MHP’li Günal: Başbakan Yolsuzlukları Kriptolu Telefonla Yönetmiş!

Cumhur İttifakı Millet Aklı

GENEL KURUL MG FOTO-resimliTBMM Genel Kurulu’nda yolsuzluk ve rüşvet olayları ile bu olayların ülkeye verdiği zararların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen Meclis Araştırma Önergesi üzerine MHP Grubu adına söz alan MHP Antalya Milletvekili Doç. Dr. Mehmet GÜNAL; HSYK, İnternet, Torba, MİT ve dershanelerle ilgili yasaların hepsinin Tayyip Erdoğan’a karşı darbe değil, tam tersine Erdoğan’ın rüşvet ve yolsuzlukların üstünü örtmek için yaptığı sivil darbenin unsurları olduğunu söyledi. Başbakan ve oğlu arasındaki ses kayıtlarının montaj olduğu iddialarının da gerçekçi görünmediğini söyleyen, Günal aslında Başbakan’ın kriptolu telefonlarının dinlediğini kabul etmesinin ve bununla ilgili TÜBİTAK çalışanlarının görevden alınmasının dinleme kayıtlarının gerçek olduğunun itirafı olduğunu belirtti. Sözde paralel devlet suçlamasıyla ve günah keçisi aramakla bu olayların üstünün örtülemeyeceğini ifade eden Günal, çözümün Başbakanın istifası ve AKP’nin iktidarı terk etmesi olduğunu söyledi.

HSYK, İnternet, MİT, Dersane Yasaları… Hepsi Erdoğan’ın Sivil Darbesi!

17 Aralıktan bugüne kadarki gelişmeler hiçbirimizin tasvip edeceği ya da kolayca kabulleneceği şeyler değildir. Bir yazı okudum diyor ki: “17 Aralık 2013 tarihini paralel devletin tasfiyesinin başladığı süreç veya Tayip Erdoğan’ın kendisine karşı darbeyi önleme tarihi olarak kaydetmekten ziyade, Tayip Erdoğan’ın sivil darbesi olarak kayda geçirecektir.” Bunun arkasından da bütün olanları sıralayıp HSYK, İnternet ve MİT Yasası’nın Türkiye’yi bir muhaberat devletine dönüştürerek her türlü kurumu ve bireyi MİT’e “online” olarak bağımlı hâle getireceğini, bir tasarı olarak bunların bir sivil darbenin istinat duvarları olduğunu söylüyor. Kim söylüyor biliyor musunuz? Şimdi AKP’nin “paralel devlet” diye kavga ettiği cemaat gibi, geçmişte beraber olduğu Cengiz Çandar söylüyor. Buradan anlayacağımız AKP operasyonlara karşı savunma ve saldırı silahı olarak Meclis’ten parmak çoğunluğuyla bir sürü kanun çıkarıyor.

Yolsuzluğun Kitabını Yazan Başbakan 17 Aralık Operasyonunu da Kitabına Uydurdu!
Başbakan 17 Aralıkta “Konya’daymış.” diyorsunuz. Telefonla Konya’dan da konuşulur, Ankara’dan da konuşulur. Ayrıca Konya’da Başbakan 13:48’de konuşmaya başlamış. Yani kaydın yapıldığı saat olan 08:02’de Ankara’daymış. Yani teknoloji var, dünyanın öbür tarafından da olsa arayabiliriz. Ses kayıtlarının içeriğini hepiniz bildiğiniz için oraya girmiyorum. Size bazı teknik sorular soracağım. Teknik olarak soruyorum: ” Montaj nedir?” Sözlük açıklamasında diyor ki: “Ayrı ayrı parça, kayıt ve görüntüleri birleştirerek kullanılacak işe uygun hâle getirme veya “assembly” etme, parçaları birleştirme.” Ama sinemada, fotoğrafta, görüntüde var ama “seste montaj” diye bir şey duymadım. Yani montaj demek başka bir şey. Diyebiliyorsanız “Bunun içeriği yanlıştır, zinhar böyle hiçbir konuşma geçmemiştir. Sayın Başbakan ne o gün oğluyla konuşmuştur ne başkasıyla konuşmuştur.” deyin.

Yine teknik olarak soruyorum; “Yolsuzluğun tanımı nedir?” Başbakan “Yolsuzluk” tanımı yapmış: “Ben yolsuzluk deyince şunu anlarım: Devletin kasası soyuluyor mu, soyulmuyor mu?” Yani diyor ki: Özel sektöre bazı işleri kolay yoldan yapıverirsek, usulsüzlük yaparsak bu yolsuzluk olmaz. Siz Başbakan olmasanız, siz bakan olmasanız o işleri kolaylaştırma şansın var mı, yok! Kolaylaştırdığın insana kolaylık sağlarken karşılığını alıyor musun? O zaman “rüşvet” demeyelim, “usulsüzlük” diyelim. Peki usulsüzlük olduğu zaman yolsuzluk da olmaz mı? Yapmamanız gereken bir şeyi hatıra binaen bile yapsanız bu yolsuzluk değil midir? İlla para mı olması gerekiyor? Kardeşiniz için yaptığınız usulen, hukuken mümkün olmayan şeyler yolsuzluk değil midir?

