MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. E. Semih YALÇIN: Hiç kimse MHP ve Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in lideriyle, kurumsal kimliğiyle alay edemez

Cumhur İttifakı Millet Aklı

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekilimiz Prof. Dr. E. Semih Yalçın @E_SemihYalcin: Hiç kimse MHP ve Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in lideriyle, kurumsal kimliğiyle alay edemez

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekilimiz Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın, “Halk Tv’deki Sansürsüz Bir Programda Yenilen Haltlara” dair yaptığı açıklama 

Halka açık yayınlarda kendi adına bile liyakat göstermeyen, ismini aldığı kitlelerin sosyolojisine uygun edep ve terbiye kurallarını sürekli çiğneyen bir TV kanalı olarak öne çıkan Halk TV, artık sicilli bir Halt TV’ye dönüşmüştür.

Halk TV programlarının seviyesiz ve kalitesizliğinin en büyük nedeni;  ahlak düşkünü üslupla siyasi liderlere, politikacılara, aydınlara saldırmayı yayın politikası hâline getirmesidir.  

Halk TV’nin hemen her tartışma programında, ağızlara söz silahı tutuşturulup sağa sola rastgele ateş edilmesine çanak tutulmaktadır.

Bu CHP meddahı kanalın bilhassa Sansürsüz adlı programı sırasında ekrandan edepsizlik, terbiyesizlik ve saygısızlık taşmaktadır. 

O sırada TV stüdyosu, bir yayın odasından çok kafe bar havasına bürünmektedir. 

Programın sözde sunucusu da, tüketimi arttırmak için bar müdavimlerini şevke getiren bir barmaid havasındadır. 

Sözde Sunucu Sinem Fıstıkoğlu’nun yayın sırasında bir hanımefendiye yakışmayacak şekilde takındığı saygısız ve lakayt tavır, ibretle izlenmektedir. 

Programa katılan İpek Özkal Sayan isimli hanımefendinin; Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’den söz ederken alaycı bir tonda hadsizce sık sık kıkırdaması, üstlendiği görevleri kaldırabilecek ahlaki vasıflardan ve adabımuaşeretten yoksun olduğunu göstermektedir.

Bu kanalın son dönemde işlediği haltlardan biri, Türkiye’nin en büyük ve köklü siyasi partilerinden MHP’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye dönük düşmanca manipülasyon ve algı mühendisliğini yayın politikasına dönüştürmesidir.

Programlara çağırılan konuklara ayak verilerek; gayri ahlaki, fütursuz, seviyesiz ve maksatlı bir tutumla Sayın Genel Başkanımıza ve partimize saldırılmaktadır.

Sansürsüz programında edepsiz sunucunun gaz verdiği bir eski politikacı, Cem Toker; hızını alamayıp Sayın Genel Başkanımız hakkında ağıza alınmayacak alçakça ifadeler kullanmıştır.

Geçmişte LDP’nin genel başkanlığını yapmış Cem Toker’in, bir başka partinin lideri hakkında sarf ettiği yakışıksız ve edep dışı sözler; liyakatsizlik, ehliyetsizlik ve seviyesizlik numunesi olmuştur.

Sayın Devlet Bahçeli, sadece MHP ve Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in lideri değildir.

Sayın Devlet Bahçeli; yıllarını Türk siyasetine vermiş, sağduyu ve ferasetiyle demokrasimizin bugünkü olgunluğa erişmesinde hayati katkılarda bulunmuş, ak saçlı bir devlet adamıdır.

Sayın Devlet Bahçeli, siyaset hayatımızda istikrarın ve ilkeli duruşun adıdır.

Onun içindir ki partisinin, aldığı oydan çok özgül ağırlığı ve kendisinin de milletimiz nezdinde yüksek siyasi itibarı vardır.

Sayın Devlet Bahçeli, aynı zamanda toplumsal barışın ve bin yıllık kardeşlik hukukunun sürmesi için varını yoğunu vererek sembolleşmiş bir siyaset adamıdır.

Sayın Genel Başkanımızın sözleri kamuoyunda gündem oluşturmakta; onun sevk ve idaresindeki MHP’nin politikaları, Türkiye’nin büyük hedeflerine erişmesi gayretlerine enerji üretmektedir.

Bu konumu dolayısıyladır ki Sayın Genel Başkanımız; dostlarının gıpta ve takdirini, muhalif ve muarızlarınınsa haset ve kıskançlığını celp etmektedir.

