Emekli Büyükelçi ve Eski MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı, KanalB’deki Hariciye Kliniği programında gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı
DENİZ BÖLÜKBAŞI’NDAN TÜRKİYE GÜNDEMİYLE İLGİLİ ÇOK ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR
Tayyip Erdoğan’ın yolsuzlukla ilgili tüm tutarsız açıklamalarını ortaya koyduktan sonra;
Önümüzdeki dönemde hükümeti bir çifte hesap beklemektedir. Yolsuzluk iddialarının hesabını yargı önünde verecektir. Sandıkta ikinci hesabı verecektir.
Bugün Türk milleti sanki AKP ile cemaat arasında sıkışmış gibi. O mu haklı, bu mu haklı? Al birini vur ötekine.
Sayın Başbakan milli iradeyi falan değil, kendi siyasi geleceğini kurtarmaya çalışıyor.
(28 Şubat üzerinden askere duyulan öfke neden? Sorusuna yanıtı:) “Bir kin var, bir hınç var.”
Başbakan büyükelçileri topluyor. “Gidin görev yaptığınız ülkelerde bunun bana karşı bir komplo olduğunu anlatın” diyor. Bana bu görev verilseydi bunu yapamazdım. Evlerde bulunan ayakkabı kutularını, para sayma makinelerini nasıl açıklardım? Bu talimatı yok hükmünde sayardım.
Soru: Bir anayasa var. Ancak bu anayasayla ilgisi olmayan iktisadi ve finansal bir düzen kurulmaya çalışılıyor.
“2010 Anayasa referandumu çok önemli bir dönüm noktasıdır. Yargıyı ele geçirmek için bunu yaptı. Ancak bunu cemaatin eline düşürdü. Bugün yetmez ama evet diye ortaya çıkanlar, eski ülkücü diye ortaya çıkanlar ne düşünüyor? Vicdan muhasebesi yapmalı. AKP bunları yaptı ama bumerang gibi kendine döndü.”
Başbakan artık birşey yapamaz. AKP hükümeti topal ördektir. Bundan sonra Türk milleti görecektir neler olacağını.
Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olduğu, İmralı’daki Apo’nun milletvekili olduğu bir Türkiye’dir Başbakan’ın “Yeni Türkiye” dediği. O yüzden 30 Mart’ı bir dönüm noktası sayıyor.
Eğer anayasayı değiştirip cumhurbaşkanını TBMM’nin seçmesini sağlayamazsa Başbakan, tüzüğünü değiştirip 4. dönem milletvekili kalmasını sağlayacaktır.
Gezi olayları vay dış güçlerin gelişmesini istemeyenlerin oyunudur. 17 Aralık keza. Türkiye’nin gelişmesini istemeyenler mi koydu ayakkabı kutularını?
Türkiye ekonomisi yapısal hiçbir stratejiye dayanmayan günübirlik bir ekonomiydi. Sıcak parayı ekonomiden kademe kademe çekmeye çalışan Avrupa’nın Türkiye’yi sürüklediği bir darboğazdı ekonomik sıkıntı. Ekonomideki sorunu Gezi olaylarına ve 17 Aralık operasyonuna bağlarsanız buna kargalar bile güler.
Kimseyi küçümsemek istemiyorum. Ama AKP’li bakanlara bakın. CHP’de de MHP’de de 10 kabine kuracak donanımın olduğunu ben görüyorum.
Suriye’de ikinci yılını geride bıraktığını zannettiğin bu iç çatışmada, sahadaki duruma bakılınca hiç de AKP hükümetinin tarif ettiği gibi muhaliflerin bir başarı elde edemediği görülüyor. Cenevre 2’nin temel amacı, bir ihtilafın çözümünün tüm parametrelerini ortaya koymak değil, bir geçiş döneminin şartlarını belirlemek. Esad’sız ve BAAS’sız bir dönemi olmayacak. Baas, mutlaka Esad’ı ayakta tutan mekanizma belirleyici olacak. Bunun sebebi açıktır. Esad ve Baas döneminin ortadan kalkmasıyla ortaya çıkacak bir geçiş döneminde El-Kaide aktör olacaktır. Bir Suriye politikası yok. Esad rejimine duyulan nefretle bölük pörçük hareketler var. Ama Suriye’de çok garip gelişmeler yaşanıyor. Suriye’de PYD üç bölgede özerkliğini ilan etti. Bu Türkiye’nin güvenliği için açık bir tehdittir. Hükümet bu konuda hiçbirşey söylemiyor. Bu arada Suriye’den bir kadın getirdiler. TBMM çatısı altında grup toplantısını izlettiler. Hükümetten çıt yok. Türkmenler çok zor durumda. Bunun sebebi AKP hükümetinin Türkmenlere destek olamamasından kaynaklanıyor. Biz Bayır Bucak Türkmenlerine insani yardım gönderdik diyor ama Tırın güzergahı bambaşka.
Bir yanıt bırakın