Mehmet ERDOĞAN: Başbakan Seçim Kampanyasına Samsun’dan Değil İmralı ve Kandilden Başlamış
MHP Muğla Milletvekili Mehmet ERDOĞAN kamuoyu tarafından “ Çözüm Süreci Kanunu” olarak bilinen kanun tasarısı hakkında TBMM’de bir basın toplantısı düzenledi. Konuşmasında kanun ile birlikte AKP ve muhataplarına suç işleme özgürlüğü verildiğini söyleyen Erdoğan şunları söyledi:
Bölücü ve Yıkıcı Unsurların Dayattığı Etnik Temelli Özerklik ve Otonomi Çağrıları Biraz Daha Cesaretlenecek
Hükümet tarafından hazırlanan ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan 1/941 Sayılı “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı” Türkiye Büyük Millet Meclisi İçişleri Komisyonu tarafından ele alınmış ve komisyon görüşmeleri tamamlanmıştır. Tasarıyla terörün sona erdirilmesi adı altında birçok kanunsuzluğun önü açılmış bulunmaktadır. Yine bu kanun tasarısıyla, terör örgütü de yasal bir statüye kavuşturulacaktır. AKP iktidarı bu yasa tasarısıyla iktidara geldiği günden bu yana sürdürdüğü ayrıştırma politikasında yeni bir çığır açmaktadır. Bu kanun tasarısı yürürlüğe girdiği takdirde, ülkemiz gündemine yeniden hukuki belirsizlikler, faili meçhuller ve bu kanunla korumaya alınanların yapacağı yeni hukuksuzluklar damgasını vuracaktır. Şüphesiz bölücü ve yıkıcı unsurların dayattığı etnik temelli özerklik ve otonomi çağrıları biraz daha cesaretlenecek ve ülkemiz yeni bölünme senaryoları ile karşı karşıya kalacaktır.
Anayasaya Aykırılıklar Var
Bu kanun tasarısı, anayasamızda belirtilen devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünü tartışmaya açmaktadır. Ayrıca; anayasamızın 2’nci, 3’ncü, 6’ncı, 7’nci, 8’nci, 9’ncu, 10’ncu, 11’nci, 14’ncü, 81’nci, 87’nci, 125’nci ve 137’nci maddeleri başta olmak üzere bir çok maddesine aykırılıklar taşımaktadır.
“Türkiye Büyük Millet Meclisi İçişleri Komisyonunca görüşülen bu yasa tasarısı Türk Milletinin yapmış olduğu Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Lozan Antlaşması hükümlerine göre elde ettiği hükümranlık hakkını tartışmaya açmakta ve Lozan Antlaşmasında elde ettiğimiz hükümranlık hakkının lafzı ve ruhuyla bağdaşmamaktadır. Adeta bu kanun tasarısıyla Lozan Barış Antlaşmasında elde ettiğimiz kazanımlar, terör örgütüyle birlikte yeniden masaya yatırılmaktadır. Bu, bütün Türk Milletinin itiraz etmesi gereken çok vahim bir tablodur. Böyle bir başlangıç yarın yeni bölücülerin de yeni taleplerle karşımıza gelmesine sebep olabilecektir. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak burada herkesi bu vesileyle bir kez daha uyarmak gerektiğine inanıyor ve bu görevimizi Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda da sonuna kadar yapacağımızı hatırlatıyoruz. “ diyen Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
Hükümet anayasamıza aykırı olarak kendisinde toplamaya çalıştığı yetkilerle devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü yok edecek, karanlık bir sürece ülkemizi ve milletimizi sürüklemektedir.
Hükümet bu tasarıdan elde edeceği yetkilerle PKK terör örgütünün dayattığı talepleri yerine getirerek sözde çözüm, gerçekte çözülmeye sebep olacak şekilde PKK terör örgütünü muhatap almaktadır. Bu da yarın; şuan da var olan veya olmayan terör örgütlerinin benzer taleplerle devletimizin ve milletimizin karşısına çıkmasına davetiye çıkarmaktadır.
Bu yasa tasarısı Yüce Türk Milletine ait olan egemenliğimizin tartışılmasına ve paylaşılmasına yol açacak yanlış bir anlayışa sebep olabileceğinden bu yasa tasarısının görüşülmemesi gerekmektedir.