Bu sebepledir ki bize düşmanlık eden çevrelerce ümitsizce yerilmekte, kamuoyu nezdindeki prestijine darbe vurulmak istenmektedir.

Sayın Bahçeli’yi bütün dünya tanımakta, takdir etmektedir.

Cem Toker ise bir hiç, başarısız bir politikacı örneğidir.

Sayın Devlet Bahçeli ne kadar numuneiimtisalse Cem Toker de o kadar suimisaldir.

Sayın Genel Başkanımızın, 2002’deki erken seçim çağrısıyla ilgili Cem Toker’in iddiaları da saptırmadır.

Adı geçen şahıs, yakın tarihimizde olup bitenlerden o kadar bihaberdir ki 57. hükümetin koalisyon ortaklarından DSP’nin Washington yönetimin müdahalesiyle içeriden parçalandığını ve bünyesinden kopan yeni bir hizbin parti kurmasıyla koalisyonun zaten fiilen bittiğini bilmemektedir.

Yani; Sayın Devlet Bahçeli’nin bütün direnişine, koalisyonun devamı için gösterdiği gayretlere rağmen, 57. hükümetin sonunu dış güçler getirmiştir. 

Merkezinde Amerikan yönetiminin bulunduğu dış güçler, yine aynı oyun peşindedir. 

Halk iradesiyle iş başına gelen mevcut meşru hükümeti yıkmak için açıktan tavır almışlardır.

Dış mihraklar, geçmişte olduğu gibi bugün de kendilerine iş birlikçi, hain ve piyonlar devşirerek hükümeti iktidardan düşürme çabasındadır.

Tarif ettiğimiz devşirilmiş adam ve iş birlikçi piyon tipine tamı tamına uyanlardan biri de bu Cem Toker’dir.

Kendisi ABD’de öğrenim görmüş, yetişmiş ve sonra da liboşlar zümresine karışarak üstlendiği misyonu gizlemeye çalışmıştır.

Amerikalıların hizmetine gönüllü girmiş olan Cem Toker, Genel Başkanımıza isnat ettiği eylemleri, kendisi her gün severek ve isteyerek yapmaktadır.

Amerikancı Cem Toker, dış güçlerin adamıdır. 

Tescilli liboş Cem Toker’in haddini aşan küstah sözlerinin hedefi sadece Sayın Devlet Bahçeli değildir. Toker; hem Türk toplumun değerlerini, hem de siyasal ve sosyal barışı yıkma hesabındadır. 

ABD tarafından yetiştirilmiş kaos baronlarından biri olan Toker, neyse ki çapsız ve başarısızdır.

Üstlendiği politik misyon bu adama 5 numara bol gelmiş ve herhangi bir muvaffakiyet kazanamadan, halk nezdinde beş paralık itibar elde edemeden genel başkanlık görevini devretmek zorunda kalmıştır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli; Türk milleti nezdindeki yüksek itibarının, siyasetteki dominant mevkiinin zekâtını verse Cem Toker’in yedi sülalesi Karun gibi zengin olur.

Değil MHP Lideri, MHP camiasından herhangi bir kişi Cem Toker gibilerle tartıya çıksa kefesinden fırlatır.

Cem Toker misali; kamuoyunda herhangi bir yeri ve ederi olmayan malum tipler, yüksek prestije malik Devlet Bahçeli markası ve MHP’nin kurumsal kimliği üzerinden şöhret kazanıp toplumun dikkatini çekmeye çalışmaktadır.

Peki; başkalarını yererek, iftira ve yalan politikalarına tevessül ederek itibar kazanıldığı nerede görülmüştür?

Cem Toker gibi tabansız ve liboş ABD piyonlarının sözüne, elbette millet itibar etmeyecektir.

Özetle; 

Hiç kimse MHP ve Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in lideriyle, kurumsal kimliğiyle ve milletin yüksek değerleriyle alay edemez.

Kirli ağızlardan okun yaydan çıktığı gibi çıkıp liderimize, partimize ve hareketimize yönelen hiçbir çirkin sözü havada bırakmayız. 

Her saldırıya misliyle mukabele eder, hadsizlere haddini bildiririz.

Partimize dönük operasyon ve manipülasyonları, aziz milletimizden aldığımız güçle, tereddüt etmeden etkisiz hâle getirecek kuvvete sahibiz.

Bu böyle bilinmelidir.

Cumhur İttifakı Millet Aklı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*