaktadır. Türk milleti ile ittifak yapan Milliyetçi Hareket Partisi; PKK ve onun taşeronu olan partilerin destekçilerinin dışında herkesle ittifak hâlindedir. Adayımız -bugüne kadar hangi partiye oy vermiş olursa olsun- Türk milletinin ortak adayı olacak bir değere sahiptir. MHP olarak biz bu seçime partilerin seçimi olarak değil, milletimizin istediği değerli bir şahsın Cumhurbaşkanlığı makamına getirilmesi olarak bakmaktayız.

Türk milletinin ortak adayının karşısında durmakta direnen AKP yöneticileri yalnız kalacaktır. Çünkü AKP’ye oy veren vatandaşlarımız da bu milletin değerli bir parçasıdır ve ittifakımız aynı zamanda onlarladır.

“MHP, CHP’ye vagon oldu.” diyen Sayın Başbakan bilmeli ki MHP kimsenin vagonu değildir, çünkü MHP bu milletin lokomotifidir. Kendilerinin ise kimlere vagon olduğu açıktır. Başbakan bizim çatımızı ve temelimizi bırakmalı, kendi köksüzlüğüne, kendi kimliksizliğine kafa yormalıdır.

Bugünlerde ısrarla partimize saldıran, birbirlerine kucak açan iki Cumhurbaşkanı adayı danışıklı dövüşlerini sürdürmektedirler. Sanki İmralı ile pazarlık yapılmamış, sanki İmralı canisi Erdoğan’ı işaret etmemiş gibi perde arkası kuklalığı yapan bölücü aday her sözü ile Erdoğan’a destek olmaktadır. Bu şer ittifakta kim vagondur, kim kime takılmıştır birbirine karışmış olsa da bir gerçek vardır ki beraber yürüdükleri bu yollar yol değildir. Bu, yasak aşk heveslisi 2 İmralı kuklasını ağaç diplerinde, karanlık köşelerde buluşmayı bırakıp içerisinde yer aldıkları ihanet senaryolarını itiraf etmeye ve meydanlarda el ele, kol kola gezmeye, resmî nikâhlarını kıyıp şehir gezilerini beraber yapmaya davet ediyoruz.

İstedikleri, Türkiye’nin yüzbinlerce şehit ve gazi kanıyla alınmış topraklarının bölünmesidir, parça parça edilmesidir yıllardır hür yaşamış bir milletin esaret zincirlerine vurulmasıdır. Bunun en yakın örneğini Siyonizmin kurucusu, Osmanlı Devleti’nin yıkılış sürecini hızlandıran Thedor Herzl’in mezarına gidip orada saygılarını ifade eden Erdoğan’ın Irak’ın içerisinde kurulacak olan sözde Kürdistan’ın tanınması konusunda gösterdiği sessizlikten de anlamak mümkündür. Başbakan Yardımcısı’nın Kürdistan açıklamasının İsrail Devleti’nin açıklamasıyla eş zamanlı olması da oldukça manidardır. Kerkük, Musul gibi kadim Türk şehirleri çapulculara peşkeş çekilirken Türklüğü ayakları altına alan bir Cumhurbaşkanı adayının susması kadar doğal bir şey olamaz.

Cumhurbaşkanı adayımızın MHP’ye “talimat”la kabul ettirildiğini iddia eden Başbakan bilmelidir ki; Milliyetçi Hareket Partisi herhangi bir yerin telkiniyle veya talimatıyla hareket edecek manda zihniyetli bir parti değildir. Bununla birlikte partimizin hiçbir mensubu, partimize gönül vermiş hiçbir Ülküdaşımız ve partimize oy vermiş yahut vermemiş hiçbir vatandaşımız bu ucuz iftiraya inanacak değildir.

Başbakan Erdoğan’ın kaba üslubu, ötekileştiren, dışlayan ve anında kutuplaştıran tavrı demokrasiyi tehdit etmekte ve yıpratmaktadır. Başbakan terör örgütünün ağzıyla konuşmakta, PKK’nın jargonunu kullanmaktadır. Başbakan’ın oturacağı yer Cumhurbaşkanlığı köşkü değil, yüce divandaki sanık sandalyesidir.

Ucuz bir kapkaç siyaseti zihniyetinin temsilcisi olan Başbakan, son konuşmalarında yine bu kapkaç anlayışını rehber edinmiştir. AKP, işine gelen her siyasi hareketin fikrini aparan bir anlayışı Türk siyasetinde bir tarz haline dönüştürme yolundadır. Başbakan, bir yandan PKK ile iş tutarken, bir yandan utanmadan MHP’li seçmene seslenmektedir. Türk Milliyetçileri neyi nasıl yapacaklarını Başbakan’dan öğrenecek değildir.  MHP’nin, ülkücü camianın ne onun, ne de yol arkadaşlarının fikirlerine ihtiyacı yoktur.

Cumhur İttifakı Millet Aklı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*