Türk Milleti, Lozan Antlaşması İle Elde Etmiş Olduğu Bütün Hükümranlık Haklarını Kaybetmektedir
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine alınması ve görüşülmesi teklif edilen; anayasa, iç tüzük, yasalar ve Lozan Antlaşmasında elde edilmiş bütün hükümranlık haklarımıza aykırı olan bu yasa tasarısının görüşülmeden ait olduğu yere; hükümete iade edilmesi gerekmektedir. Böylece gazi meclisimiz ülkemizin kuruluş felsefesine aykırı olan bir yasa tasarısını görüşme bahtsızlığı ile karşı karşıya bırakılmamalıdır.
Bu Kanun Tasarısı, AKP Hükümetinin, İmralı’daki Bebek Katili ve Kandil’deki Uzantılarıyla Yapmış Olduğu, Yapacak Olduğu Bütün İllegal Görüşmeleri, Mutabakatları Aklınca Yasal Bir Zemine Oturtma Çabasının Ürünüdür
Bu kanun tasarısı, AKP hükümetinin kurulduğu günden bugüne; önce “Sessiz Devrimler” ardından “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” en sonunda da “Çözüm Süreci” adlı çözülme programlarını uygulamakta ve bu çerçevede İmralı’daki bebek katili terörist başıyla ve onun Kandil’deki uzantılarıyla yapmış olduğu bütün illegal görüşmeleri, buluşmaları ve mutabakatları ve bundan sonra yapacağı bu ve benzeri illegal faaliyetleri kendince yasal bir zemine oturtmaktadır. Ancak hem hükümet hem de muhatapları çok iyi bilmelidir ki; anayasanın geçici 15’nci maddesi ihtilalcileri koruyamadığı gibi bu yasa da hükümeti, görevlendirdiği kamu görevlilerini ve muhataplarını ancak iktidarları süresince koruyabilir. Onun için kimse yanlış bir düşünce ve beklenti içinde olmamalıdır. Herkes atacağı her adımı anayasa ve kanunlar çerçevesinde atmalıdır.
PKK Hükümeti Tehdit Ediyor
Ancak, AKP 12 yıldır PKK’nın birçok talebini yerine getirmiştir. Bunun karşılığı olarak terör örgütü militanlarının önce silah bırakacağını söylediler; gerçekleşmedi. Sonra terör örgütü militanlarının yurt dışına çıkacağını söylediler; fakat bu da gerçekleşmedi. Şimdi gelinen noktada, teröristler; “bu tasarıyı temmuzda görüşmezseniz !!!” diye hükümeti tehdit ediyor, bölgede yol kontrolleri yapıyor, haraç topluyor, eskisinden daha çok militan devşiriyor, sözde mahkemeler kuruyor. Velhasıl, ülkemizin bir kısmı çok vahim bir tablo ile karşı karşıya; lakin hükümetten ses yok.
Hükümet Laf-ı Güzaf Yapıyor
Hükümet bu kanundan sonra “ her şey düzelecek, silahalar bırakılacak, Türkiye güllük gülistanlık olacak” diyor. Pekâlâ, bunlar gerçekleşmezse ne olacak? Hükümetin bir B planı var mıdır? Her şey gizli kapaklı ve hükümet tarafından konuşulanların çoğu laf-ı güzaf ve temenni niteliğinde.
Bu düzenleme Sayın Başbakanın cumhurbaşkanı olmasını sağlamaya yöneliktir. Ancak bu düzenlemeyle üniter yapımız ve bin yıllık kardeşliğimiz ayrıştırılmakta, adeta yerle yeksan edilmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi; ülkemizin birliğini, dirliğini tehlikeye atacak “çözüm” adlı bir ihanet projesi olan bu kanun tasarısına karşıdır ve başından beri sayıldığı gibi; anayasamıza, devlet geleneğimize ve bütün tarihi birikimlerimize aykırı olan bu kanun tasarısının gazi meclisimizde görüşülmemesi gerektiğine inanmaktadır. Bu vesileyle bu kanun tasarısının hükümet tarafından geri çekilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Başbakan Seçim Kampanyasına Samsun’dan Değil İmralı ve Kandilden Başlamış
Ayrıca; 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen önce böyle bir kanun tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmesini de manidar bulmaktayız. Gözüken o ki Sn. Başbakan ve AKP yetkilileri Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını Samsun’dan başlatmamıştır. Kanun Tasarısının zamanlaması ve içeriği göz önüne alındığında, Başbakan ve havalisinin Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasına Samsun’dan değil İmralı- Kandil hattından başladığı ortaya çıkmaktadır.
Bir yanıt bırakın