Başbakan’dan Rüşvet ve Yolsuzluk İtirafı: “Kriptolu Telefonumu Dinlemişler!”
Şimdi size başka bir teknik soru soruyorum: “Kriptolu telefon” ne demek? Başbakan dedi ki: “Kriptolu telefonlarımızı bile dinlemişler. Bunlar bu kadar alçak.” Başbakan’a soruyorum: kriptolu telefonlarla mı konuşmuş, onları mı dinlemişler? Bu iddia ettiği montajlar o dinlemelerin içinden mi alınmış, onun için mi kızıyor? TÜBİTAK’taki BİLGEM’in Başkanını bundan dolayı mı görevden almış? BİLGEM Başkanı daha önce de “Böceklerle ilgili rapora müdahale talebini kabul etmedim.” diyordu. Bu olayların üstünden de TÜBİTAK’takileri, MAM’ın başındaki insanı alıyorsanız; bundan “Benim kriptolu telefonlarımı dinlemişler, bize güvenilir telefon vermişlerdi, konuşuyorduk; bu da güvenilir değilmiş.” sonucu çıkıyor. Bu dinlemenin kısmen doğru olduğunun itirafı değil midir?

Sizlerden bazı soruların cevaplarını istiyorum: Bu kriptolu telefon işi nedir, kime kaç tane verilir? Başbakana kaç tane vermişlerdir? Oğlunda da var mıdır? Bu olaylardan dolayı mı TÜBİTAK’ta birkaç kişi birden görevden alınmıştır?

Nasıl ki daha önce Balyoz operasyonu kapsamında benzer iddialar olmuştu. Hani incelemişlerdi de hatırlarsınız CD’nin içerisinde bilgi ve belgeler çıktığı iddia edilmişti. TÜBİTAK’ın da raporu vardı ama hani mahkeme bunu dikkate almamıştı. Geçmiş tarihli programlara gelecek tarihli yüklemeler yapıldığı zaman da bilirkişi incelemişti hatırlarsanız. Dolayısıyla, burada mahkemelerde bilirkişi süreci vardır. Bunları gidip bilirkişilere inceletmek lazım. Peşinen montaj olarak kabul etmek de doğru değildir.

Çözüm “Paralel Devlet”i Günah Keçisi Yapmak Değil, AKP’nin İktidarı Terk Etmesidir!
AKP’ye sesleniyorum: İddia ettiğiniz sözde “paralel devlet” ile topuyla, tüfeğiyle mücadele etmek için HSYK, İnternet, MİT Yasası çıkardınız. Öte yandan gerçek “paralel devlet” Güneydoğu’da kurulmuş, devlete rest çekiyorlar. “Biz özerkliğimizi ilan ettik.” diyorlar. Onunla niye mücadele etmiyorsunuz? Niye müzakereye başladınız?

Burada bir sorun varsa, paralel devlet orada oluşmuşsa, dinlemeleri yapıyorsa onun müsebbibi sizsiniz. TÜBİTAK’taki gibi, MİT’e yetki verdiniz, her şeyi MİT izliyor. MİT’in içinde olmadıklarından emin misiniz? Acaba yerleşememişler mi, yoksa orada da adamları var mıdır? Yarın oradan da paralel devlet çıkarsa MİT’i de tamamını kapatıp onları da mı görevden alacaksınız? Dolayısıyla bu yolsuzlukların üzerine gidelim, peşinen tavırlı olalım demiyorum ama bunların da açıklanması için bir komisyon kurup inceleyelim.

Dinlemelerle ilgili “7 bin kişi dinlenmiş.” diye manşet haberler var. Günaydın! Siz hangi devleti yönetiyorsunuz? Hangi hükûmetin bakanısın? Hangi hükûmetin Başbakanısın? Bu kadar süredir bunlar oluyor da siz hakikaten bilmiyorsanız tası tarağı alıp gitmeniz lazım! Biliyor da eğer ortak oluyorsanız, suça ortaksınız demektir.

Lütfen her seferinde günah keçisi yapmak için bir paralel devlet, bir faiz lobisi aramayın. Varsa bir sorun, iktidarıyla muhalefetiyle hep beraber çözelim. araştırma komisyonu kurulması, herhangi bir düzenleme yapılması gerekiyorsa birlikte yapalım. Başbakan “Faiz lobisi” diye Merkez Bankası’nı suçluyor. O zaman ben de soruyorum doğal olarak: Faiz lobisi içeride mi, dışarda mı? Bankalara bahane buluyorsunuz. Peki kaç senedir en fazla kâr eden bankalar değil mi? İlk 10 vergi veren kurumun 8 tanesi banka. Başbakan diyor ki: Özel bankalara yatırmayın, bunlar bizi sıkıntıya düşürüyor, kamu bankalarına yatırın.” Günaydın Sayın Başbakan. Kamu bankaları da o ilk 8 bankanın içerisinde. Doğruyu söylemezseniz sadece karşılıklı atışmayla olmaz.

Cumhur İttifakı Millet Aklı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*